CBRVD Başkanı Recep Ayaz ile Röportaj…

Hollanda’da helal kesim hakkı yeniden ülke gündeminin merkezine oturdu. Partij voor de Dieren’in (PvdD) sunduğu yeni yasa teklifi, dini usullere göre, yani bayıltmadan/şoklamadan kesimlerin tamamen yasaklanmasını öngörüyor. Bu ise sadece teknik bir ‘kesim’ tartışması değil, bu anayasal düzeyde bir hürriyet meselesi.

Bu tartışmayı en yakından takip eden isimlerden biri, Dini Hürriyetler ve Hayvan Refahını Koruma Komitesi (kısa adı: CBRVD) Başkanı Recep Ayaz. Onunla hem yasa teklifinin arka planını hem bilimsel durumu hem de Hollanda’daki Müslüman ve Yahudi toplulukların endişelerini konuştuk.

“Bu mesele sadece hayvan refahı değil; ibadetin bir parçası”

Ayaz’a göre tartışmanın görülmeyen yüzü, bir topluluğun Din ve inanç özgürlüğü. “Ritüel kesim, bizim için bir et üretim yöntemi değil, inancın bir gereğidir” diyor. “Hollanda’da yaklaşık bir asırdır bu istisnai hak tanınmıştı. 1920’lerden beri Müslümanlar ve Yahudiler kendi dini usullerine göre kesim yapabiliyor. Bu yeni teklif ise bu hakkı tamamen ortadan kaldırmayı hedefliyor.”

Ayaz, “Hayvan refahı elbette önemli” diyor ve ekliyor: “Müslümanlar için bu konu dini bakımdan çok daha önemli, bizim dinimiz bu konularda oldukça hassas. Ama bu konuda sabit fikirlilikle ‘baytılmadan kesimi yasaklamak tek yol’ yaklaşımıyla, din ve inanç hürriyetini yok sayarak sağlanamaz. İkisini bir arada korumayı başaran bir model zaten var: 2012 Mutabakatı (Convenant Rituele Slacht).”

“2012 Mutabakatı Avrupa’daki en dengeli modeldi”

Röportaj boyunca sık sık “denge” kelimesi geçiyor. Ayaz bunun nedenini şöyle anlatıyor: “Hollanda 2012’de Müslüman ve Yahudi temsilcilerle birlikte Avrupa’da örnek gösterilen bir sistem kurdu. Düzenli NVWA denetimleri, 40 saniye kuralı, uzman eğitimleri gibi bir çok iyileştirici madde içeriyor.  Deloitte’un 2021 değerlendirmesi de zaten bu modelin çok iyi işlediğini teyit ediyor. Şimdi ise hiçbir bilimsel zorunluluk yokken bu modeli çöpe atmak isteniyor.”

“Bilimsel konsensüs yok; yasağın dayanağı zayıf”

Peki bilim ne diyor? Ayaz, komitenin son aylarda yaptığı kapsamlı akademik taramaya atıfla konuşuyor: “Uluslararası literatürün önemli kısmı şunu söylüyor: doğru teknikle yapılan ritüel kesimde hayvan çoğu zaman birkaç saniye içinde bilincini kaybediyor. Bu, EEG ölçümleriyle de teyit edilen bir gerçek. Yani sık duyulan ‘uzun süre bilinci açık kalıyor’ iddiası bilimsel olarak desteklenmiyor.”

Daha çarpıcı olan ise şu: “Reversible stunning dedikleri yöntemlerin çoğu pratikte geri döndürülebilir değil. Hayvan daha bıçak vurmadan ölebiliyor. Bu da hem dini açıdan kabul edilemez hem de bilimsel açıdan bunun en doğru yöntem olduğu tartışmalı.”

Ayaz, “kısacası bilimsel konsensüs yok, hatta mevcut veriler bir yasak için zemin oluşturmuyor” diyor.

Raad van State: “Ağır gerekçe olmadan yasak olmaz”

Hollanda’nın en yüksek danışma organı olan Raad van State (RvS) de yasa teklifine dair görüşünü açıkladı. Ayaz, raporun altını çizdiği noktaları şöyle özetliyor: “Basında çıkan haberlerin aksine, Raad van State bize şunu söylüyor: ritüel kesim bir ibadet özgürlüğüdür ve devlet bunu ancak çok güçlü gerekçelerle sınırlayabilir. Bu gerekçelerin bilimsel olarak kanıtlanması gerekir. Ayrıca yasaktan önce daha hafif önlemler düşünülmelidir. Yani RvS, ‘hemen yasaklayın’ demiyor; ‘çok dikkatli olun’ diyor.”

CBRVD nasıl doğdu?

Son aylarda, neredeyse tüm Müslüman kuruluşların bir araya gelmesiyle CBRVD kuruldu. Ayaz, çalışmanın önemini şöyle anlattı: “Bu mesele sadece bir topluluğun değil, ülkenin vicdanıyla ilgili. Bu yüzden cami federasyonları, helal sertifika kuruluşları, çeşitli Müslüman STK’lar, imamlar, akademisyenler ve hukukçular birlikte çalışıyoruz. Komite kısa sürede profesyonel bir yapıya kavuştu. Hukuk, bilim, iletişim ve siyasi lobi alanlarında yoğun bir çalışma yürütüyoruz.

Komite, şu anda hem siyasi partilerle görüşmelere hazırlanıyor, hem de toplumun bilgilendirilmesi için bir kampanya planlıyor.

“Yasak olursa helal et Hollanda’nın dışına kayacak”

Ayaz, yasağın ekonomik ve toplumsal etkilerine de dikkat çekiyor: “Yasak gelirse helal et Hollanda’da üretilemeyecek. Bu çok basit bir sonuç doğurur: ülke, denetimin düşük ve helallik meselesinin garantisi olmayan ülkelerden helal et ithal etmek zorunda kalır. Bu hem hayvan refahına hem ekonomiye hem gıda güvenliğine aykırı. Ayrıca sektör binlerce kişiye iş sağlıyor. Yasak sadece dini değil, ekonomik bir kriz anlamına gelir.”

“Hollanda’nın kimliğinde dini çoğulculuk var”

Ayaz’a göre bu tartışma sadece teknik bir et üretim tartışması değil; Hollanda’nın kimliğiyle ilgili: “Hollanda, asırlardır hürriyetler ülkesi olarak bilinir. Bugün Müslümanlar bu çerçevede hürce yaşayabiliyor. Eğer bugün bir topluluğun dini hakkı gerekçesiz şekilde kaldırılırsa, bu sadece Müslümanları değil, tüm toplumu etkiler.”

CBRVD Başkanı’nın son mesajı

Röportajın sonunda Ayaz şu sözlerle noktayı koyuyor: “CBRVD, kurulduğu 12 Eylül 2025’ten bu yana kısa sürede profesyonel ve etkili bir yapıya dönüşmüştür. Hukuk, bilim, iletişim ve siyasi lobi alanlarında uzmanlardan oluşan güçlü bir çalışma hattı kurulmuş, kapsamlı bir bilimsel dosya, detaylı bir hukuki analiz ve nihai aşamaya gelmiş bir Position Paper hazırlanmıştır. Komite, diplomatik temaslar, siyasi görüşmeler ve toplum mobilizasyonu için gerekli altyapıyı oluşturmuş, web sitesi, anket, medya stratejisi ve ulusal kampanya planlaması tamamlanmıştır. Bugün CBRVD, hem içerik hem organizasyon hem de etki kapasitesi bakımından Hollanda’daki ritüel kesim tartışmasının en yetkin ve koordineli aktörü konumuna gelmiştir. Bu konuda ben saatlerce konuşabilirim. Zira çok derinlikli çalışmalarımız var komite olarak. İleriki bir zamanda bunları sizinle paylaşmak isterim. Ama şunu söylemek isterim ki, bizim duruşumuz net: bilim var, hukuk var, dengeli bir model var. Yasak ise gereksiz, orantısız ve toplumsal olarak zararlı. Biz çatışma değil çözüm istiyoruz. Yasak değil özgürlük. Bu ülkenin değerlerine en çok yakışan budur.”

Söyleşi: Ömer Atıf