Son yayımlanan araştırmalar, Müslüman bireylerin ve özellikle kadınların kamusal alanda ayrımcılığa uğradığını ve hatta saldırılara maruz kaldığını gösteriyor. Almanya’dan Fransa’ya, Avusturya’dan diğer Avrupa ülkelerine kadar uzanan bu sorun, toplumun her kesimini ilgilendiren bir mesele hâline geldi.

Almanya’da Ayrımcılık

Alman Entegrasyon ve Göç Araştırmaları Merkezi’ne (DeZIM) bağlı Ulusal Ayrımcılık ve Irkçılık İzleme Örgütü (NaDiRa), yayımladığı yeni raporda Almanya’daki Müslüman kadınların ve siyah bireylerin en çok ayrımcılığa uğrayan kesimler olduğunu ortaya koydu. Verilere göre, Müslüman kadınların %38’i düzenli olarak kamusal alanda ayrımcılığa uğruyor. Özellikle örtük ayrımcılık, toplumda artık yerleşik bir olgu hâline gelmiş durumda. Ayrımcılığın psikolojik etkileri de yadsınamaz. Raporda, maruz kalınan ayrımcılığın bireylerde psikolojik stres yarattığı ve devlet kurumlarına olan güvenin azaldığı belirtiliyor. Bu da Müslüman bireylerin toplumsal hayattan dışlanmasına ve kendilerini güvensiz hissetmesine neden oluyor.

Avusturya’da Irkçı Saldırılar Artıyor

Avusturya’da ırkçı saldırı sayısı, 2024’te 1647’ye yükseldi. Üstelik bu saldırıların büyük bir kısmı, yani %61’i, çevrimiçi ortamda gerçekleşti. İnternet, ırkçı nefret söylemlerinin en fazla yayıldığı mecra hâline gelirken, sokakta, kamuya açık alanlarda ve devlet kurumlarında da Müslümanlara yönelik ayrımcılıklar yaşanmaya devam ediyor. Avusturya’daki bu durum, Müslüman bireylerin günlük yaşamlarını doğrudan etkiliyor. ZARA’nın (Irkçılık Karşıtı Çalışma ve Sivil Tepki) raporuna göre, mağdurların yalnızca %21’i yaşadığı saldırıları yetkililere bildiriyor. Birçok kişi, “şikâyet etmenin sonuç vermeyeceğini” düşünerek sessiz kalıyor. Ancak, bu sessizlik, ırkçılığın toplumda normalleşmesine, cezasız kalmasına ve bunların sonucu olarak da daha fazla mağduriyetin ortaya çıkmasına sebep oluyor.

Fransa’da Camilere Saldırılar Artıyor

Fransa’da ise son 10 yılda camilere yönelik kundaklama saldırıları hızla arttı. 2015’ten bu yana en az 33 cami saldırıya uğradı ve 2024, bu açıdan en şiddetli yıllardan biri oldu. Özellikle ramazan ayında artan bu saldırılar, Müslüman toplumunda büyük bir korku ve endişe yaratıyor. Ne yazık ki, Fransız yetkililer ve medya, bu saldırılara karşı sessiz kalmayı tercih ediyor. Aşırı sağın yükselişiyle birlikte İslam karşıtı söylemler normalleşirken, camilere yönelik saldırılar büyük ölçüde göz ardı ediliyor.

Diğer Avrupa ülkelerinde de durum çok farklı değil. İngiltere’de, Mart 2023-Mart 2024 tarihlerinde işlenen nefret suçlarının yüzde 70’ini ırkçı saldırılar oluşturdu. İngiltere’de Müslüman karşıtı nefret suçlarını kaydeden “Tell MAMA” adlı kuruluş, geçen yıl dış görünüş itibarıyla Müslüman oldukları için saldırıya uğrayanların sayısını 1029 olarak açıkladı.  Hollanda İstatistik Kurumu (CBS) verilerine göre 2023’te ülkede her 10 kişiden biri ayrımcılığa uğradı. Ayrımcılığın en sık dile getirilen nedenleri arasında ırk, ten rengi ve milliyetin olduğu belirtiliyor. Avrupa Komisyonu verilerine göre etnik kökene dayalı ayrımcılığın en çok hissedildiği Avrupa ülkeleri arasında yüzde 82 ile Hollanda ilk sırada.

Avrupa’da ırkçılık ve ayrımcılık çeşitli devlet ödemelerinden tutun da eğitimden, iş bulmaya kadar çok geniş bir alanda kendini gösteriyor. Peki, bu ayrımcılıkla nasıl mücadele edebiliriz?

Avrupa’da Müslümanlara yönelik artan ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı mücadele etmek, hepimizin ortak sorumluluğu. Sessiz kalmak yerine, haklarımızı savunmalı, hukuki süreçleri takip etmeli ve toplumsal dayanışmayı artırmalıyız. Irkçılık ve İslam karşıtı nefret söylemlerine karşı birlikte durarak, sessiz kalmadan ayrımcılık vakalarını gerekli mercilere bildirerek, daha adil ve eşit bir toplum için çaba göstermeliyiz. Uluslararası Irkçılıkla Mücadele Haftaları kapsamında ve daha önce açıklanan bu raporlar sadece birer metin olarak kalmamalı yetkililer tarafından gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Bu bağlamda ramazan ayına denk gelen bu günlerde merkezimizden, bölge ve şubelerimize değin yapılan iftar programları ortak bir değerde buluşma ve birbirini daha yakından tanıma, tanışma fırsatı sundu. Emeği geçen herkesi kutluyorum.

Bochum’da Müslümanlar İçin Yeni Mezarlık

Olumsuz gelişmelerin yanı sıra, Almanya’nın Bochum kentinde Müslümanlar için açılan 168 mezar yeri kapasiteli yeni mezarlık alanı, umut verici bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor. Bu alan, İslami defin kurallarına uygun olarak hazırlanmış ve cenaze namazı kılınabilecek bir ibadet bölümü de içeriyor. Bu tür girişimler, Müslümanların Avrupa’daki varlığının kabul edilmesi açısından önemli adımlar arasında yer alıyor.

Gazze’de İnsanlık Dramı Devam Ediyor

Avrupa’da Müslümanlar ayrımcılık ve ırkçılıkla mücadele ederken, Gazze’de ise insanlık dramı yaşanmaya devam ediyor. Ateşkesin bozulmasıyla yoğun bir şekilde süregelen saldırılar, sadece birkaç gün içinde bile yüzlerce masum insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Masum Gazze halkının ve Filistin halkının haklarını savunmak artık bir insanlık sorunu hâline gelmiştir. Dinden, dilden bağımsız olarak herkes yapılan bu zulme karşı durmalıdır. Bir an evvel bölgenin huzura kavuşması daim duamızdır.