Almanya’da 23 Şubat 2025 tarihinde yapılacak erken genel seçimlere sayılı günler kaldı. Bu seçimler, ülkedeki Müslüman toplumu için büyük önem taşıyor. Son anketler, aşırı sağcı partilerin oy oranını artırdığına işaret ediyor. Ülke siyasetinde her geçen gün daha fazla güç kazanan aşırı sağın İslam karşıtı ve göçmen karşıtı politikaları, Almanya’daki Müslümanların hakları ve toplumsal konumları üzerinde doğrudan etkili olabilme potansiyeline sahip. Ayrıca, seçim sonrası oluşacak koalisyon hükûmetlerinin politikaları da Müslüman toplumu yakından ilgilendiriyor. Özellikle göç, entegrasyon ve dinî özgürlükler konularında alınacak kararlar, Müslümanların günlük yaşamlarını ve toplumsal uyum süreçlerini etkileyecektir. Bu nedenle, Almanya’daki Müslüman seçmenlerin oy kullanarak demokratik süreçlere katılımı, kendi gelecekleri ve haklarının korunması açısından kritik bir rol oynamaktadır.

Avusturya’da “Normalleşen Radikal İslam” Politikası

Avusturya’nın Aşağı Avusturya eyaletinde, radikallik ile mücadele adı altında yeni düzenlemeler getirilerek; başörtüsü yasağı, helal et denetimi kontrollerinin artırılması ve kamu çalışanlarına kıyafet kısıtlamaları gibi Müslümanları hedef alan bazı önlemler açıklandı. ÖVP ve aşırı sağcı FPÖ’nün desteklediği bu politikalar, toplumsal uyumu teşvik etmek yerine Müslümanları toplumsal hayattan dışlamaya yönelik bir strateji niteliğindedir. Radikallikle mücadele altında atılan bu gibi adımlar bizzat Müslümanların din özgürlüğünü ve eşitliğini tehdit ederken, Avusturya’da İslam karşıtı politikaların giderek “normalleşmesine” de yol açıyor. Hükûmet Müslümanları baskı altına alarak toplumsal kutuplaşmayı artıracak böylesi adımlar yerine toplumsal birlikteliğe hizmet edecek adımları atmalıdır.

İsveç’te Katliam

4 Şubat’ta İsveç’in Örebro kentinde Campus Risbergska adlı okula düzenlenen silahlı saldırıda toplam 11 kişi öldürüldü. Ölenlerin kimlik tespitinin ve açıklanmasının oldukça uzun sürdüğü İsveç’te katliamın yapıldığı okulda yabancıların dil eğitimi aldığı, ölenler arasında Suriye ve Bosnalıların da bulunması saldırının ırkçı saiklerle mi yapıldığı sorularını akıllara getirmektedir. İsveç tarihinin en korkunç katliamı olarak tarihe geçen saldırı sebebi ne olursa olsun kabul edilemez, insan hayatı kutsaldır. İsveç halkının başı sağ olsun.

Gazze Planları 

Son haftalarda gündeme gelen konulardan biri de ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze hakkındaki planlarıydı. Dehşet verici etnik temizlikle eşdeğer bir uygulama olan bu planlar sadece uluslararası hukukun temel ilkelerinin açık bir ihlali niteliğinde olmakla kalmayıp, bölgede yeni uygulamaya başlanan ateşkesin ardından barış umutlarını köreltmektedir.  Her millet kendi topraklarında kendi geleceğine kendisi karar verir, bu kaideye Filistin halkı da dahil. Gazze; Gazzelilerindir, Filistinlilerindir.

Hasene Köyü 

6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmak için Suriye’nin Azez’de bölgesinde başlattığımız Hasene Köy Kompleksi tamamlandı ve Hasene Köyü ve Rehabilitasyon Merkezi’nin açılışını 7 Şubat’ta gerçekleştirdik. 108 daire, cami, okul, sağlık ocağı ve su altyapısıyla Azez’deki yüzlerce insan için yeni bir başlangıç olan bu güzel projeye destek veren herkese gönülden teşekkür ediyor, açılışta bizimle olan değerli misafirlerimize de şükranlarımızı sunuyoruz.

Danimarka’dan Nijerya’ya 

Hasene Danimarka’dan kardeşlik eli bu sefer Nijerya’ya uzandı. Nijerya’nın Kano şehri Bichi beldesinde bir Yetimhane Külliyesi’nin açılışı gerçekleştirildi. Yaklaşık 100 yetim kız çocuğunun barınacağı ve eğitim göreceği külliyede, anneler için atölyeler, bir cami ve çeşitli sosyal alanlar da bulunuyor. Belde’de büyük bir eksikliği giderecek külliye ile Danimarka Hasene ve projeye destek olan tüm hayırseverler yetimlerin gönlüne dokundu. Allah kabul eylesin.

Camiahaber.nl