Rotterdam 172 çeşit milletin ve 199 çeşit dilin özgürce konuşulduğu bir şehir, Rotterdam diğer dünya şehirleri gibi çok eski bir şehir değil. Yaklaşık 700 yıl önce iki akarsuyun arasına kurulmuş bir şehir (sağ ve sol Rotte) o yüzdende adı Rotterdam olmuş. Kuruldu kurulalı ticaret ve iş merkezi olduğu için önce ülke içinden sonrada ülke dışından devamlı göç almış. Öyle ki yeni Rotterdamlılar 20 yılı geçkin bir süredir eski Rotterdamlılardan daha fazla. Yani şu anda %40 yerli %60 göçmen Rotterdamlı var. Neden bu bilgileri önceden yazdım?

Bir şehrin tarihi çok önemlidir hele de güvenlik için. Ayrıca Hollanda’da ilk kez Fas kökenli bir Hollandalı Rotterdam’a belediye başkanı oldu ve bu görevi 15 yıl boyunca başarı ile yaptı.

Gelelim güvenliğimize evet bu şehirde gerçekten güvendeyiz. Neden mi? Hollanda Anayasasının birinci maddesi aynen şöyle: Hollanda’da yaşayan hiç kimseye, dininden, dilinden, renginden ve cinsel tercihinden dolayı hiç kimseye ayrımcılık yapılamaz, yapanlar için Hollanda Ceza konunda karşılığı vardır.

Buna rağmen ne yazık ki canımızı malımızı güvendiğimiz Polis teşkilatında son zaman-larda çok fazla çürük elma var. Bir kızımızın öldürüldüğünde, Rotterdam polis teşkilatı olayı önlemediği için suçlanacağına Rotterdam polisi kendi WhatsApp guruplarında “bir Türk daha eksildi” gibi ırkçı paylaşımlar yaptılar. Hollanda Türkler İçin Danışma Kurulu (IOT) olarak, hem Rotterdam polisi hem de hem de polis teşkilatının bağlı olduğu Hollanda Adalet Bakanlığı ile yakın temas hâlindeyiz. Bu tür olayların önüne geçebilmek için ve polis teşkilatının ayrımcılık ve ırkçılık konusunda eğitilmesi için elimizden geleni yapıyoruz.

Benim doğuş okuyucularına çağırım şudur! Eğer bir ayrımcılığa uğrarsanız lütfen şikâyet edin. Eğer şikayet etmezseniz kayda geçmez. Kayda geçmeyince de kimse önlem almaz. Zamanımızı ayırıp bu konuda gerekeni yapmalıyız. Bildiği gibi İslam karşıtı ve ırkçı bir hükümet var Hollanda’yı yöneten. Hiç önemli değil, Hollanda hükûmeti bu ülkenin anayasasına uymak zorunda. Yalnız eğer bu ülke normal insanlar tarafından yönetilmesini istiyorsanız o zaman oylarınıza sahip çıkın. Yoksa böyle olur.

Son olarak evet bu ülke ve bu şehir güvenli ama bizlerde hem haklarımıza hem de sorumluklarımıza sahip çıkmalıyız. Artık misafirlik çoktan bitti bu ülkede bu şehirde bizim ve biz burada ev sahibiyiz.

Şairin dediği gibi “Bu cennet bu cehennem bizim”

Zeki Baran