
Bülent Türker’in kaleminden….
Hayat bazen bize öyle insanlar armağan eder ki, varlıklarıyla içimizi ısıtan, sözleriyle ilham veren ve dostluklarıyla hayatımıza anlam katan… İlhan Karaçay, işte böyle bir insan. O, kalemiyle binlere, hatta yüz binlere ilham olmuş; dostluğun, samimiyetin ve üretkenliğin simgesi olmuş bir çınar.
Onu tanımak, insanlığın ve dostluğun en güzel haliyle tanışmak demektir. Onunla yollarımızın kesişmesi benim için bir ayrıcalık oldu. Zira o, hayatı boyunca sayısız başarıya, sayısız dostluğa ve unutulmaz yazılara imza atmış bir isim. O, her Hollanda’da yaşayan Türk’ün tanıması gereken çok özel bir insan.
İlhan Karaçay, Hollanda’ya göç eden ilk kuşak arasında yer alarak, bu ülkede yaşanan zorluklara, hüznün ve sevinçlerin tanığı olmuş; ikinci kuşağın manevi abisi, yol göstericisi ve ilham kaynağı olmuştur. O, hayatında sayısız olimpiyat, binlerce yazı ve unutulmaz anılar biriktirdi.
Hayatı boyunca çok sayıda insanın yoluna ışık olmuş, sadece Türkiye ile Hollanda arasında değil, insanlık köprüsü olmuş bir değerdir. Onun varlığı, her iki ülkede de önemli izler bırakmış, göçmenlerin sesi, dostlukların simgesi olmuştur.
O, Hollanda’da Hürriyet gazetesini ve ardından Dünya gazetesini kurarak, Türkiye’deki birçok yayın organına yazılar yazarak gazeteciliğe önemli katkılar sağladı. Pele’den Johan Cruijff’a kadar dünya starlarıyla yaptığı röportajlarla, adını gazetecilik tarihine altın harflerle yazdırdı.
“Hollanda ve Türkiye’nin 400 Yıllık Dostluğu” kitabıyla, iki ülkenin tarihine tanıklık etti, bu eseriyle yüz binlerin kitapları arasında yerini aldı. Mersin’in umudu, Hollanda’nın gururu oldu.
Onun yaşamı, üretmekle değer kazanan bir hayat. Kendisi övgüyü sevmese de, hakkını teslim etmek dostluğun ve insanlığın bir borcudur. Yaşarken anılmak, yaşarken özel olduğunu hissetmek en büyük mutluluktur. Allah ona uzun ömürler versin, yokluğuna alışılması zor olur.
Eğer Brezilya’da ya da Arjantin’de doğmuş olsaydı, ulusal bir hazine ilan edilirdi. Ancak bizler için onun en büyük ödülü, onu tanımak ve dostluğunu paylaşmaktır.
O, hem Türk hem de Hollandalı, her iki kültürün örnek bir temsilcisi. Hataları korkusuzca yazan, doğruları cesurca savunan bir kalem. Tatlı sert mizacıyla Hollanda basınının da “tatlı belası” olmuş bir gazeteci.
İlhan Karaçay, dostluğun, üretkenliğin ve insanlığın nadide bir simgesidir. O, gazetecilik mesleğinin ötesinde, insanlık tarihine katkı sunmuş bir bilgedir. Hayatını, bilgiyle donatılı, ilham verici bir yolculuk olarak geçirdi. Onun öncülüğü ve adanılmışlığı, yeni nesillere ilham kaynağı olmaya devam edecektir.
Onu anlatmak, bir hazineyi tanımlamaktan farksız. Bizler, onun varlığıyla ve eserleriyle gurur duyuyoruz.
Bir Gazetecilik Duayeni İlhan Karaçay’ın Gençlik Yılları
1942 yılında Mersin’de doğan Karaçay, genç yaşlarda CHP İçel İl Gençlik Kolu Başkanlığı görevini üstlenmiş ve aynı zamanda ULUS Gazetesi’nde haber ve yorum yazıları yazmaya başlamıştır. Ailesinin sahip olduğu Pompeipolis adlı turistik tesisin işletmeciliğini de üstlenen Karaçay, genç yaşında büyük sorumluluklar almıştır.
İlhan Karaçay, Türk işçi göçünün 60 yıllık tarihinin 57 yılına tanıklık eden, Hollanda’da yaşayan Türk toplumunun sesi olan bir gazeteci ve yazardır. Onun hayatı, tam anlamıyla “hayatım roman olur” sözünü karşılayan bir serüvendir.
Hollanda’ya Yerleşme ve Gazetecilik Kariyeri
Çin’den döndükten sonra, Londra üzerinden Türkiye’ye dönerken Hollanda’ya uğrayan Karaçay, burada kalmaya karar verir. Tercüman Gazetesi’ne muhabir olarak başlayan Karaçay, renkli bir sosyal hayatın ardından Jeanne ile tanışır ve Amerika’ya gitme planını rafa kaldırır. Tercüman Gazetesi’nden gelen acil bir telgraf üzerine Hollanda’da kalmaya karar verir ve gazetecilik kariyerine burada devam eder.
Karaçay’ın hayatının yönünü değiştiren olay, bir Yunan kaptanın Mersin’deki tesisine gelmesiyle başlar. Kaptanla yaptığı sohbet sonucu, gazetecilik aşkıyla yanıp tutuşan Karaçay, arkadaşlarıyla birlikte gemiyle Çin’e doğru yola çıkar. 1967 yılında Süveyş Kanalı’ndan geçerken yaşanan savaş nedeniyle gemi yolculuğu bir maceraya dönüşür ve Karaçay, Mao’nun Kültür Devrimi’nin yaşandığı dönemde Çin’de bulunur. Burada çektiği fotoğrafları ve haberleri AKŞAM Gazetesi’ne gönderir.
Hollanda’ya geldikten kısa bir süre sonra, İlhan Karaçay gazetecilik kariyerini burada da sürdürdü.
Aile ve Kişisel Hayat
Jeanne ile evlenen Karaçay, ilk çocukları Ruşen ve Vahide’yi kucaklarına alır. Ancak Vahide, kalbindeki delik nedeniyle sadece beş hafta yaşar. Daha sonra doğan ikinci kızlarına da Vahide adını verirler. Çocuklarının Türkçe eğitim görmeleri için bir süre Türkiye’ye dönen Karaçay, daha sonra Hollanda’ya geri dönerek burada yerleşir.
Karaçay’ın İş Hayatı ve Başarıları
Gazeteciliğin yanı sıra seyahat acentalığı ve sigorta işleriyle de uğraşan Karaçay, 1976 yılında THY’nin Utrecht Bölgesi Genel Satış Acenteliği’ni üstlenir. 1981 yılında geçirdiği ağır ameliyatlar sonrası seyahat acentalığını devreder ve gazeteciliğe yoğunlaşır. Hollanda’da Hürriyet Gazetesi’nin Avrupa’da bir numara olmasını sağlayan ekibin içinde yer alır.
Toplumsal Faaliyetler ve Liderlik
Hollanda’da Türk toplumu için önemli çalışmalara imza atan Karaçay, TRT ve Hürriyet gibi büyük basın kuruluşlarında çalışmış ve Hollanda televizyonlarında Türkler için programlar yapmıştır. Çeşitli bakanlıkların çalışma gruplarında yer alarak, Türk toplumunun sorunlarının çözümüne katkıda bulunmuştur.
landa’daki Türklerin sesini duyuran haberleri ve röportajları ile tanındı.
Gazeteciliğin Ustası
İlhan Karaçay, 57 yıllık gazetecilik kariyerinde, mesleğin inceliklerini ve gücünü en iyi şekilde kavramış, pek çok önemli röportaj ve haber gerçekleştirmiştir. Cesur haberleri ve eşsiz röportajlarıyla tanınan Karaçay, Hollanda’daki Türk vatandaşların sesi olma misyonunu kusursuz bir şekilde yerine getirmiştir. Goethe’nin “Yetmiş yaşındayım ama öğreneceğim çok şey var” sözünü kendine ilke edinmiş, öğrenme azmi ve merakını hiç kaybetmemiştir.
Geniş Kitlelere Ulaşan Yazılar
Karaçay’ın yazıları, sadece Türkiye ve Hollanda ile sınırlı kalmamış, uluslararası düzeyde geniş bir kitleye ulaşmıştır. Yazıları, medya mensupları da dahil olmak üzere, 27 bin e-posta adresine ve binlerce WhatsApp ve Messenger kullanıcısına servis edilmektedir. Sosyal medya platformlarında da aktif olarak yayınlanan yazıları, geniş bir erişim ağına sahiptir.
Mesleki Miras ve İlham
İlhan Karaçay’ın gazetecilikteki öncü rolü, sadece haberleri aktarmakla sınırlı kalmamış, aynı zamanda toplumları dönüştürme gücüne de sahip olmuştur. Onun gazetecilikteki ustalığı ve etkileyici kişiliği, bir kariyerin ötesinde, bir miras ve ilham kaynağıdır. Sağlam bir etik anlayışıyla hareket ederek, doğruya ve adalete olan bağlılığıyla örnek olmuştur. Bu nedenle, Karaçay’ın adı sadece Türkiye ve Hollanda’da değil, tüm dünyada övgüyle anılmaktadır.
Kişisel Hayatı ve Sanatla İlişkisi
İlhan Karaçay’ın gazeteciliğin yanı sıra, sanatla da iç içe bir yaşamı olmuştur. Mersin Türk Musiki Cemiyeti üyesi olarak şarkılar söylemiş, İstanbul’da filmlerde rol almış ve müzikle ilgilenmiştir. Gazetecilik kariyerindeki başarısının arkasında, sanat ve edebiyata duyduğu derin ilgi ve saygı yatmaktadır.
Geçmişle Yüzleşme ve İleriye Bakış
İlhan Karaçay’ın geçmişi, sadece gazetecilik başarılarıyla değil, aynı zamanda ailesi ve kişisel hikayeleriyle de zenginleşmiştir. Geçmişteki zorluklar ve başarılar, onun karakterini ve mesleki duruşunu şekillendirmiştir. Hollanda’ya yerleşme süreci, ailesiyle yaşadığı zorluklar ve kahve ticareti gibi maceralar, onun hayatının renkli ve ilham verici yanlarını oluşturur.
İlhan Karaçay’ın hayatı, gazetecilik tutkusu ve Türk toplumuna olan bağlılığı ile dolu bir hikayedir. Hem Türkiye’de hem de Hollanda’da tanınan ve saygı gören Karaçay, yaptığı çalışmalarla her iki ülke arasında bir köprü olmuştur. Karaçay’ın yaşamı, azim ve kararlılıkla büyük başarılara imza atmanın bir örneğidir.
İlhan Karaçay, gazetecilikteki ustalığı, cesur haberleri ve geniş kitlelere ulaşan yazıları ile Türk ve Hollanda toplumlarının önemli bir figürü olmuştur. Onun hikayesi, mesleki azim, etik duruş ve sanata duyulan sevgi ile örülmüş bir başarı öyküsüdür. İlhan Karaçay, gazeteciliğin kutsallığını ve yüceliğini temsil eden bir duayen olarak, gelecekte de birçok gazeteciye ilham kaynağı olmaya devam edecektir.
Gazeteciliğin mutfağından zirveye uzanan bir usta
İlhan Karaçay, yalnızca iyi bir gazeteci-yazar değil, aynı zamanda mizampaj, matbaa ve basım alanında da büyük bir yeteneğe sahip bir isimdir. Gazetecilik serüvenine mutfakta başlayan Karaçay, matbaa kurulumundan baskıya, mizampajdan yazarlığa kadar her aşamada tecrübe kazanmış ve bu birikimiyle adını sektörde sağlam bir şekilde duyurmuştur.
Hollanda’daki Türk sivil toplum kuruluşları ve medya mensuplarını detaylı bir şekilde analiz ettiği çalışması, Karaçay’ın hem derin bilgi birikimini hem de gözlem gücünü ortaya koymuştur. Her bireyin fotoğraflarıyla birlikte sunulan bu kapsamlı analiz, sadece bir yazı olmaktan öte, aynı zamanda arşiv niteliğinde önemli bir belgedir. Bu çalışma, Karaçay’ın mizampaj ve sunum konusundaki ustalığını da gözler önüne sermektedir.
Gazetecilik hayatı boyunca, muhabirlik, yazarlık, reklamcılık ve mizampaj gibi birçok alanda uzmanlaşan Karaçay, sadece kalemiyle değil, aynı zamanda basım teknolojilerine olan ilgisi ve bilgisiyle de ön plana çıkmıştır. Türkiye’den 35 matbaa elemanının Hollanda’da yeni bir baskı makinesi için gördüğü bir aylık kursa öncülük etmiş ve daha sonra Kuveyt’te bir matbaanın kurulmasında aktif rol almıştır. Bu deneyimler, onun gazeteciliğe ve basım dünyasına ne denli hâkim olduğunu göstermektedir.
Karaçay’ın Hollanda’daki Türk toplumunu ve sivil toplum kuruluşlarını detaylı bir şekilde tanıttığı bu analiz yazısı, meslektaşları için önemli bir kaynak niteliği taşımaktadır. Türk Sivil Toplum Kuruluşları’nın başkanlarını ve Hollanda’daki Türk medya mensuplarını tanıtması, hem tarihî bir arşiv hem de gelecek nesillere ışık tutacak kıymetli bir belge olarak öne çıkmaktadır.
Bu yazı, İlhan Karaçay’ın yalnızca gazeteci kimliğiyle değil, aynı zamanda matbaa ve medya dünyasındaki derin tecrübesiyle de ne denli önemli bir figür olduğunu bir kez daha göstermektedir. Karaçay, gazeteciliğin mutfağından başlayarak, kendi emeği ve azmiyle zirveye tırmanmış, bu alanda iz bırakan nadir isimlerden biri olmuştur.
Bülent Türker’in kaleminden….