Avrupa Birliği (AB), 2025’te kendi içinde başta göç olmak üzere birçok sorunla “birliğini” koruyarak baş etmeye çalışacak.
AB’nin 2015-2016 döneminde karşı karşıya kaldığı yoğun düzensiz göçten sonra hazırlanan Göç ve İltica Anlaşması, yıllar süren tartışmaların ardından geçen sene kabul edildi. 2026’da yürürlüğe girmesi beklenen yeni kurallar, temel olarak göç yükünü ilk varış ülkelerinden alıp tüm üyeler arasında dağıtmayı hedefliyor.
AB’nin dış sınırlarını güçlendirme, iltica başvurularının süratle sonuçlandırılması, başvurusu reddedilenlerin menşe ülkelerine geri gönderilmelerinin hızlandırılması ve kaynak ülkelerle işbirliğinin artırılması, anlaşmaya dair önemli unsurların arasında yer alıyor. 2024’ün sonuna doğru İtalya’nın aşırı sağcı Başbakanı Giorgia Meloni’nin Arnavutluk ile, sığınma başvurusu yapanların AB dışına gönderileceği merkezler kurulmasına dair anlaşmanın uygulamaya konulması, gözleri bu tür bir çözüme çevirdi.
GERİ DÖNÜŞLERİN HIZLANDIRILMASI BEKLENİYOR
AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, bu çözüme desteğini açıkça ifade ederken geri göndermelerin hızlandırılması için 2025’te yeni bir direktif teklif sunacağını ifade etti.
Uluslararası insan hakları kuruluşları, yeni tedbirlerin yeni insan hakları ihlallerine yol açacağı uyarısını yaparken AB’nin önünde buna mahal vermeden düzensiz göçle baş etmek gibi bir ikilem de bulunuyor.
ALMANYA VE FRANSA’DA İÇ SORUNLAR
AB’nin en büyük ekonomisi olan Almanya’da ekonomik yavaşlama yaşanması ve seçim dönemine girmesi, ülkenin kendi iç meselelerine odaklanmasıyla sonuçlandı. Birliğin ikinci büyük ekonomisi olan Fransa’da da yaşanan krizler neticesinde istikrarlı bir hükümet kurulamadı. İki büyük itici gücün kendi sorunlarını gidermeye yoğunlaşmasıyla AB’nin eylem kabiliyeti zayıf düşmüş oldu.
Almanya ve Fransa’nın desteği olmadan AB’nin önemli ekonomik kararlar alması mümkün olmuyor. Bu nedenle, Almanya ve Fransa’daki iç sorunlar, AB içinde önemli ekonomik kararlar alınmasına engel teşkil ediyor.
AB TARIMDAKİ SORUNLARI GİDEREBİLECEK Mİ?
Avrupa ülkelerindeki çiftçiler, geçen yıl boyunca artan üretim maliyetleri karşısında tarımsal ürünlere daha yüksek fiyat ödenmesi talebiyle yoğun protestolar düzenlemişti. Çiftçiler, AB kurumları önünde de traktörleriyle şiddetli eylemler yapmıştı. Birliğin tarım politikaları, çevre, iklim ve doğa restorasyon hedefleri, desteklemelerdeki kesintiler, yüksek enerji, yakıt ve gübre maliyetleri ile dış ülkelerden gelen ucuz tahıl ürünleri, Avrupa’daki çiftçileri rahatsız eden konuların arasında yer alıyor.
Avrupalı çiftçiler, AB’nin Arjantin, Brezilya, Paraguay ve Uruguay’ın da üyeleri olduğu MERCOSUR ile yapmayı planladığı ve et ürünlerini de kapsayan serbest ticaret anlaşmasını da engellemek istiyor.
AB bütçesinin yaklaşık üçte biri tarımsal desteklemelere ayrılıyor. Bu boyutta bir kaynak 20 milyon çiftçiye sunulurken geri kalmış durumdaki sanayi ve teknoloji gibi çeşitli diğer sektörler de AB’den daha fazla mali destek bekliyor. Bu süreçte, AB’nin kendi sınırlı kaynaklarını yeniden planlaması ve öncelikli alanlara aktarması gerekecek ancak atılacak her adıma karşı Avrupa genelinde sert protestolar düzenlenmesi kaçınılmaz görünüyor. (AA)