
Sizin de bazen takip edemediğiniz veya anlamadığınız konular veya kişiler var mı?
Benim var!
Tatil bitti, selametle dönmeye nasip etmiştir Rabbim tüm gurbetçilerimize.
Bir yılın yorgunluğunu stresini atmışınızdır umarım, cüzdanlarımız biraz daha hafifleşti, yükümüz azaldı âdeta.
Zaman ne kadar da çabuk akıyor, eğitim ve öğretim yılı Hollanda da tekrar başladı. Gençlerimize, yavrularımıza eğitimlerinde başarılar dilerim, inşallah faydalı bir eğitim yılı umut ediyorum. 70’lerdeki başlayan o yoğun göçün ardından, Hollanda halen yeni gelenler ile, ilticacılarla gündeme ışık tutmaya devam ediyor.
Yol biter de, bu ilticacı olayı durumu bitmeyecek gibi.
21 Ağustos 2025 tarihinde arkadaşlarıyla eğlenip Amsterdam yakınlarında Abcoude ilçesinde yaşayan Lisa, gece saat 03.30 civarındı elektrikli bisikletiyle ev istikametine yola çıkarken, takip edildiğini anlar. Ve hemen 112’yi arar. Telefonla konuştuğu anda, takip eden kişi 17 yaşındaki bu kızımız Lisa’yı bisikletinden düşürüp, telefonunu alıp, bıçaklayarak genç bir hayatını çalıyordu. 10 dakika sonra olay mahalline gelen polis ve ambulans, Lisa’yı bisiklet yolu kenarında ölü olarak buldu.
Hollanda şok yaşıyordu.
22 yaşındaki bu insan kılıklı hayvan, bir sığınmacı, bir köpek kadar değeri olmayan, kaçak, Hollanda’da illegal olan bu ilticacı pisliğinin yaptığına bir bakın siz!
Kendi ülkesinde kalamamış, barınamamış, her ne sebepten olursa olsun yaşadığı ülkesinde kaçmış bir zat, gelip Hollanda’mızda yaşayan gencecik bir kızımızın hayatını çalışıyor. Bu ne cüret, bu nasıl bir cesaret.
İşte bakın “Asielwet” diye tanınan bu İlticacı Yasası, Hollanda’ya nelere mal oldu.
Kötü bildiğimiz Wilders, %100 haklı çıktı adam ya!!!
“Derhâl İlticacı Yasası değişmeli, İlticacı artık Hollanda’ya alınmasın ve de burada bulunanları derhal yurt dışı edelim” diyor, kanunları değiştirerek. “Avrupa Birliği ülkelerin içinde, Sınıfın en olumlu en sessiz öğrencisi olmayalım. Gerekirse çıkalım bu AB sözleşmesinden bu ilticacı konusundan vaz geçelim” diyor.
BRAVO helal sana Wilders. Gerçekleri söyledin.
Amsterdam’da bulunan üçlü meydandan birisini seçelim, de Dam veya Leidseplein’e getirelim bir ilticacı pisliğini, asalım.
Derhâl böyle vakalar için idam cezası gelmeli. İstisnalar kaideyi, geneli bozmaz ki!!!
Hâkim bey asın bu insana benzemeyen mahlukatı, ilticacı pisliğini.
Hollanda Polis Teşkilatı, gizlilikle yürüttüğü bu olayın perde arkasını, ilticacının tam kimliğini, hangi ülkeden geldiğini, nereli olduğunu henüz açıklamıyor, olayların yatışmasını bekliyor âdeta.
Boşuna çabanız, bu ortaya çıkmalı ve herkes Hollanda’da yaşıyorsa haddini bilmeli!
Başka birisinin hayatıyla oynamak ne demek ya!
Bilemiyorum bu gazetemiz aracıyla mesajım Lisa’nın ailesine ulaşır mı ama, tüm ailesine sabır diliyorum Allah’tan.
“Özgürlükler ülkesi” diye bilinen, parmakla işaret edilen Hollanda Kraliyeti, düştüğü şu hale bak.
Kadınlar Amsterdam’da ve diğer şehirlerde protestolar vardı, “lunapark, gecelerimizi geri istiyoruz” sloganıyla sokakları inlettiler. Pankartlar açtılar, reklam panolarını karanlık yerine ışık tuttular.
Duygular karmakarış oldu. İyilik yaptık ilticacılara, kucak açtık, sefaletten kurtardık, vergi paramızla ekmek verdik…Sonuca bakın bir.
Demek ki her zaman iyilik, merhamet işe yaramıyormuş.
Sertlik, daha sıkı yönetim, daha sıkı kurallar, göz açtırmamak gerekiyormuş bu toplumlarda.
Rahmetli babam, Abdullah Yıldırım, bana şöyle derdi: “Oğlum insanlara korku salmazsan, tüm sapıklıklar meydana gelir, kedi köpek olur, kuzu kurt oluverir, bilemezsin” diyordu.
Ah, ah ne kadar haklıymış babam, Allah’ım tüm bu dünyadan göç etmiş, gurbetçilerimize rahmet etsin, mekânlarını cennet eylesin.
Atasözü işte boşuna söylenmiyor: “Deveyi sağlam kazığa bağla diye”
Vesselam, Hollanda siyaseti tepetaklak seçim öncesi.
Doğru bildiklerimiz yanlış, yanlış bildiklerimiz de doğru çıkıverdi.
Duygularımız değişti, pozitif bakışımızla negatif oluşumuz birbirine girdi, hayatta kalmakla direnç, başkasının elinden sönüverdi.
Aydınlıkla karanlık birbiriyle dans ediyor.
Doğruyla, yanlış bir biriyle yarışıyor
Uzun ile kısa birbirini kıskanıyor
Zenginle fakir bir birini hor görüyor
Kadın ile erkek birbirine saldırıyor
Güçlü ile güçsüz birbiriyle kavga ediyor.
Güneş ise karanlıkların üzerine doğuyor!
Vesselam, karmakarışık oldu işler… Seçim yapmayı, hangi yola gidileceğiyle, varılacağı durakta, korkutuyor insanı…
Saygı ve selamlarımla,
Ahmet Yıldırım —◄◄
