Rotterdam’da tertip edilen program,        ‘t Klooster salonunda gerçekleştirildi. Basın camiasından, sivil toplum kuruluşlarından ve merhum gazetecilerin yakınlarından çok sayıda kişi anma/vefa programına katıldı.

 

Organizasyonun mimari Zeki Baran’ın moderatörlüğünde yaklaşık 1,5 saat süren program, Mustafa Solak tarafından okunan Kuran tilaveti ile başladı. Zeki Baran, Rukiye Gür, Özcan Özbay ve Mahmut Eröztürk’ün tertip ettiği etkinlikte; aramızdan ayrılan meslektaşlarımız Şadi Tatlı, Kamuran Sümercan, Coşkun Yeğenoğlu, Hüseyin Torunlar, Hikmet Gür ve Yalçın Çakır için salonda bulunanlar samimi, içten ve duygu yüklü ifadeler kullandılar.

Gazeteciliğe yıllarını veren ve Hollanda’da hayatını kaybeden bu dostları yad etmek için etkinliğe gelenler; yaşadıkları hatırayı, bir anıyı salonda bulunanlarla paylaşarak, onların unutulmadıklarını da göstermiş oldular. Özellikle Rahmetli Yalçın Çakır ve Hikmet Gür’ün çocukları ve torunları da duygu ve düşüncelerini dile getirirken zorlandıkları, kelimelerin boğazlarında düğümlendiğini görmek, salonda bulunanlara da duygusal anlar yaşattı.

Program sonunda katılımcılar, merhum gazetecilerin anısına hazırlanan anı defterine duygularını kaleme aldılar. “Unutmadık, unutturmayacağız.” mesajıyla tamamlanan program, gazetecilik mesleğine gönül vermiş isimlerin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlattı.

Gecenin sonunda ise tek bir cümle, herkesin içinde bir yere dokundu: “Sevdiklerimize yaşarken ‘Seni seviyorum’ demekten çekinmeyelim.”

Salondan ayrılan herkesin yüreğinde aynı düşünce vardı: Vefa, sessizce de anlatılır. Bazen sustukça daha çok şey söylenir.

Programa katılanlar, bu tür anma etkinliklerinin her yıl düzenlenmesi temennisinde bulundu.

..

Program, toplu dua ve sunulan ikramla son buldu.