Almanya’da iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV), Almanya için Alternatif (AfD) Partisi’ni “kesin aşırı sağcı bir oluşum” olarak sınıflandırdı.

BfV’nin yazılı açıklamasında, Köln İdare Mahkemesi ile Kuzey-Ren Vestfalya Yüksek İdare Mahkemesinin 2022 ve 2024 yıllarında verdikleri kararlarda, AfD’nin özgürlükçü demokratik düzene karşı çaba gösterdiğine dair çok sayıda emare bulunduğu için partinin “şüpheli vaka” olarak sınıflandırılmasını onayladığı hatırlatıldı.

“Bu bulgular, yapılan başka incelemelerde doğrulanmış ve büyük ölçüde kesinlik kazanmıştır.” bilgisine yer verilen açıklamada, BfV’nin bugün itibarıyla AfD’yi bir bütün olarak insan onurunu hiçe sayan aşırılıkçı eğilimleri sebebiyle “kesin aşırı sağcı bir oluşum” olarak sınıflandırdığı kaydedildi.

📲 Artık haberler size gelsin
AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Açıklamada, yapılan incelemelerde partide hakim olan etnik ve soya dayalı halk anlayışının özgür demokratik temel düzenle bağdaşmadığının tespit edildiği belirtildi.

Partinin, belirli halk gruplarına değersiz statü vermeyi hedeflediği aktarılan açılamada, “Örneğin AfD, Müslüman ülkelerden gelen göçmen kökenli Alman vatandaşlarını parti tarafından etnik temelde tanımlanan Alman halkının eşit üyeleri olarak görmemektedir.” ifadesi kullanıldı.

Belirli kişi ya da gruplara yönelik bu dışlayıcı halk anlayışının sistematik karalama ve küçümsemenin ideolojik temelini oluşturduğu aktarılan açıklamada, bunun parti yöneticilerinin sürekli dile getirdiği yabancı düşmanı, azınlık karşıtı, İslam ve Müslüman karşıtı söylemlerinde açıkça görüldüğü kaydedildi.

Partiden tepki

AfD Eş Başkanları Alice Weidel ve Tino Chrupalla ise yaptıkları yazılı açıklamada, “Anayasayı Koruma Dairesinin bugün aldığı karar, Alman demokrasisi için ciddi bir darbe niteliğindedir.” ifadesini kullandı.

Weidel ve Chrupalla, BfV’nin açıklamasına ilişkin şunları kaydetti:

“Mevcut anketlere göre AfD, en güçlü partidir. Federal hükümetin görevde sadece dört günü kaldı ve gizli servisin artık bir başkanı bile yok. Dolayısıyla ‘sözde şüpheli vaka olarak sınıflandırılma’ yasal olarak bağlayıcı değildir. Buna rağmen AfD, hükümet değişikliğinden kısa bir süre önce bir muhalefet partisi olarak alenen itibarsızlaştırılıyor ve kriminalize ediliyor. Dolayısıyla demokratik karar alma sürecine yönelik bu hedefli müdahalenin siyasi amaçlı olduğu açıktır. AfD, demokrasiyi tehlikeye atan bu iftiraya karşı kendisini yasal olarak savunmaya devam edecektir.”

Daha önceki yıllarda Thüringen, Saksonya ve Saksonya-Anhalt eyaletlerinin anayasayı koruma teşkilatları, bu eyaletlerdeki AfD parti teşkilatlarını “kesin aşırı sağcı bir oluşum” olarak tanımlamıştı.

AfD, 23 Şubat’ta yapılan erken genel seçimde yüzde 20,8 oranında oy alarak Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin ardından sandıktan ikinci parti olarak çıkmıştı.

Almanya’da AfD’nin yasaklanması tartışılıyor

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Hannover kentinde katıldığı etkinlikte yaptığı açıklamada, AfD’nin “kesin aşırı sağcı bir oluşum” olarak sınıflandırılmasını değerlendirdi.

Scholz, Anayasayı Koruma Teşkilatının raporundaki sınıflandırmayı “çok dikkatli bir şekilde” hazırlandığını ve bu raporun herkes tarafından okunması gerektiğini ifade etti.

AfD’nin yasaklanması için sürecin başlatılıp başlatılamayacağını değerlendiren Scholz, bu sürecin hızlı bir şekilde yapılmasına karşı olduğunu vurguladı.

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser ise AfD’nin “kesin aşırı sağcı bir oluşum” olduğunun tespit edildiğini söyledi.

Faeser, AfD hakkında yasaklama sürecinin başlatılıp başlatılamayacağı konusunda ise anayasal engellerin bulunduğunu söyledi.

Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkan Yardımcısı Serpil Midyatlı ise AfD’nin “kesin aşırı sağcı bir oluşum” olarak sınıflandırmasından memnuniyet duyduğunu belirtti.

Midyatlı, AfD’nin yasaklanması sürecinin başlatılmasını talep ederek, “Yasak gelmeli, bu benim için net.” ifadesini kullandı.

Schleswig Holstein eyaletinin Başbakanı Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili Daniel Günther, federal hükümete çağrıda bulunarak, “Demokrasiyi korumak için hükümet, hızlı bir şekilde (AfD’yi) yasaklama sürecini başlatması lazım.” değerlendirmesinde bulundu.

Günther, AfD’nin Almanya’nın “özgürlükçü ve demokratik temel düzen için bir tehdit oluşturduğunu ve toplumsal barışı tehlikeye attığını” ileri sürdü.

Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) Partisi Milletvekili Alexander Dobrindt de BfV’nin raporu sonrasında AfD’nin daha fazla takip edilmesi gerektiğini vurguladı.

“AfD, kesin aşırı sağcı bir oluşum”

Anayasayı Koruma Teşkilatı’ndan yapılan açıklamada, AfD’nin bir bütün olarak insan onurunu hiçe sayan aşırılıkçı eğilimleri sebebiyle “kesin aşırı sağcı bir oluşum” olarak sınıflandırıldığı ve “partide hakim olan etnik ve soya dayalı halk anlayışının özgür demokratik temel düzenle bağdaşmadığının tespit edildiği” belirtilmişti.

AfD, 23 Şubat’ta yapılan erken genel seçimde yüzde 20,8 oranında oy alarak Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin ardından sandıktan ikinci parti olarak çıkmıştı.

Almanya’da Anayasa Mahkemesinin bir partinin anayasaya aykırı olup olmadığını tespit edebilmesi için Alman hükümeti, Federal Meclis veya Federal Eyalet Temsilciler Meclisinin mahkemeye başvuruda bulunması gerekiyor. Ancak şimdiye kadar bu üç “anayasal kurum” böyle bir talepte bulunmadı.