
Hollanda hükümetinin sözde radikallikle mücadele programı kapsamında ülkedeki Müslüman toplulukların özellikle cami ve eğitim kurumlarının takip edilmesi ve önde gelen Müslüman şahsiyetler hakkında yasa dışı bilgi toplaması skandalının sanılandan daha büyük olduğu ortaya çıktı.
Skandalın merkezinde olan ve ülkedeki Müslüman toplumun devlete olan güvenini sarsılmasının baş aktörü olan Hollanda Sosyal İşler ve İstihdam Bakanlığı’nın (SZW), Müslüman bireyler ve organizasyonlar hakkında yasa dışı kişisel veri toplamasına dair dosyaların bir kısmının kamuya açılması sonrasında olayı araştıran Argos haber portalı, bakanlığın Müslümanlardan özür dilemesine rağmen, sadece bu özrün Müslüman toplulukların devlete olan güvensizliğini ortadan kaldırmaya yetmediğini tespit etti.
Hukuka Aykırı Bilgi Toplatıldı
2015 yılından itibaren radikalleşme, salafizm ve yabancı finansman gibi konulara odaklanan bir dizi girişim başlatan Sosyal İşler ve İstihdam Bakanlığı, bu kapsamda, Müslüman topluluklarla ilgili bilgi toplama amacıyla bir “Taskforce” (Görev Gücü) oluşturdu. Bu süreçte mağdurların kişisel verilerinin izinsiz bir şekilde işlendiği ve paylaşıldığı tespit edildi. Özellikle 2019-2021 yılları arasında dokuz farklı vaka üzerinde çalışıldığı ve bu vakaların çoğunda hukuka aykırı veri işleme faaliyetlerinin gerçekleştiği belirlendi.
Müslümanlar Belediyelere Dava Açtı
Başta Almere, Ede, Veenendaal ve Delft kentlerinde, kent yönetimlerinin bilgisi dahilinde camilere ajan yerleştirdiğinin veya uzaktan kamerayla camilere gidip gelenlerin tespit edilmesi üzerine ilgili kişiler dava açtı. Bazı kent yönetimleri izlemenin yasa dışı olduğunu kabul etmek zorunda kaldı. Ancak davaların uzun sürmesi beklenirken, Sosyal İşler ve İstihdam Bakanlığı’nın bu takip ve istihbarat toplamanın yasa dışı olduğunu kabul ederek Müslümanlardan özür dilemesi sebebiyle olumlu sonuçlanması bekleniyor.
Özel Güvenlik Şirketleri Kullanıldı
Camilerin ve Müslümanlara ait diğer kurumların ajanlar ya da kameralarla takip edilmesi skandalının önemli bir özelliğinin de özel güvenlik şirketlerinin görevlendirilmesi oldu. Nuance door Training & Advies (NTA) gibi özel şirketler Müslümanların takibi ve bu takiplerin raporlanmasını üstlenirken NTA Argos’a yaptığı açıklamada ismini vermediği başka güvenlik şirketlerei de olduğunu bildirdi. NTA, ne kadar cami veya kişiyi takip ettiğini ise açıklamadı.
Bakanlık: Yasaya Aykırı Bilgi Toplandı
Sosyal İşler ve İstihdam Bakanlığı yetkililerinin, ilgili araştırmada kişisel verilerin işlenmesinin yasal dayanağı olmadığını 2020 yılında fark etmelerine rağmen, bazı durumlarda bu faaliyetlerin devam ettiği de ortaya çıktı, Örneğin, “salafist organizasyonlar” hakkında hazırlanan raporlarda ilgisi olmayan kişilerin de kişisel bilgileri de yer alırken, bu bilgiler istihbarat dahil diğer devlet kurumlarıyla paylaşıldı. Bakanlık, 2021 yılında bu uygulamaları tamamen durdurduğunu açıkladıysa da süreçteki ihlaller nedeniyle ciddi eleştiriler aldı.
Bakanlığın oluşturduğu Görev Gücü’nde yer alan diğer devlet kurumları arasında İçişleri Bakanlığı, Adalet ve Güvenlik Bakanlığı ile Hollanda İstihbarat Teşkilatı (AIVD) gibi kuruluşlar bulunuyordu. Bu kurumlarla yapılan bilgi paylaşımının da yasalara aykırı olduğu değerlendiriliyor.
Müslüman Toplum: Devlet Ayrımcılık Yaptı
Müslüman toplum, hükümetin bu uygulamalarını ayrımcılık olarak değerlendiriyor. Birçok kişi ve organizasyon, kendilerinin özellikle hedef alındığını düşünüyor. Bakanlığın yayımladığı özür mektubu ve “güven inşası” girişimlerine rağmen, toplumda oluşan derin güvensizlik henüz giderilemedi.
Bakanlığın 2023 yılında yayımladığı “Güvenin Yeniden İnşası” başlıklı raporda, Müslüman toplumla yapılan görüşmelerin olumlu geçtiği ifade edilirken, birçok Müslüman temsilci, bu adımların yeterli olmadığını belirtiyor. Özellikle genç Müslümanlar arasında radikalleşme endişesiyle başlatılan bu tür politikaların, tam tersine toplumsal ayrışmayı ve Müslümanlara karşı ayrımcılığı artırdığı ifade ediliyor.
Müslümanlar hükümetten daha fazla şeffaflık, eşitlikçi politikalar ve ayrımcılığa karşı somut önlemler bekliyor.
Kaç Kişi Mağdur Edildi Bilinmiyor
Hollanda Veri Koruma Otoritesi (AP), bakanlığın yasa dışı veri işleme faaliyetlerini incelemeye devam ediyor. Şu ana kadar kaç kişinin mağdur olduğu tam olarak bilinmese de, yüzlerce kişinin kişisel bilgilerinin izinsiz işlendiği tahmin ediliyor. Mağdurların bir kısmı bakanlığa başvurarak dosyalarını inceleme talebinde bulunmuş durumda.
Öte yandan, Sosyal İşler ve İstihdam Bakanlığı’nın bazı araştırma projelerinde de benzer ihlallerin yaşandığı belirlendi. Örneğin, “Nuance Training and Advice” adlı araştırma şirketi tarafından yürütülen dokuz farklı projede kişisel verilerin izinsiz işlendiği ortaya çıktı. Bu projelerden yalnızca biri yasalara uygun şekilde yürütülmüş durumda.