IGMG Güney Hollanda Bölge Eğitim Başkanlığı tarafından düzenlenen Mus’ab bin Umeyr Eğitimciler/Öğretmenler Günü 300 civarında eğitimcinin katılımıyla Wageningen’de WICC Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Bu özel güne, IGMG Güney Hollanda Bölge Başkanı Mustafa Aktalan, IGMG Güney Hollanda Bölge Eğitim Başkanı İsmail Kızılırmak, IGMG Genel Başkan Danışmanı ve Avusturya Müftüsü Mustafa Mullaoğlu, Eğitim Başkanları ve eğitmenler katıldı.
Bölge Eğitim Başkan Yardımcısı Yılmaz Bilgiç tarafından sunulan program, Leiden Fatih Cemiyeti eğitmenlerinden Ayhan Koroğlu’nu Kur’an tilaveti ile başladı.
Yapılan yoklamanın ardından T.C. Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin görüntülü telefon bağlantısı ile programa katıldı. Çok istemesine rağmen programa katılamadığından dolayı tattığı üzüntüyü paylaşan Tekin katılımcıları selamladığı konuşmasında şunlara değindi:
Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin: “İnsan olmamızdan kaynaklanan, asli kimliğimizi, millî, yerel, dinî ve insani değerlerimizin çocuklarımız tarafından benimsenmesini istiyoruz.”
“Yoğun bir mesaiden dolayı İsmail başkanımızın davetine icabet edemedim. Bağışlayın lütfen. En son iki yıl önce aranızdaydım. Çalışmalarınızı yakından gördüm, takdir ettim. Orada toplantıda bulunan bütün eğitmenlerimizi sevgiyle selamlıyorum ve herkese teşekkür ediyorum. Son derece düzgün, verimli bir çalışma ortaya koyuyorlar. Bu faaliyetlerinden dolayı da Millî Görüş Teşkilatları Avrupa’daki en dinamik ve sağlam yapı. Bundan dolayı bu çalışmalarınızın devam etmesi için üzerimize ne düşüyorsa yapmaya, sizleri desteklemeyi sürdüreceğimizi bir kez daha herkesin huzurunda söylüyorum. Bizde de Türkiye’de uzun zamandan beri ilk kez eğitimi bu kadar tartışılır bir durumda. Bizim yapmaya çalıştığımız şey şudur: Biz her alanda millî eğitimimizi dünya ile rekabet edecek bir kaliteye ulaştırmaya çalışıyoruz. Diğer yandan da insan olmamızdan kaynaklanan, asli kimliğimizi, millî, yerel, dinî ve insani değerlerimizin çocuklarımız tarafından benimsenmesini, içselleştirmesini istiyoruz. Geleneklerimizin, göreneklerimizin, bize ait olan değerlerimizin, çocuklarımızın ve toplumumuzun referans değeri olarak devam etmesini sağlayacak işler yapmaya çaba sarf ediyoruz. Bunların somut örneği olarak da “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adıyla Türkiye’deki müfredatları köklü bir değişikliğe tabi tutan bir değişikliği hayata geçirmeye çalışıyoruz. Bu hem, uluslararası arenada eğitim alanında bir varlık göstermemiz, onlarla rekabet edebilmemiz için fiziki ve teknolojik alanda gelişmemizin önünü açacak bir müfredat değişikliği hem de çocuklarımızın değerleriyle barışık bir şekilde eğitim hayatlarını sürdürebilecekleri bir çalışma olacak. Bu değişiklikleri yaparken ciddi bir muhalefet ile karşılaştık. Bundan rahatsız olanlar her gün farklı argümanlarla bu yapılanları yıpratmaya çalışıyorlar. Fakat bizim yetiştiğimiz gelenek, sahip olduğumuz değerler açısından bu kasıtlı ithamları çok da ciddiye almadan yolumuza devam ediyoruz. Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımızın soydaşlarımızın çocuklarının eğitim ve öğretim haklarını uluslararası koruma altındaki temel hak ve hürriyetler bağlamında sorunsuz bir şekilde elde edebilmeleri için muhataplarımızdan taleplerimiz, istek ve beklentilerimiz var. Dualarınıza ihtiyacımız var. Hepimizin memnun kalacağı bir eğitim iklimi oluşturacağız. Eğitime gönül vermiş öğretmenlerimizin bu özel gününü tebrik ediyor, emeklerine sağlık diyorum. Allah hepinizden razı olsun.”
Bakanın konuşmasının ardından Bölge Eğitim Başkanı İsmail Kızılırmak ev sahibi unvanıyla bir selamlama konuşması gerçekleştirdi.
İsmail Kızılırmak: “O, toplumu bataklıktan refaha, karanlıktan aydınlığa, eğriden doğruya, temsil gücünden, tebliğ yönüne yönelten model biridir”
Muhteşem tablodan duyduğu gurur ve memnuniyeti dile getiren Kızılırmak konuşmasında şunları dile getirdi: “Geleneksel hâle gelen, Mus’ab Bin Umeyr gününe hepiniz hoş geldiniz. Kainatın sevgilisi Hz. Peygamber efendimizin mesleği olan, Bu görev; kıymetli ve ulvî bir eğitim hizmetidir.
Hz Peygamberimizin risalet mektebinde yetişen, model öğretmen ve örnek tebliğcilerden olan Mus’ab Bin Umeyr, sadece cesareti ve fedakârlığı ile değil, aynı zamanda içinde bulunduğu topluma; sevgi, saygı ve örnek ahlaki yaşantısı ile model olmuş, kendi inancını yaşamakla kalmamış, Davasını evrene yaymaya gayret etmiştir.
Peygamber efendimiz (SAV) Onu “Musabul Hayr” lakabıyla anmıştır yaşadığı müreffeh hayatı elinin tersiyle iten ve hayatını İslam’a vakfetmiş bir öğretmen.
Bugün, Hz. Mus’ab’ın cesareti ve fedakârlığını, sabrı ve kanaatkârlığını, samimiyetini sadakatini, güvenirliliğini, temsil yeteneğini, liyakatini, kişiliğini, mirasını yaşatmak adına bir araya geldik.
Mus’ab bin Umeyr, sadece bir ismin anılmasından daha çok fazlasını ifade ediyor. Onun izinden giden, toplumu bataklıktan refaha, karanlıktan aydınlığa, eğriden doğruya, temsil gücünden, tebliğ yönüne yönelten model biri…
Hz İbrahim (as) gibi ateş yumağını gül bahçesine çeviren, Yesribi dahi ıslah edip medeni yapan, Nebevî metodu evrene yaymaya gayret eden, velhasıl, 1446 yıldır anılan ve iz bırakan örnek şahsiyet demektir.
Bizlerde aynı Hz. Mus’ab gibi, aynı kaderi ve aynı davayı paylaşan, onun gibi hicret ederek, İslam’a hizmet eden, öğretmenler olarak, bizlere emanet edilen öğrencileri ve aileleri, Mus’ab gibi dava eri, hayatı; cihat şuuru ile dolu nesiller yetiştirme gayretinde olalım. Onun için buradayız, onun için camilerdeyiz, onun için hizmetlere ilelebet devam etmeliyiz.
Bu duygu ve düşünceler ile, hepinizi emanetlerin kaybolmadığı, Allah’ın emanetine emanet ederek, hoşça kalın, dostça kalın, selamette kalın, Allah’ın emanetinde kalın. Tekrar Mus’ab bin Umeyr’ gününüz Kutlu ve mübarek olsun.”
Kızılırmak’ın konuşmasının ardından cemiyetlerin yaptığı eğitim faaliyetlerinin gösterildiği sinevizyon izletildi.
Çocuk Kulübü’nün de tanıtıldığı görüntülerin ardından kürsüye Lahey Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri Miyase Kaya Koyuncu davet edildi. Eğitim Müşaviri Miyase Kaya Koyuncu yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Miyase Kaya Koyuncu: “İlmin hem tâlibi hem muallimi olan sizler de Avrupa’da İslam’ın neşv ü nema bulmasında pay sahibisiniz”
“Mus’ab bin Umeyr Öğretmenler Günü Kutlama programına davetinizden ötürü müteşekkirim. Hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum.
Kitabımız Kur’an, Allah’ın gerçek rehber ve yol gösterici olduğunu açıklamaktadır. Allah’ın Rab sıfatı terbiye etmek, yetiştirmek anlamlarına gelir. Peygamber Efendimizin (sav) Beni Rabbim eğitti… sözünde bu ismi kullanması da dikkat çekicidir. İnsanın ilk öğreticisi Allah’tır. İlk yaratılan Hz. Âdem’e bilmediklerini öğreten Yüce Rabbimizdir. Beşeri planda yürütülen eğitim-öğretim faaliyetleri ise bu ilk eğitim öğretime dayanmaktadır. Ve bütün Peygamberler birer öğretmendir. Zira Sevgili Peygamberimiz (sav) “Ben ancak bir muallim/öğretmen olarak gönderildim” buyurmuştur. İslam’dan önce Arap toplumunun yaşayışına “Cahiliye Dönemi” adı verilir. Peygamberimiz (sav) medeniyetten ve adaletten, insaf ve merhametten, eğitim ve bilgiden uzak insanları zor şartlara rağmen eğitmiş, onları bilgiyle güzel ahlakla ve medeniyetle buluşturmuştur. Yani öğretmenlik, peygamber mesleği olarak kutsal bir vazifedir.
Biz ilk emri “oku” olan bir medeniyetin mensubuyuz. Aslında bilmek ve öğrenmek insanoğlunun doğuştan gelen bir özelliğidir. Öğretmenler bu vasfı uygulamaya, hikmete yani iyi ile kötüyü ayırt etmeye tahvil etmekle mükelleftir. Yani öğretmen, öğretendir ama bununla birlikte eğiten, terbiye eden ve “tâlibin” içindeki cevheri ortaya çıkarandır. Muallim, ilim tâlibinin modelidir de. Öğretmenlik sadece dille değil gönülle, duruşla ve fiille yapılan bir vazifedir. Şimdi sorsak her birimizin aklında iyi ya da kötü kalan bir öğretmen vardır. Yıllar öncesinde matematik dersinde ne anlatıldığını hatırlamayız ama hali, sözü, bize karşı davranışından etkilendiğimiz unutamadığımız bir öğretmenimiz mutlaka vardır. Öğretmenler bir çocuğu yetiştirirken, terbiye ederken ve adeta şekil verirken aslında bir kültür ve medeniyet inşa etmektedir. Bunun içindir ki öğretmenlik mesleği yüce, kutsal bir meslektir.
Öğretmen aynı zamanda kendisine gelecek emanet edilendir. Emanete hıyanet etmek ne derece kabul edilemezse öğretmenin her hâli ve tavrıyla “öğrettiğinin” numunesi olarak emanetine sahip çıkması gerekir. Öğretmen her daim öğrencidir de, asra ayak uydurması ve muhatabına hitap edebilmesi için ilme ve zamanı okumaya her daim âdeta radarlarını açık tutmalıdır. Nesiller arasında farklılıklar zaman olarak kısalmakta ama daha da derinleşmektedir. Öğretmenin bu farklılıkları bilmeden tedrisine gelene hitap edebilmesi mümkün değildir. O hâlde öğretmenin kendisini her zaman güncellemesi, gelişmeye ve yenilenmeye açık olması, öğrencisinin zihnini bulandıracak, gönlünü çelecek nefsi okşayan tehditlerden bihaber olmaması gerekir.
Rasululllah’ın İslam medeniyetinin inşası görevini ilk olarak tevdi ettiği Mus’ab bin Umeyr, Muhacir kelimesi onunla özdeştir adeta. İlk hicreti şirkten tevhide olmuştur. Daha sonra Habeşistan’a hicretleri ve nihayet Medine’ye hicreti. Bu İslam öğretmeni Allah(cc)’ın dini için hicretin âdeta timsalidir. Musab bin Umeyr, nefsin hoşuna giden bu dünyaya ait geçici olan her şeyden vazgeçip, baki olana bağlanmış, tutunmuş ve gönül vermiştir, dava edinmiştir. Mus’ab bin Umeyr, öğretmenin olmazsa olmaz iki vasfının vücut bulmuş hâlidir: Sabır ve nezaket. Bu iki vasıfla Medine’ye İslam nurunun yayılması, İslam medeniyetinin temelinin atılmasında öncü rol oynamıştır. İlmin hem tâlibi hem muallimi olan sizler de Avrupa’da İslam’ın neşv ü nema bulmasında pay sahibisiniz ve olacaksınız da. Rabbim gayretinizi, ilminizi, talebelerinizi artırsın. Öğretmenler gününüz kutlu olsun.”
Yapılan konuşmanın ardından Bölge Başkanı Mustafa Aktalan’a söz verildi.
Aydınlık geleceğin inşası için gece gündüz gayret eden 300 civarındaki eğitimcinin bir araya gelmesinden dolayı yaşadığı memnuniyeti dile getiren Aktalan konuşmasında özetle şunlara değindi:
Mustafa Aktalan: “Bu hizmetiniz, geride bırakacağınız en değerli miras, en değerli eseriniz olacaktır”
“Değerli eğitimcilerimiz, Allah’ın selamı rahmeti ve mağfireti hepimizin üzerine olsun toplantımız hayırlara vesile olsun inşallah.
Bugün bu programımızda geleceğin umudu olan evlatlarımızı ve ümmete yön verecek olan liderlerin yetişmesinde çok büyük katkıları olan siz eğitimcilerin çalışmalarını takdir ve motive ve teşekkür etmek için bir aradayız. Rabbim bu buluşmamızı inşallah günahlarımızın affına ve bütün dünyadaki mazlumların kurtuluşuna özellikle Filistin’deki Myanmar’daki Lübnan’daki kardeşlerimizin kurtuluşuna vesile eylesin inşallah.
Çok büyük gayret içerisinde eğitim çalışmalarınızı yürütüyorsunuz, Allah sizlerden razı olsun. Bu çalışmalar sizlerin sadaka-i cariyeniz olsun. Bu hizmetiniz sizlerin geride bırakacağı en değerli miras, en değerli eseriniz olsun inşallah.
Sizlerin yetiştirmiş olduğu evlatlarımız, İslam’a ve ümmete hizmet eden, mazlumlara sahip çıkan, dünyaya iyiliği ve güzelliği dağıtan insanlardan olurlar inşallah.
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bir hadisi şerifinde şöyle buyurmuştur: “İlim öğrenmek her Müslümana farzdır” Bu hadiste, ilmin, eğitimcinin, eğitmenin ve hocaların önemi vurgulamaktadır.
Bizler teşkilat olarak da eğitim çalışmalarına tabii ki de önem veriyoruz. Çalışmaların daha da gelişmesi için elimizden gelen gayreti ortaya koyuyoruz. Bunu sadece sözde değil gerçekten özünde yapan teşkilat Millî Görüş Teşkilatlarıdır.
Dünyanın dört bir yanında günden güne yeni açılan eğitim merkezleri, hafızlık merkezleri, yeni bölgeleri, yeni şubeleriyle insanların ihtiyacını gidermeye gayret ediyoruz.
Avrupa’nın dört bir yanında Amerika’da, Japonya’da, Kırgızistan’da, Türkiye’de ve en son olarak yeni açtığımız binasıyla eğitim çalışmalarını daha da pekiştirecek olan Gorinchem şehrinde aldığımız binayı da bu hizmet kervanına dâhil etmiş olduk.
Bunları tabii ki de Allah’ın rahmetiyle, bereketiyle, izniyle olan çalışmalardır. Ama bizler de gayret etmemiz gerekiyor, bizlerde çalışmamız gerekiyor. Bizler yöneticiler olarak elimizden ne geliyorsa yapacağız, yapmaya da devam edeceğiz.
Sizler de eğitimciler olarak tabii ki de bu bağlamda destek vereceksiniz ve hep birlikte bu oluşumların daha da ileriye gitmesi, kalitesinin artması için gayret edeceğiz.
Onun yanı sıra tabii üzerimize düşen maddi anlamda da ihtiyacı olan çalışmalarımıza da da destek vermek gerekiyor.
Az önce afişte gördünüz. Allah’a hamd olsun, Gorinchem’de binamızı aldık. Arnem’de yeni bir külliye inşa ediliyor. Den Bosch’ta yeni bir bina alımı için gayret ediyoruz.
Onun yanı sıra yeni şubeler açılması yönünde birçok çalışmanın içerisindeyiz.
Bu eğitim çalışmalarının daha da genişlemesi için hep birlikte gayret ediyoruz. Tabii ki bizler eğitime ne gibi destek gerekiyorsa vereceğiz, yanınızdayız. Bizler de teşkilat olarak eğitimcilerden de bir takım beklentilerimiz var. Eğitimcilerimiz olarak sizlerin sadece eğitime odaklanıp diğer çalışmalara kayıtsız kalmaması gerekiyor.
Hepinizden özellikle istirhamım bu büyük aileye, sadece eğitim boyutuyla değil bütün kanatlarınızı gererek sahip çıkın. Teşkilatın bütün birimlerini sahiplenmemiz gerekiyor. Özellikle hanımefendiler, burada bugün ağırlıkta eğitimcilerimiz kadınlar teşkilatı bünyesi içerisinde de aktif olmalarını arzu ederim. Genç kardeşlerimiz var, genç erkek hocalarımız var, gençlik teşkilatlarında aktif olmalarını arzu ederim: Çünkü bu teşkilat sadece eğitim boyutuyla değil, birçok alanda örnek hizmetler yürütmekte. Yürütülen bütün çalışmalara dört elle sarılmamız gerekiyor.
Bu tür buluşmalar, bizlerin hem motivesi hem bizlerin teşkilata olan aidiyeti hem de aramızdaki muhabbeti artırmak için çok önemli. Dolayısıyla ben burada yaklaşık 300 eğitimcinin bir araya gelmesine vesile olan Bölge Eğitim Başkanlığımızı ve ekibini tebrik ediyorum. Allah sizlerden razı olsun”
Katılımcıların iştiraki ile 3 tur kelime oyunu oynandı. Oyunun ardından eğitimcilerin öğrencilerle biriktirdiği hatıraların paylaşıldığı serbest mikrofon bölümüne geçildi. Eğitmenler hem gözlemlerini hem de tecrübelerini paylaştılar. Düzenlenen gün ile alakalı da görüşlerini, tavsiyelerini aktardılar.
Serbest Mikrofon bölümünden sonra günün konuşmacısı Mustafa Mullaoğlu kürsüye davet edildi.
Mustafa Mullaoğlu: “Her birimiz birer itfaiyeci gibi olup bu yangını söndürmek azmi, gayreti, duyarlılığı içerisinde olmalıyız.”
Örnek bir eğitimci olarak Hz. Muhammed ve Onun öğrencisi Mus’ab Bin Umeyr’in hayatından örnekler verdiği konuşmasında Mullaoğlu şunları dile getirdi:
“Elhamdülillah teşkilatımız sürekli bizi hayırla meşgul ediyor. Hayırla meşgul olun, olmayınca zihin ve kalp batıl ile işgal ediliyor. Hz. Ali efendimiz ne diyor: “Meşgul adam günah işlemeye zaman bulamaz. Ama avare adam da kendisini günahtan kurtaramaz” Onun içindir ki bizi davasında çalıştıran meşgul eden Allah’a hamd olsun.
İnsanlar ateizme, dinsizliğe doğru gidiyor. Bu artık dünyanın genel bir sorunudur. Evet bize sorulan sorular da değişti. Eskiden haramlar-helaller sorulurdu. Şimdi arıyor bir baba diyor ki “Hocam evimde iki tane ateistim var ne yapmalıyım?” Bu gidişatın bizi düşündürmesi lazım. Hocam, evlilik yaşına geldiler, evimde iki tane namaz kılmayanım var, ne yapmalıyım?” diye soruyor. “Kimi gelin kimi damat olacak yaşa geldi namaz kılmıyorlar” diyor anne babalar.
Sorunları görüyor musunuz, bunlar faciadır onun için bunlar bizi kara kara düşündürmesi gerekiyor. Evet, karamsar değiliz ama kaygılıyız, karamsar değiliz ümit var olmak bizim imanımızın gereğidir ammavelakin kaygıyı üzerimizden atamayız. Hatırlayınız rahmetli Erbakan hocamızı, “bu Siyonizm ateşi sadece Filistin’i değil evlerimizi, evlatlarımızı da yakıp yıkıyor”. Evet, yakıyor, yıkıyor; hacı hoca da demiyor, bizi istisna etmiyor. Yani bu eğitimci, bu imam, bu hacı çocuğu demiyor, hepsini yakıyor, yıkıyor. Onun için bu ateşe, bu yangına karşı nasıl karşı koymamız gerekiyor: Her birimiz birer itfaiyeci gibi olup bu yangını söndürmek azmi, gayreti, duyarlılığı içerisinde olmalıyız. Evet onun için Millî Görüşçünün uykusu bile itfaiyeci uykusu gibidir.
Ümmetin içerisindeki yapınız, konumunuz , camianın bu insanlığın bu Müslümanların hakikaten özüdür, özetidir ve bütün bu dertleri toplayan, bu dertleri taşıyan yegane teşkilattır. Onun için burada, buralı olmak çok önemli bir şeydir. Mehmet Zahit Kotku efendi “ölmek istemediğin yerde olma” diyor. Bu ne demektir: “Nerede ölmek istiyorsan orada ol” demektir. O yüzden sizler doğru yerdesiniz. Onun için bize doğruluk yaraşır. İnsanlar İslami hassasiyet noktasında bize bakıp vaziyet alıyorlar. Onun için biz çok önemliyiz. Sözlerimiz önemli, söylemlerimiz önemli, eylemimiz önemli. Bakınız, bugün ders için önünüze gelen çocukların çoğu teşkilat mensubu değil, çoğu teşkilat mensubu ailelerden gelmiyor; bize yabancı olan aileler, çocukları vasıtasıyla bizleri tanımalılar. Öyleyse bizim duruşumuz çok önemli.”
Konuşmanın ardından her katılımcıya çeşitli hediyeler takdim edildi. Eindhoven Mevlânâ Camii İmam hatibi Mehmet Nurullah Canatan’ın yaptığı duanın ardından topluca namaz kılındı ve birlikte yemek yenilerek, program sona erdi.
Zeynel Abidin DM
Program, Bölge Eğitim Başkan Yardımcısı Yılmaz Bilgiç tarafından akıcı bir şekilde sunuldu. Bilgiç’in anlattığı anekdot ve kıssalar programa renk kattı…
Program açılış Kur’an-ı Kerim’i, Leiden Fatih Cemiyeti eğitimcileirnden Ayhan Koroğlu tarafından okundu…
Gorinchem teşkilatından Kemal Çabuk, Tuğrul tekir ve Recep Günay program arasında tasavvuf musikisi dinletisi sundular…
Kelime Oyunu için sahneye davet edilen yarışmacılar…
…
…
…
….
…
…
…
…
…
…
…