
Her gün bir çocuk, arkadaşlarının acımasız davranışları yüzünden sessizce acı çekiyor. Aileler, öğretmenler ve toplum artık harekete geçmeli.
Okullar açıldığında karşımıza çıkan acı bir gerçek var: “AKRAN ZORBALIĞI”
Medyada, sokakta, sosyal medyada sıkça konuşuluyor; ama çözümsüz kalıyor . Havanda su dövüyoruz resmen. Gün geçmiyor ki her gün bir çocuk, arkadaşlarının şiddeti ve alaylarıyla hastanelerde mücadele veriyor Çocuklarda akran zorbalığı, bir çocuğun ya da bir grup çocuğun başka bir çocuğa yönelik kasıtlı olarak zarar verici, tehdit edici, aşağılayıcı veya dışlayıcı davranışlar sergilemesidir.
Bu fiziksel, sözlü, sosyal veya siber zorbalık olarak çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. İşte bu tür zorbalıkların kısa açıklamaları:
Geçen gece bir kafede yaşadığım olay, meseleyi tekrar gözler önüne serdi. Çay getiren gençle konuşunca, artık okula gitmediğini, işe başladığını söyledi. Sebebini sorduğumda, arkadaşlarının boyuyla alay ettiklerini, kız arkadaşı olmamasını bile küçümsediklerini, anlattı. “Bir daha okula gitmeyeceğim” dedi. İkna etmeye çalıştım; rehber öğretmen ve idareye başvurabileceğini söyledim, ama başaramadım. Her gün kafenin önünden geçerken içim parçalanıyor. Bu yalnızca bir örnek; sokaklarda, okullarda binlerce çocuk sessizce acı çekiyor.
Psikolojik yara derin: Çocuklar özgüvenini kaybediyor, kaygıları artıyor, içine kapanıyor. Sessizlik çoğu zaman bir yardım çağrısıdır. İşte bu noktada aileler devreye girmeli.
Çocuklarını gözlemleyen, onlarla konuşan ebeveynler, bu sessiz çığlığı duyabilir ve durdurabilir. Zorbalığı yalnızca çocuklar değil, toplum hep birlikte engelleyebilir
1- FİZİKSEL ZORBALIK: Vurma, itme, tokat atma, eşyalarını alıp kırma gibi fiziksel zarar verici davranışlar.
2- SÖZLÜ ZORBALIK: İsim takma, alay etme, tehdit etme veya hakaret etme gibi sözlü saldırılar.
3- SOSYAL ZORBALIK: Bir çocuğu grubun dışında bırakma, dedikodu yapma, sosyal ilişkilerini bozma gibi sosyal açıdan dışlayıcı ve zarar verici davranışlar.
Zorbalık: İnternet ve dijital cihazlar aracılığıyla tehdit etme, hakaret etme, küçük düşürücü içerikler paylaşma gibi dijital ortamda gerçekleştirilen zorbalık
Zorbalığa uğrayan çocuklar, ileride ya içine kapanık ya da öfkesini kontrol edemeyen bireyler olabilir. Sokaklar bugünün küçüğü, yarının psikopatları olarak karşımıza çıkacaktır. Kültürümüzde yardımlaşma, merhamet ve saygı değerleri vardır; ama günlük hayatımızda bu değerler yeterince yaşanmıyor. Çocuklar gördüklerini aynen arkadaşlarına yansıtıyor.
“ŞAKA” gibi masum görünen bu davranışlar çoğu zaman hayati tehlike yaratıyor. Demir kapıların ardındaki güvenlik, içerideki tehlikeyi durduramıyor.
Çözüm çok uzak değil aslında. Aileler bilinçlendirilmeli, okullarda rehberlik güçlendirilmeli, toplumsal farkındalık artırılmalı.
1- Mağdura yönelik destek
2- Zorbaya destek
Okul ve aileler işbirliği içerisinde, empati duygusu gelişmiş, bireyler yetiştirilmeli ki topluma faydalı olsunlar Her çocuk, sevgi ve güven içinde büyümeyi hak ediyor.
Şerife Bozoğlan Eker —◄◄
