
Her Daim Ümitvarız Biz.
Dolu dolu bir Ramazan Ayını ve Ramazan Bayramını geride bıraktık. Yaz tatiline girmeden önce yine Hollanda Türk toplumu tarafından organize edilecek programlar, Mayıs ve Haziran ayları bizleri bekliyor. Avrupa’da Ramazan Ayı’nı o kadar dolu yaşadık ki, yaşadığımız ülkelerin insanlarına da bu kıymetli anların getirdiği o tatlı heyecanı tattırabildik ve âdeta yeni bir toplum sosyolojisi gerçekleştirdik. Avrupa’nın bir çok ana kentlerinde olduğu gibi, salonlarda ve sokaklarda organize edilen topluca iftar programları, bireyselleşen Avrupa gençliğine, yalnızlığa karşı âdeta bir reçete oldu. İnanıyorum ki Avrupa Müslümanlarının bu güzel davranışları, kucaklaşma ve kaynaşması, bir kaç sene içinde Ramazan Bayramı’nın birinci gününü Avrupa’da resmî bayram ve tatil günü olarak ilan ettirir, inşallah.
Her Daim Ümitvarız Biz…
2016 Yılında CDA Kleurrijk Başkanı ve CDA Partisi MKYK üyesi iken, bir ilki gerçekleştirdik. İlk defa CDA Partisi Genel Merkezi’nde bir iftar programı düzenledik. Bu programda, Hristiyan, Musevî ve Müslüman topluluklarının temsilcileri ile bir araya gelerek iftarımızı açtık. Müslüman topluluğunu temsilen Contactorgaan Moslims en Overheid CMO’daki o dönemin Müslüman derneklerini davet ettik. Bazı (bize yakın görünen) çevrelerin tüm engellemelerine rağmen bunu başarmanın sevincini ara ara hatırlar, Rabbime şükrederim.
Hollanda’da 2023 Ramazan Ayı, ilklerin yaşandığı bir Ramazan Ayı oldu. İlk defa Hollanda’da Kral Willem Alexander, Belediye Başkanı’nın Türk olduğu bir belediye tarafından düzenlenen iftar programına katılarak, yaptığı konuşmada insanların birbirini anlamasının önemine vurgu yaptı.
Bir ilk de Hollanda Başbakanı Mark Rutte’den geldi. Rutte, Rabobank Den Haag ile Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Birliği MKB Den Haag’ın ortaklaşa, Hollanda’nın en güzide mekânlarından biri olan Kurhaus Scheveningen’de düzenlediği ve bir Türk girişimcinin de ana sponsor olduğu iftar programına katıldı. Başbakan Rutte burada yaptığı konuşmasında Ramazan Ayı’nda aynı sofrada bir araya gelebilmenin önemli olduğunu vurguladı.
Bir diğer ilk ise yukarıda bahsettiğim Contactorgaan Moslims en Overheid tarafından ve HOTİAD’ın sponsorluğunda gerçekleşen, ilki 2017 senesinde düzenlenip geleneksel hâle gelen, Ulusal İftar Programı’na, bu sene birden fazla Bakanın katılması oldu. Hollanda Yasaları Koruma Bakanı Franc Weerwind burada yaptığı konuşmada “karşılıklı birlikteliğin bu özel gecesinde birlikte olmanın onurunu yaşıyorum” ifadesini kullandı.
Her Daim Ümitvarız Biz
Bir diğer ilk ise Hollanda Türk Girişimci Dernekleri Platformu (TNOP)’un Kadir Gecesi’nde verdiği iftar yemeğine Hollanda Sosyal İşler ve İstihdam Bakanı Karien Van Gennip’in katılması oldu. MÜSİAD Hollanda üyesi Laila Den Haag Restoran’ın sponsorluğunda gerçekleşen programda Bakan Karien van Gennip, TNOP’a üye dernek yöneticileri tarafından kapıda karşılanarak Türk misafirperverliklerini gösterdiler. TNOP Başkanı Durmuş Doğan’ın davetlileri selamlayıp, hoş geldiniz konuşmasında sonra kürsüye davet edilen Bakan Karien van Gennip şunları ifade etti:
“İnanç, çoğu zaman bir ilham kaynağı olarak merhamete vesile oluyor”
“Nasıl ki ebeveynler çocukları için en iyisini istiyorsa, biz de toplum olarak ülkemizin geleceği için en iyisini istiyoruz. Bu, burada yaşayan tüm insanlar için en iyisini verme anlamına gelir. Ancak herkes iyiye giderse o zaman Hollanda’da iyiye gider. Bir toplumda bu böyle işler. Herkes ortak geleceğimizin bir parçası olarak kendisini iyi hissedebilmelidir. Esnekliğin temeli budur ve birlikte olmanın temeli de budur. İşte bu yüzden bu akşam iftarı sizinle birlikte açmak için bu nazik davetiyenizi memnuniyetle kabul ettim. Ramazan ayının oruç ayı olduğunu ve dolayısıyla iftar programlarını artık Hollanda iyice bilmektedir.
Ülke genelinde insanlar iftarlarını buluşma havasında açıyor. Sadece Müslüman kökenli insanlar değil, aynı zamanda sizin davet ettiğiniz bizim gibi misafirleriniz ile birlikte. Benim olumlu olarak gördüğüm başka bir gelişme ise, iftar programlarının artık bakanlığımızda da yapılıyor olması. Birkaç yıldan beri oradaki çalışanlar ile birlikte iftar yemeği yeme fırsatı buluyoruz. Bu yıl iki hafta önceydi, 4 Nisan’da. Yüz elli meslektaşım vardı, salon tamamen doluydu. Maksimum kapasite, bu gece burada da olduğu gibi. Bu da insanların Ramazan’ı birlikte kutlayabilmeyi ne kadar önemsediğinin yeterince bir göstergesidir. İftar, insanlar arasında bağ kuruyor. Bu gecede olduğu gibi, bir bağlantı, yansıma, paylaşma anı. İçinde bulunduğumuz bu zor zamanlarda böyle anlara çok ihtiyacımız var, bu çok önemli, çünkü toplum olarak güvenli bağlantılar arıyoruz ve gerçekten birlikte olduğumuz bir toplum arzuluyoruz. Ve bugünlerde bile, jeopolitik gerilimlerin ve yoksulluğun arttığı bir dönemde, daha çok insan zor durumda olan insanlara sahip çıkmak istiyor. Bu davranış toplumumuzun gerçek direncidir. Ve benim için, sizin için de olduğu gibi, inanç, çoğu zaman bir ilham kaynağı olarak merhamete vesile oluyor.
“Umutsuz toplumlar yaşayamaz”
Direnç ve merhameti düşündüğümde, doğal olarak depremde ortaya sergilenen tüm yardımları düşünüyorum. Türkiye’deki ve Suriye’deki bu büyük yıkımdan etkilenen insanlar, eşi benzeri görülmemiş bir felaket yaşadılar. İfade edebilmek için kelime bulamıyorum, görüntüler hâlâ aklımızda taze. Bu yüzden bu gece size veya sevdiklerini kaybeden tanıdıklarınıza başsağlığı dileklerimi sunuyorum.
Çok güzel ve kıymetli yardım girişimlerini Türk-Hollanda toplumunda gördük. Türk kökenli girişimciler olarak sizler de burada çok önemli bir rol oynadınız; lojistik destekten tutun, nakdi desteğe kadar, az önce bahsedildi. Ve bu ‘kolları sıvayıp mücadele etme’ zihniyetidir.
Hollanda olarak acılarınızı paylaştık. Hükûmet olarak acil yardım kapsamında 20 milyon Avro yardım etme kararı aldık.
Giro 555 kampanyasında Hollanda halkı olarak 100 milyon Avro bağış toplandı. Hâlen bağış çalışmaları devam ediyor ve buradan herkesi yardım yapmaya davet etmek istiyorum. İhtiyaç hâlen büyük. Kısa dönemde yeniden inşa etmek mümkün değil, bu yıllar sürecek. Bu da herkesin katılımını gerektirir. Bu çok azim gerektirecek, ama orada da yan yana duruyoruz. Ve inanıyorum ki böyle anlarda, bunun gibi dramatik anlarda, inanç sizin için, benim için ve çoğumuz için bir ilham, güç ve birliktelik kaynağıdır.
Ve inanç kimliğimizin bir parçasıdır. Kim olduğumuzdandır. Eylemlerimiz için önemli bir rehber; insanlık için, cömertlik için, diğerine değer vermek, olduğu gibi kabul etmek istediğimizdendir. Diğer insanların başka ilham kaynakları olabilir. Neyse ki, Hollanda’da bunun için herkese yer var. Bunu Anayasa’da da sabitleştirdik. İnanç, ırk, köken veya herhangi bir ayırt edici “özellik” ne olursa olsun, herkese yer olan “kapsayıcı” bir toplumuz biz.
Bu, Hollanda’da kim olduğunuz, istediğiniz şeyi düşünüp inanabileceğiniz ve başkalarından farklı olabileceğiniz anlamına gelir. Ve bu aynı zamanda bence çok önemli. Sabah evden çıkarken kimliğinizi evde bırakmak zorunda olmadığınız anlamına geliyor. Kim olduğunuzun tüm yönleriyle birlikte görülebilmeniz ve duyulabilmeniz için. Sokağa çıktığınızda kimseden korkmanıza gerek olmadığını, sadece kendiniz olabileceğinizi bilmenizi istiyorum. Bu özgürlük büyük bir kazançtır. Bu özgürlüğü sizinle birlikte beslemek istiyorum, buna sahip çıkmalıyız ve bunun için hep beraber mücadele etmeliyiz. Bu hepimizin görevidir, Hollanda’da kendimiz olabilmemiz için. Çünkü özgürlük birbirimizle ve birbirleri için yapılır.
Ve sonra tekrar başa dönüyorum: Geleceğe bakıyorum. Babamın bizim için ön gördüğü gelecek, toplumumuz için her gün birlikte ön gördüğümüz ve girişimciler olarak sizlerin de çok önemli bir rol oynadığınız gelecek: Sizler girişimciler olarak Hollanda’nın uyumusunuz, insanlara ilk iş için bir şans veriyorsunuz, para kazanma fırsatlarını veriyorsunuz, insanların gelişmeleri için fırsatlar sunuyorsunuz. Ve bunu yaparken, insanlara umut ve yeni bakış açısı veriyorsunuz.
Umut ve bakış açısı, nihayetinde insanları birbirine bağlayan, toplumu olduğu gibi yapan unsurlardır. Umutsuz toplumlar yaşayamaz, perspektifsiz toplumlar tümü için bir şeylerden vazgeçemeyenlerdir, istekli olmayan insanlardır. Bu akşam burada çok hoş karşılandığım için sizlere çok teşekkür ederim. Bu bana umut ve perspektif veriyor. Her birimiz kendi inancımızda, her birimiz kendi kimliğimizle ve kim olduğumuzla ve bunu hep beraber konuşuyor olabilmemiz beni mutlu etti.”
Unutmayalım, biz Hollanda Türk toplumu olarak aslında kocaman bir aileyiz!
Kalın sağlıcakla.
Kaya Turan Koçak —◄◄