Hollanda’da insanlarımıza hizmet götüren kurum, kuruluş ve işverenlerimizi zaman zaman ziyaret ediyor, gidişat ile alakalı sohbetler ediyoruz. Bazen de onlar Doğuş ofisini ziyaret ederek bizleri onurlandırıyorlar. Pnademi nedeniyle kapanan yolların hafif aralanmasıyla, söz verdiğimiz ama bu nedenle ihmal ettiğimiz dostları ziyaret etme imkânı bulduk. Hoş sohbetler gerçekleştirdik. Sadece kurum ve firmalarıyla alakalı değil, pek çok konuyu da değerlendirdiğimiz söyleşiler yaptık. Hollanda Türkiye Ticaret Odası Derneği Başkanı ve Kaza Uzmanı Ethem Emre Bey’i Rotterdam’daki ofisinde ziyaret ederek hoş bir sohbet gerçekleştirdik.

Kendisini tanıdığımı sanıyordum ama sohbet boyunca anladım ki onu hiç tanımıyormuşum. Pek çok görevi bir arada profesyonelce yürütmeye çalışan Ethem Emre, hayatta “hoş bir seda” bırakma niyetinde ve telaşında. Doğduğu ve doyduğu ülke arasında iyi ilişkiler oluşturmak, geleceğin neslini burada hak ettiği yerde görmek, insanlarımızın haklarını savunmak, onların bu ülkedeki ilişkilerini sağlıklı bir zemine oturtmak için pek çok inisiyatif almış ve bu yolda büyük bir azimle, şevkle koşuşturuyor.
Toplumun sorunlarını bilen, ona dönük çare ve çözümler üreten, birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmeyi önemseyen Emre, inisiyatif alarak başlattığı bütün eylemleri hak rızası ve toplum menfaati için hayata geçiriyor.
Her şeyin maddiyat için yapılmadığını, yapılmayacağını göstermek adına güzel bir örnek olarak karşımızda duruyor Ethem Emre. Keyif alacağınızı ve istifade edeceğinizi umduğumuz sohbetimize Ethem Emre’yi tanıyarak başlıyoruz… Zeynel Abidin – Doğuş

Ethem Emre Kimdir, kısaca okurlarımıza kendinizi tanıtır mısınız?
1962 doğumlu olan Ethem Emre, 1974 yılında aile birleşimi çerçevesinde Hollanda’ya (Den Haag) geldi. İlkokulu bitirdikten sonra teknik alanda eğitim gördü. 1981 yılında kendi işyerini açarak yeminli tercüman olarak topluma hizmet vermeye başladı. O günden sonra hep kendi işlerini ve projelerini geliştirdi. Evli olan Emre, iki kız (Bankacı ve Grafiker), bir erkek (Avukat) evladı bulunmakta. İkinci nesil olarak birikim ve tecrübelerini kendinden sonraki nesle aktarmak için farklı yol ve yöntemler uygulamakta. Kaza Uzmanı olarak hizmet vermekte olan Emre, Hollanda Türk Ticaret Odası Derneği (HTTO) Başkanlığını ve Sticting Inter Talenten Vakfı’nın (SIT) kurucu başkanlığını yürütmekte. TV Rijnmond’a danışmanlık veriyor.

Letsel Schade’de geçen yıldan bu yana ne gibi gelişmeler, değişimler yaşandı?

Kaza uzmanlığı konusunda Hollanda’da 15. yılımızı tamamladık. İlk kültürlerarası çalışmaları biz başlattık. Piyasada yeni hizmet verenler var; kimisi kalite sunuyor kimisi sunamıyor, bu durum da mağdurlar için kolay bir tercih konusu oluşturmuyor. Letsel Schade olarak Rotterdam, Amsterdam ve Arnhem’de bürolarımız var. Rekabet artmasına rağmen iç hacmimiz stabil. Çünkü işimizi itinalı yapıyoruz, mağdurlardan herhangi bir ek ücret talep etmiyoruz, masraflarımızı sigortalar karşılıyor. Bu yıl da Türkiye’de olan kazalar, Sıla Yolu’nda olan kazaların dosyalarında bir artış söz konusu. Bu piyasada buzları kırarak bir yerlere ulaştık, yeni kurulan firmalardan kaliteli hizmeti her zaman sunamayanlar olduğu için bu durum vatandaşları mağdur ediyor. Bu gerekçeyle daha çok uzmanımızın yetişmesi gerek. Bu konuda ilgileri olanlara, gençlere, orta yaşlılara, bizim yaşımızdakilere yol gösterebiliriz, kendi kuruluşumuzda da ihtiyaç var. Bu mesleği severek yapmak lazım, sadece para hırsıyla yapmamak gerek.

Türkiye’deki dosyalara da bakıyor musunuz?

Şu anda Türk Hukuk büromuz var. Beraber çalıştığımız Ezgi Hanım Türkiye’deki trafik kazaları alanında ve miras konularında uzman. Yaklaşık 5 yıldır Türk Hukuk projesiyle ilgileniyorum. Amacımız Hollanda’daki vatandaşlarımızın Türkiye’de olan kazalarına burada (Hollanda’da) çözüm üretmek, sorunlarını burada çözmek ve avukatla muhatap olmalarını sağlamak. Bugüne kadar Türkiye’deki avukatlarla akraba, tanıdık vasıtasıyla çözüm üretilmeye çalışılıyordu, haliyle o durum da her zaman sonuç vermiyor. Türkiye’de avukatlar diyalogda zayıf, iletişim yazılı olmuyor, sürekli telefonlar irtibat hâlinde oluyorsunuz, bazen de aradığın zaman avukata ulaşamıyorsunuz. Paralar tahsil edilip yerine ulaştırılmıyor, pek çok sorun yaşanıyor. Tüm bu sebeplerden ötürü yıllar önce, bu hizmetin artık Hollanda’ya gelmesi lazım diye düşündüm ve şu an sabit bir kadroyla bu hizmetleri veriyoruz. Bu alanda 3 kişilik bir ekibimiz var, zamanla daha da gelişecek, bunu zaruri bir hizmet olarak görüyorum. Hizmetlerin Hollanda’ya (Avrupa’ya) gelmesi lazım. Emlak konusunda da miras konularında da ihtiyaç var ve olacak. İleride dededen, babadan miras kalacak; burada yaşayan çocuk bunun değerini (ederini) bilmez, nerede ne olduğunu bilmez. Banka hesaplarında o kadar yüklü miktarlarda paralar yatıyor, babalar bunu aileleriyle paylaşmıyor ve bu paralar takipsizlikten devletin kasasına geçiyor.

Türk Hukuku alanında uzman arkadaşlarımız tüm bu işleri Hollanda’dan yapabiliyor, davayı açıp, takip edebiliyor. Hollanda’daki vatandaşlarımız da burada avukatla muhatap olabiliyorlar, geldikleri zaman avukatla görüşebiliyorlar, sanal bir durum değil. Türkiye’deki avukatı buradan takip edemezsiniz ama bizim verdiğimiz hizmette avukatla istedikleri zaman yüz yüze görüşme imkânları bulunuyor.

Hollanda’daki Türkler için neler söylemek istersiniz?

Gençlerimizle ilgili önemsediğim en önemli konu: Kimlik. Gençlerimiz dilden, kültürden uzaklaşıyor. Zaten dilden uzaklaşınca gerisi geliyor. Bunu dikkate almıyorlar, veliler bu konuda duyarsız. Ben burada dil kursları başlattım biliyorsunuz. İlgisizlikten o projeyi kapatmak zorunda kaldık. Öğretmenin ücretini kendi cebimden ödemiştim onlara yük olmasın diye ama ona rağmen ilgi gösterilmedi. Bunu da duyarsızlık olarak nitelendiriyorum.

“Türk olarak kalamadığınız zaman Hollandalı da olamayacaksınız”

Türk olarak kalamadığınız zaman Hollandalı da olamayacaksınız. Ne Türk’sün ne Hollandalı. İki arada kalıyorsunuz, dili de tam konuşamıyorsunuz. Hollandalı iş veren için de ilginç bir tarafın yok, Türk tarafında da tam değilsin, nesin? Bu soruyu herkes kendine sormalı. Burada velilerin de büyük sorumluluğu var, onlar alâkasız, duyarsız davranıyorlar. Çok üzülüyorum, bu konu beni şahsen üzüyor. Toplum yok olunca geriye hiçbir şey kalmaz.

Hukuk dışında faaliyetleriniz varsa onlardan bahsedebilir misiniz?

Hollanda Türkiye Ticaret Odası(HTTO)’nda yolumuza devam ediyoruz, bazım adımlar atıyoruz. Hollandalı firmaları Türkiye’de, Türk firmaları da Hollanda’da eşleştirip, yerleştiriyoruz, ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Son zamanlarda Türkiye’den Hollanda’ya gelen firmalar Hollanda’da banka hesabı açmakta zorluk çekiyor. Bankalar bekletiyor, araştırıyor, en sonunda da size hesap numarası vermiyoruz diyorlar. Bu firmalar hayal kırıklığına uğruyor, kurulan firmanın devamlılığını sağlayamıyorlar. Banka hesabı olmayan firmalar ticaret yapamaz. Bu konuyla ilgili geçenlerde milletvekili tanıdığım bakana soru önergesi sundu.  Bakan, Hollanda Merkez Bankası ile konuşarak Türkiye’den gelen firmalara temel (basis) hesap açılmasını önerdi. Başlangıçta temel hesap açılarak bir süre kontrol edilecekler, sonrasında gidişata tam yetkili hesap verilecek. Böyle yapmalarının gerekçesi ise; kara para olaylarının şu an piyasada çok aktif olması, Türkiye’nin banka güvenliğinin tartışılmasıdır. Bu nedenle Türkiye’den gelen işletmelere risk faktörüyle bakıyorlar, bu da üzücü bir durum. Zaten halâ vize sıkıntısı var, insanımız zorlanıyor üstüne bir de bu geldi.

Hollanda-Türkiye ilişkileri yeni değil, 410 yıllık bir geçmişi var. Hollanda’ya göçün 60. yılı olacak. Sorunları çözmek lazım, bunu da elimizden geldiği kadar yapmaya çalışıyoruz.

Bir sağlık merkezi çalışmanızın olduğunu biliyoruz, süreç nasıl gidiyor?

Evet öyle bir çalışma yapmak istiyoruz ama Türkiye’de kriz var biliyorsunuz. Talepler oluştu ama burada tam olarak böyle bir merkezi faaliyete geçirmek için yeterli değil.

Türkiye’de çareler var. Bu imkânları insanımızın daha yakınına getirmek gerek. Herkes gidip hastane veya doktor bulabilir ama insanımızın buradan bu hizmeti almalarını sağlayarak daha sağlıklı bir şekilde Türkiye’ye gitmelerini ve döndükten sonra da kontrollerinin burada sağlıklı bir şekilde devam etmesi çok önemli. Bu nedenle de bu alanda araştırmalarımız, çalışmalarımız devam edecek. Projemiz yalnızca Türklere de değil burada yaşayan İranlı, Iraklı, Suriyeli, Afganistanlı, Faslı insanlar bile Türkiye’de sağlık hizmeti almayı tercih ettikleri için onlara da fayda sağlayacak.

Rotterdam’ın en büyük bölgesel televizyon kanalı olan TV Rijnmond’un, Türk olarak Danışma Kurulu üyesisiniz değil mi?

Evet, TV Rijnmond’a danışmanlık veriyoruz, programlarla ilgili, içerikle ilgili bir danışma kurulu var, o kurulun Türk üyesiyim. Benim için yeni bir gelişme; 5 aydır oraya dahil oldum. Amaç bu tür yayın kurulunun Türk toplumuyla ilişkilerinin daha iyi duruma gelmesi. Türk medyası ile TV Rijnmond’u tanıştırdık, bir araya getirdik. Daha sonra dernek başkanlarını devreye alacağız. Bu kurumları tanımak lazım, bizim vergilerimizde bütçelerini alıyorlar. Faydalanmazsak biz kaybederiz, onlar yine işine devam ederler, bütçelerini alırlar.

2024 için planlarınız, hedefleriniz nelerdir?

Var olan projelerimizin devamlılığını sağlayacağız, gelişmesi için çaba harcayacağız. Bu da insan gücüyle oluyor, doğru insanlarla oluyor. Güçlü bir Türk lobisi nasıl oluşturulur diye araştıracağız, düşüneceğiz, ona kafa yoracağız yaşıtlarımızla, ikinci nesille. Burada güçlü bir lobimiz yok, çok dağınığız, haklarımızı koruyacak, gerektiğinde savunacak bir birlikteliğimiz yok.

M. Ali Topcu