
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 15 Eylül’de yaptığı bir konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ismini anarak Kudüs hakkında konuştu.
Netanyahu, “Burası bizim şehrimiz sayın Erdoğan. Sizin değil, bizim şehrimiz. Her zaman bizim şehrimiz olacak. Bir daha bölünmeyecek” dedi.
Netanyahu’nun bu sözleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ekim 2020’de yaptığı bir konuşmadaki ifadelerine istinaden söylediği düşünülüyor.
Erdoğan, o dönem TBMM’de yaptığı konuşmada Kudüs’te Osmanlı döneminden kalan izlere dikkat çekmiş, “Yani Kudüs bizim şehrimizdir, bizden bir şehirdir” demişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17 Eylül’de Dışişleri Bakanlığı’nın yeni binasının temel atma töreninde Netanyahu’nun ismini kullanmadı ancak şöyle konuştu:
“Kudüs-ü Şerif’i namahrem ellerin kirletmesine izin vermeyiz.
“Biliyorum, Hitler özentisi tiplerin kuyruk acısı belki de hiç geçmeyecek. Varsın onlar öfke nöbetleri geçirmeye devam etsin.
“Biz Müslümanlar olarak, Doğu Kudüs üzerindeki haklarımızdan tek bir geri adım dahi atmayacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Eylül’de günü katıldığı bir programda da bu konuya değindi.
“Biz, bize sataşanların daha iki, üç nesil önce geldiği topraklarda yüzyıllar boyunca hüküm sürdük, tüm cihana nizam verdik, adaletin kılıcı olduk” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz bu coğrafyada ne misafiriz ne de işgalciyiz. Bu coğrafyada ev sahibiyiz. Bin yıldır buradayız. Kıyamete kadar da burada olacağız.”
Erdoğan, 16 Eylül’de basına yansıyan açıklamalarında da Netanyahu’yu Hitler’e benzetmişti.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Sözcüsü Ömer Çelik Netanyahu’nun Erdoğan’a yönelik sözlerinin “yok hükmünde” olduğunu söylemişti.
Netanyahu ne dedi?
İsrail Başbakanı Netanyahu, 15 Eylül’de ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun da katıldığı etkinlikte 1998’de dönemin Türkiye Başbakanı Mesut Yılmaz ile ilgili bir anısını anlattı.
Netanyahu, Yılmaz’ı İsrail’de ağırladığı bir ziyaret sırasında başbakandan Osmanlı döneminde Kudüs’te bulunan 2700 yıllık Siloam Yazıtı’nı istediğini söyledi.
İsrailli lider, Yılmaz’a Osmanlı döneminden kalma eserler ile yazıtı takas etmeyi teklif ettiğini, ancak Yılmaz’ın olumsuz yanıt verdiğini şu ifadelerle anlattı:
“Neden kabul etmediğini sordum. Bana o dönem İstanbul Belediye Başkanı olan kişinin, adını biliyorsunuz, liderlik ettiği giderek büyüyen İslamcı bir seçmen kitlesi olduğunu söyledi.
“Kudüs’ün 2700 yıl önce bir Yahudi şehri olduğunu ortaya koyan bir yazıtın İsrail’e verilmesinin Türk halkının bu kesimi tarafından öfkeyle karşılanacağını söyledi.”
Netanyahu, konuşmasında Kudüs’ün bölünmeyeceğini yineledi ve iktidardaki ilk döneminde ABD büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıyan Başkan Donald Trump’ı övdü.
Bahçeli: ‘Kudüs düşerse Ankara kaybeder’
MHP Genel Başkanı Devlet bahçeli de 18 Eylül’de Kudüs tartışmasına dahil oldu.
Bahçeli, partinin internet sitesinde yayımlanan açıklamada Netanyahu’nun açıklamalarını “tahakkümcü” olarak nitelendirdi ve “ayağımızın altındadır” dedi.
Bahçeli “Kudüs düşerse Ankara kaybeder, İstanbul kavrulur” dedi.
Bahçeli ayrıca Türkiye, Rusya, Çin arasında bir ittifak kurulması çağrısında bulundu:
“Dünyaya meydan okuyan ABD-İsrail şer koalisyonuna karşı akla, diplomasiye, siyasetin ruhuna, coğrafi şartlara ve yeni yüzyılın stratejik ortamına en uygun seçenek ‘TRÇ’ ittifakının inşa ve ihya edilmesidir.
“TRÇ ittifakının da; Türkiye, Rusya ve Çin’den müteşekkil olması arzu ve önerimizdir.”
Kudüs’ün tartışmalı tarihi
İsrail, Kudüs’ün Ürdün kontrolündeki doğu kısmını 1967’de işgal etti, 1980 yılında da şehrin tamamını başkent ilan etti.
İsrail devletine ait meclis, cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve bakanlıklar gibi resmi kurumlar Kudüs’te yer alıyor.
Ancak İsrail’in Kudüs üzerindeki başkent ilanı uluslararası alanda tanınmıyor.
İsrail büyükelçiliğini Kudüs’te tutan tek ülke ABD.
Donald Trump, 2018’de Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımış ve büyükelçiliği buraya taşımıştı.
Türkiye’nin İsrail Büyükelçiliği Tel Aviv’de bulunuyor.
Filistinliler Doğu Kudüs’ü başkentleri olarak görüyor.
1993 yılında imzalanan Oslo Barış Anlaşmaları’nda Kudüs’ün nihai statüsünün barış görüşmelerinin ileri aşamalarında ele alınması öngörülmüştü.
Üç semavi dinin de Kudüs’te kutsal mekânlarının bulunması, kentin tarih boyunca uluslararası öneme sahip olmasına yol açtı.
BBC Türkçe