Hollanda’da yaşayan Türk toplumu, köklerine bağlı kalarak geleceğe güçlü adımlarla ilerlemeyi amaçlıyor. Dil, kimlik ve kültürel miras gibi değerlerin korunması için büyük çaba harcanıyor. Bu doğrultuda Kuşaktan Kuşağa Vakfı öncülüğünde başlatılan çalışmalar, yalnızca bugünü değil, geleceği de inşa etmeyi hedefliyor. Hollanda’daki Türk çocuklarının anadillerini unutmaması, kültürel değerlerine sahip çıkması ve kendilerini güçlü bireyler olarak yetiştirebilmeleri için yeni projeler geliştiriliyor.

Son dönemde bu çalışmalara destek vermek ve iş birliği alanlarını genişletmek amacıyla çeşitli temaslar gerçekleştirildi. Vakıf yetkilileri, Amsterdam Başkonsolosu M. Burak Ersoy’u makamında ziyaret ederek Türk toplumunun dil konusundaki hassasiyetlerini aktardı. Ziyarete Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı Fehmi Uzun ve vakıfın diğer üyelerinden Yavuz Nufel, Sedat Tapan, Hülya Salman, Büşra Soykan ve Nermin Tecim katıldı. Görüşmede, özellikle genç neslin Türkçe kullanımı konusunda yaşadığı zorluklar ele alındı. Konsolosluk hizmetlerinden yararlanan vatandaşların dil konusunda yaşadığı sıkıntılar, Türkçeye duyulan ihtiyacın ne kadar büyük olduğunu bir kez daha gözler önüne serildi. Yetkililer, bu konuda farkındalık olulturmanın ve çözüm yolları geliştirmenin önemine dikkat çekti.

Vakfın temasları yalnızca diplomatik düzeyde sınırlı kalmadı. Türk Hava Yolları Amsterdam ofisi de ziyaret edildi. THY Amsterdam Müdürü Şerafettin Ekici ile gerçekleştirilen görüşmede, Hollanda’daki Türk gençlerinin kimlik ve dil konusundaki kaygıları paylaşıldı. THY Amsterdam Satış Müdürü Musa Özcan da vakıf yöneticileriyle istişare yaptı. THY’nin yurtdışında yaşayan Türklere yönelik projelerde nasıl destek verebileceği konusunda fikir alışverişinde bulunuldu. Türkçenin yaşatılmasına katkı sağlamak amacıyla çeşitli iş birliklerinin temelleri atıldı.

Bu girişimlerin en somut adımlarından biri, Hollanda’da ilk kez düzenlenecek olan Türk Dil Bayramı olacak. Bu etkinlik, yalnızca bir kutlama değil, aynı zamanda dilin önemine dair güçlü bir mesaj taşıyacak. Uzmanlar, çift dilli yetişen çocukların bilişsel gelişimlerinin daha güçlü olduğunu ve çok yönlü düşünebilme becerilerinin arttığını vurguluyor. Türkçeyi iyi bilmenin yalnızca kültürel bir kazanım değil, aynı zamanda akademik ve profesyonel hayatta da büyük bir avantaj sağladığına dikkat çekiliyor. Dilin yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda kimliğin ve aidiyetin en önemli unsurlarından biri olduğu bilinci, bu etkinlikle pekiştirilecek.

Kuşaktan Kuşağa Vakfı’nın başlattığı bu girişimler, Hollanda’daki Türk toplumunun dilini ve kültürünü yaşatma çabalarına yeni bir soluk getiriyor. Amaç yalnızca Türkçeyi öğretmek değil, aynı zamanda çocukların ve gençlerin kendilerini güçlü, bilinçli ve çok kültürlü bir ortamda başarılı bireyler olarak yetiştirmelerini sağlamak. Bu süreçte, yalnızca ebeveynlerin değil, öğretmenlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve iş dünyasının da katkı sunması gerektiği vurgulanıyor.

Vakıf yetkilileri, önümüzdeki dönemde dil eğitimi, kültürel etkinlikler ve toplumsal farkındalık çalışmaları ile bu hedefleri gerçekleştirmeyi planlıyor. Türk Dil Bayramı’nın ardından düzenlenecek atölye çalışmaları, seminerler ve söyleşilerle, gençlerin Türkçeye olan ilgisinin artırılması amaçlanıyor. Hollanda’daki Türk toplumunun geleceği için bu çalışmaların büyük bir dönüm noktası olması bekleniyor.

Hollanda’da doğup büyüyen gençler, bazen iki kültür arasında sıkışıp kaldıklarını hissedebilirler. Ancak güçlü bir kimlik bilinciyle yetişen bireyler, bu iki kültürü zenginlik olarak görebilir ve gelecekte iki toplum arasında köprüler kurabilir. Türkçeyi yaşatmak, yalnızca dilin korunması değil, aynı zamanda bu köprülerin sağlam temellere oturtulması anlamına geliyor.

Bu nedenle, her bir bireyin bu süreçte sorumluluk alması büyük önem taşıyor. Hollanda’daki Türk toplumu, birlik içinde hareket ederek diline ve kültürüne sahip çıktıkça, gelecek nesillere bırakacağı miras da o kadar güçlü ve anlamlı olacak.

Haber: Sedat Tapan