
Gazze tartışmasında kıvılcımlar uçuşuyor, ancak kabine çok az politika değişikliği yapıyor.
Giden VVD-BBB kabinesi, gelecek hafta AB görüşmelerinin başarısız olması durumunda, benzer görüşteki Avrupa ülkeleriyle yasadışı İsrail yerleşim birimleri arasında ticaret yasağı getirmeyi değerlendirmeye hazır. Sol muhalefet ise buna şiddetle karşı çıktı.
Jan Paternotte’nin (D66) acil ulusal önlemler çağrısında bulunduğu ve yalnızca sol partiler tarafından değil, aynı zamanda MGK tarafından da desteklenen önergesi, ancak Bakan Ruben Brekelmans tarafından, öncelikle gelecek haftaki Avrupa görüşmelerini beklemesi halinde desteklenebilirdi. Brekelmans, istifa eden Veldkamp’ın yerine geçiyor.
Eric van der Burg’un kabine ve muhalefetin bu noktada çok da farklı olmadığı yönündeki iddiası, Paternotte tarafından (önceki benzer bir önergeye atıfta bulunarak) çürütüldü. Saatler süren ve Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp ile tüm MGK bakanlarının istifasıyla sonuçlanan kabine toplantısında bunun da bir tartışma konusu olduğu açıkça ortaya çıktı.
Şiddetle protesto eden sol muhalefete karşı Brekelmans, kabinenin artık alışılmış tutumunu savundu: Hollanda, İsrail’den silah satın almaya devam etmeli çünkü alternatif yok (veya bu alternatifler yıllarca gecikmeye yol açacak), kabine Filistin devletinin tanınmasını yalnızca iki devletli çözüme giden barış sürecinin son adımı olarak değerlendiriyor ve kabine tam bir silah ambargosuna karşı çıkıyor.
İsrail’e yönelik fiili bir ihracat politikası halihazırda yürürlükte olsa da, kabine Demir Kubbe hava savunma sistemi için parça tedarikine devam etmek istiyor.
Hasta Filistinli Çocuklar
Sol muhalefet, kabinenin şu anda Hollanda hastanelerinde ağır hasta Filistinli çocukları tedavi etmeyi reddetmesine özellikle öfkelendi; çünkü bölgede hâlâ yer var ve Hollanda, bu çocuklara ayrılan mali desteğe ek olarak, oradaki çocuklara yardım etmek için diplomatik girişimlerde bulunuyor. Brekelmans, daha fazlasının mümkün olup olmadığını araştıracağına söz verdi, ancak muhalefet, Jan Paternotte’nin (D66) ifadesiyle, “Almanya hariç tüm Batı Avrupa ülkelerinin bunu zaten yapıyor olması”na ve Hollanda’nın yapmamasına öfkelendi.
Brekelmans ayrıca, GroenLinks-PvdA’nın İsrailli şirketlerden silah alımlarını bundan sonra durdurma önerisine de itiraz etti. Silah sistemlerinin genellikle yeni mühimmat, bakım veya “yükseltme” gerektirdiğini ve bu nedenle böyle bir kararın silahlı kuvvetlerin operasyonel hazırlığı üzerinde önemli sonuçları olacağını savundu. Hollanda’nın her zaman önce Avrupa ülkelerine, sonra ABD’ye baktığını ve ancak sistemler orada zamanında bulunamazsa İsrailli şirketler gibi diğer şirketlerin devreye girdiğini hatırlattı.
“İğrenç”
Tartışmada yine kıvılcımlar çaktı. Laurens Dassen, silahlı kuvvetlerin operasyonel hazırlığının tehlikeye gireceği gerekçesiyle, “savaşta test edilmiş” silahların reklamını yapan İsrailli şirketlerden silah satın alınmasını “sözle anlatılamayacak kadar iğrenç” olarak nitelendirdi. Dassen, “Hollandalılar, vergi paralarımızla binlerce çocuğun katledilmesinden memnun olmayacak” diye ekledi. Brekelmans, bu açıklamaya ve Stephan van Baarle’nin “ellerinde siyasi kan olduğu” suçlamasına itiraz etti.
İnsanların katkıda bulunduğu ve büyümeye devam ettiği bir örgüt kültürü işte böyle yaratılır.
Sonuç olarak, İsrail’e karşı ek önlemler talep eden önergelerin hiçbiri kabul edilmedi. Ancak, Hamas’ın yok edilmesini talep eden bir PVV önergesi ve Hamas’a yönelik uluslararası baskının artırılmasını talep eden SGP önergesi çoğunluk aldı.