
Utrecht – Utrecht Belediye Meclisi’nde görev yapan yedi meclis üyesi, Denk Partisi Grup Başkanı Mahmut Sungur’a yönelik asılsız suçlamalar içeren bir mektubun basına nasıl sızdırıldığını açıklamak üzere mahkemeye ifade verecek. Söz konusu mektupta, Sungur’un bir meslektaşını tehdit ettiği iddia edilmiş, ancak daha sonra yapılan incelemelerde bu suçlamaların asılsız olduğu ortaya çıkmıştı.
PvdA üyesi Rick van der Zweth, sürecin kendisini şaşırttığını ve üzdüğünü belirterek, “Bu durum belediye meclisinin saygınlığı açısından kötü bir gelişme. Bizim açımızdan, konuşarak bu meseleyi çözmemiz en sağlıklı yol olurdu” dedi. Ancak Sungur, konunun mahkemeye taşınmasını talep etti.
Sungur, mahkemeden meclis üyelerinin WhatsApp gruplarında mektup hakkında neler konuştuğunu, kimin mektubu hazırlamayı önerdiğini ve kimin basına sızdırdığını açıklamalarını istedi. Ancak mahkeme, bu taleplerin tamamını kabul etmedi. Yargıç, mektubun asıl amacının belediye meclisinde etik kurallar ve çalışma ortamına dair bir tartışma başlatmak olduğunu belirterek, bu nedenle meclis üyelerinin mektubun içeriğiyle ilgili hesap vermek zorunda olmadığını ifade etti. Ancak mektubun basına sızdırılmasının hukuki olup olmadığının araştırılması gerektiğine hükmetti.
Arkadaşımız Sedat Tapan, Denk Partisi Grup Başkanı Mahmut Sungur ile görüşerek mahkemenin kararını dikkatle takip etti.
Asılsız Suçlamalar ve Sonuçları
2022 yılında, D66 üyesi Achraf Aït Daoua, Mahmut Sungur’un kendisini bir oylama öncesinde baskı altına aldığını ve destek vermediği takdirde sosyal medyada ifşa edileceğini söyleyerek tehdit ettiğini öne sürmüştü. Bu iddianın ardından, 45 meclis üyesinden 40’ı, Belediye Başkanı Sharon Dijksma’ya bir mektup yazarak endişelerini dile getirmişti. Daha sonra mektup basına sızdırılmış ve Dijksma bu konuda bir soruşturma başlatmıştı.
Soruşturma sonucunda, Sungur’un D66’lı meclis üyesini tehdit etmediği tespit edildi. Ancak olayın basına yansımasının ardından Sungur’un hem fiziksel hem de psikolojik olarak zarar gördüğü belirtildi. Meclis üyeleri özür diledi, ancak Sungur, konunun kapanmadığını belirterek mahkemeye başvurdu. Bu süreçte yapılacak sorgulamalar, bir dava açılıp açılmayacağını belirleyecek. Sungur, kendisine yöneltilen asılsız suçlamalar nedeniyle siyasileri kişisel olarak sorumlu tutmak istiyor.
Sorgulanacak meclis üyeleri arasında Rick van der Zweth (PvdA), Mohamed Talhaoui (PvdA), Achraf Aït Daoua (D66), Maarten Koning (D66), Marijn de Pagter (VVD), Mariam Al-Saqaff (VVD) ve eski meclis üyesi Esma Kendir (Student & Starter) bulunuyor.
Sungur: “Bu, Sadece Benim Değil, Siyasi Düzenin Güvenilirliği İçin de Önemli”
Mahmut Sungur, mahkemenin kararını memnuniyetle karşıladığını belirterek, “Belediye meclis üyeleri, organize bir itibarsızlaştırma kampanyasının kurbanı olmamalıdır. Bir halk temsilcisi olarak hem kendimi hem de siyasi görevimi koruma sorumluluğum var” dedi. Ancak bunun yalnızca kendisiyle ilgili olmadığını vurgulayan Sungur, “Bu mesele, siyasi sistemimizin güvenilirliğiyle ilgili. En önemli şey, kentin yararına hareket etmektir. Bunun için de insanların yaptıklarından sorumlu tutulması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, davada adı geçen PvdA’lı Rick van der Zweth, mahkemenin kararını “net ve adil” bulduğunu belirtti. Van der Zweth, mahkemenin mektubun gönderilmesinin hukuka aykırı olmadığı yönündeki açıklamasını olumlu karşıladığını ve meclis üyelerinin çoğu soruya cevap vermek zorunda olmamasını sevindirici bulduğunu söyledi.
VVD Grup Başkanı Tess Meerding de, partisinden iki meclis üyesinin ifade verecek olmasına rağmen mahkemenin kararını desteklediğini belirtti. D66 ise konu hakkında yorum yapmayı reddetti.
Mahkeme Kararı
Utrecht Orta Hollanda Mahkemesi, 26 Mart 2025 tarihli kararında şu noktalara hükmetti:
1. Sungur’un talebi kısmen kabul edildi. Mahkeme, yedi meclis üyesinin mektubun medyaya nasıl sızdığı konusunda sorgulanmasına karar verdi.
2. Sorgu süresi her tanık için yaklaşık 20 dakika olacak.
3. Sungur, sorgu için gerekli belgeleri iki hafta önceden mahkemeye sunmak zorunda.
4. Mahkeme, meclis üyelerinin siyasi bir tartışma kapsamında konuştukları için ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, ancak bunun sınırsız olmadığını belirtti.
5. Sorgu tarihi, tanıkların uygunluk durumları dikkate alınarak belirlenecek.
Karar, Utrecht Orta Hollanda Mahkemesi hakimi mr. M.S.T. Belt tarafından 26 Mart 2025 tarihinde açıklandı.
Sorgulamanın yapılacağı tarih henüz netleşmedi.