Denk Partisinin yeni başkanı olarak gösterilen avukat Ejder Köse: “Türkiye’ye tatil için gidiyorum ama buraya gömüleceğim”

Avukat Ejder Köse (48), Denk’in yeni parti genel başkanlığına aday gösterildi. Köse, AD gazetesine verdiği mülakatta, “Türk köklerim var ama Hollanda’da kendimi evimde hissediyorum. Partinin tepesinde daha fazla çeşitlilik istiyorum.” dedi.

Ejder Köse (1972) 2001 yılından beri avukatlık yapmakta, Köse Advocaten ve Hollanda Türk Hukukçular Derneği’nin kurucusudur. Uluslararası ve Avrupa Hukuku alanlarında uzmanlıkları bulunmaktadır.

Ejder Köse için internette yapılan ilk arama, hemen göze çarpan bir davayı ortaya çıkarıyor: Köse, 2017 yılında çok sayıda kargaşayla Hollanda’dan sınır dışı edilen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın (AK Parti) avukatıydı.

Söyleşiye bu konuyla başlayan muhabire avukat Köse, “Bunun hakkında hemen konuşmaya başlamanız beni şaşırtmadı” dedi ve şunları söyledi: “Ben bir avukatım ve insanları savunuyorum. Biliyor musunuz, bu benim mesleğim. Sıradan biri de olur, rütbeli biri de olur savunduğunuz. Ama savunduğun birileriyle aynı fikirde olmak zorunda değilsin. Evin bacası tütmek zorunda. Ve şunu da bilin ki, artık bu bayanın avukatı değilim.”

Bu Hollanda sağduyusuna benziyor…

(Gülüyor) “Bu aynı zamanda bizim ofis sloganımız: “Hollanda itidali/sağduyusu, Türk tutkusu/cesareti.”

Kendinizi gerçekten Hollandalı bir Türk olarak görüyor musunuz?

“Türk kökenimin olduğunu söylemeliyim. Ama şimdi sadece orada tatile gidiyorum. Hollanda’da yaşıyorum ve buraya gömüleceğim.”

Neden Denk partisine başkan olmak istiyorsunuz?

“Partideki tüm tartışmalardan sonra, yıllardır üye olduğum için sorumluluğumu almam gerektiğini düşündüm. Hayat tecrübemle Denk’in iyileşmesine ve herkesi kucaklayan, kapsayan geniş bir yelpazede hareket edecek bir parti olmasına yardımcı olmak için uygun bir katkı yapabileceğimi düşünüyorum.

Parti başında bulunan Türk kökenli üç kişiyle mi çeşitliliği sağlayacaksınız? Bu çok çeşitli görünmüyor

“Bununla ilgili içimizde uzun tartışmalar yaşadık. Ve bu ayın sonunda üyeler tarafından seçilirsek, kesinlikle zirvede daha fazla çeşitlilik olması için çağrı yapacağız. Sonra daha iyi bir kadın-erkek ilişkisindeki dengeye de dikkat edeceğiz. Ayrıca, her etnik kökenden insanın parti yönetiminde yer almasını düşünüyorum.”

Başarılı bir avukat olarak bu iş için zamanınız var mı?

“Bunu dört gözle bekliyorum ve bunun için zaman ayırmak istiyorum. Başkanlık görevi, benim haftada 1-2 günümü alacak. Ancak yirmi yıllık bir deneyimimiz var. Ve şu anda dört avukatla birlikte davaları benden devralabilen bir ofisim var.”

Başkanlık görevini aldığınızda, çözmeniz gereken zor bir mesele sizi bekliyor: Denk üyeleri hala mevcut milletvekili Tunahan Kuzu’nun olası bütünlük ihlallerine ilişkin bağımsız bir soruşturma istiyor. Böyle bir şey olacak mı?

“Oraya varır varmaz bunu tartışmalıyız. Ve sonunda bir karar gelecek, bunu henüz tahmin edemiyorum. Ancak üyeler, daha önce kabul edilen önerilere göre bunu önemli bir konu olarak görüyorlar. Bu yüzden kesinlikle gündem maddesi olarak yer alacaktır.”

Aradığımızda, “Ankara’nın uzun kolu” gibi düşünmek konusunda haklı olacağımızdan korktunuz mu?

“Ahh! Denk hakkında pek çok önyargı var. ‘Ankara’nın uzun kolu’ bunlardan biridir. Ve endişelendiğim kadarıyla, geçmişte yaptığım bazı şeyler göz önüne alındığında, bu bağlantıyla ilgili de tekliflerim, düşünce ve öngörülerim olacaktır. Ama şimdi bir avukat olarak nasıl çalıştığımı açıkladım ve bu Türkiye saplantısını da başkalarına bırakıyorum.” (AD)