İsrail’in Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerinde düzenlediği saldırılarda 19 Filistinli hayatını kaybetti.

Filistin Kızılayı, işgal ordusuna ait bir insansız hava aracının Han Yunus’un güneybatısındaki Mevasi bölgesinde yerinden edilmiş kişilerin kaldığı bir çadırı hedef alması sonucu iki kişinin hayatını kaybettiğini, 5 kişinin ise yaralandığını bildirdi.

Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, İsrail’in Han Yunus kentinin doğusunda ve batısındaki yerinden edilen Filistinlilerin sığındığı çadırları hedef aldığı saldırılarda, aralarında bir anne ile kız çocuğunun da bulunduğu 13 kişi yaşamını yitirdi.

Görgü tanıkları da İsrail ordusunun Han Yunus’ta en az 4 çadırı bombaladığını, ölenlerin yanı sıra yaralıların da bulunduğunu ifade etti.

İsrail ordusunun Refah kentinin batısında Filistinlilere ait bir çadırı bombaladığı, saldırıda 2 çocuğunu hayatını kaybettiğini aktarıldı.

Gazze kentinin güneyindeki Sabra Mahallesi’nde “Hattab” ailesinin evine düzenlenen saldırıda 4 Filistinlinin öldüğü, çok sayıda kişinin yaralandığı belirtildi.

İsrail ordusu gece boyunca Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerini topçu saldırısı düzenledi. İsrail özellikle Gazze kentinin güneydoğusundaki bölgelere yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. Ayrıca, helikopterlerden orta kesimde yer alan Bureyc Mülteci Kampı’nın kuzeydoğusundaki yerleşim bölgelerine ateş açıldı.

İsrail’in Gazze şehrindeki Göz Hastanesi yakınlarında sivilleri ve Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Nusayrat Mülteci Kampında yerinden edilmiş Filistinlilerin çadırını bombalaması sonucu da hayatını kaybedenler ve yaralananlar oldu.

İsrail’e ait bir İHA’nın, Han Yunus’taki balıkçı limanında bulunan balıkçı teknelerini bombalaması sonucu ise bazı tekneler yandı.

Sağlık yetkilileri de İsrail’e ait bir İHA’nın Han Yunus’un doğusundaki Beni Süheyla kavşağını füze ile hedef alması sonucu bazı Filistinlilerin yaralandığını bildirdi.

İsrail’in Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Gazze Şehri’ne düzenlediği hava saldırısında yaralanan çok sayıda kişi Arap Baptist Hastanesi’ne getirildi.

Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Bureyc Mülteci Kampı’nda bir binaya İHA ile saldırı düzenleyen İsrail ordusu, Beyt Hanun’un doğusundaki bazı bölgeleri de topçu ateşiyle hedef aldı, saldırılarda ilk belirlemelere göre ölen ve yaralanan olmadı.

İsrail ordusunun Nablus’taki baskın ve saldırılarında 1 Filistinli öldü

Filistin resmi ajansı WAFA’nın güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Ayn Mülteci Kampı’na “sızan” İsrail güçlerinin bir araca ateş açması sonucu Filistinli Adil Katuni hayatını kaybetti.

Baskın sırasında kampta yaşanan çatışma sonucu yaralanan 3 Filistinli gözaltına alındı.

Çatılara keskin nişancıları yerleştiren İsrail askerleri, kamptaki bazı evlere düzenlediği baskınlarda çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.

İsrail güçlerinin, Nablus’un doğusundaki Balata ve Eski ile Yeni Asker mülteci kamplarında baskın düzenlediği ve evleri tahrip ettiği belirtildi. Baskınlarda 4 kişinin gözaltına alındığı kaydedildi.

İsrail ordusu, Ayn Mülteci Kampı içinde ve Asker ile Balata kamplarının çevresinde konuşlanmaya devam ediyor.

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi: İsrail’in Gazze’deki katliamlarından ABD yönetimi sorumlu

FHKC’den yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’nde çocuk, kadın ve yaşlılara yönelik işlediği soykırım suçları katlanarak artarken, ABD’nin başını çektiği küresel güçlerin, ister silahla ister siyasi kılıfla olsun bu suçları desteklemeyi sürdürdüğü belirtildi.

Artık sessizliğe ve suç ortaklığına son verilmesi talep edilen açıklamada, Filistin halkına yönelik soykırım devam ederken dünyanın buna seyirci kaldığı ve suçlara ortak olduğu bildirildi.

Açıklamada, “Bu katliamların tüm sorumluluğu savaş suçlusu Donald Trump liderliğindeki ABD yönetimine aittir. Utanmadan öldürme ve yıkıma aktif olarak katıldığını ilan ederek, insanlığa karşı işlenen bu suçların birincil ortağı haline gelmektedir.” ifadelerine yer verildi.

ABD ve Avrupa’daki üniversite öğrencilerine, sendikalara ve topluluklara derhal sokaklara çıkıp İsrail’i destekleyen karar alma merkezleri olan Beyaz Saray’ı ve Pentagon’u kuşatmaları ve “katillere” dünyanın bu suçlar karşısında sessiz kalmayacağı mesajını net bir şekilde iletmeleri çağrısında bulunulan açıklamada, adaletsizliği ve soykırımı reddeden her özgür ve onurlu insanın, suç ortağı hükümetler üzerindeki halk baskısını artırmaktan sorumlu olduğu kaydedildi.

Açıklamada ayrıca, “Arap ve İslam halklarını derhal harekete geçmeye ve Siyonist katliam makinesine karşı Gazze’yi yalnız bırakmamaya çağırıyoruz. Çünkü daha fazla sessizliğe ve eylemsizliğe yer yok. Bugün Gazze’ye destek olmak milli ve manevi bir görevdir, onu terk etmek ise şehitlerin, yaralıların ve işkence görenlerin kanına ihanettir.” değerlendirmesinde bulunuldu.

Halkların, gösterilerden oturma eylemlerine, sivil itaatsizlikten Siyonist oluşuma ve destekçilerine karşı kapsamlı bir boykota kadar her türlü yola başvurması gerektiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Gazze ve direnişi, işgalcilerin ve müttefiklerinin onu ortadan kaldırmaya yönelik tüm girişimlerine rağmen kırılmayacak. Direniş devam edecek, Filistin halkı teslim olmayacak ve Netanyahu ve faşist hükümeti, tıpkı tarih boyunca tüm tiranlar ve suçluların yok olduğu gibi yok olacak.”

İsrail’in vurduğu okulda hayatta kalan Filistinliler kan gölü ve parçalanmış cesetlere tanık oldu

İsrail ordusu 18 Mart’ta sahur vaktinde onlarca savaş uçağıyla ansızın Gazze’ye saldırılara yeniden başladı. Bombardımanda çoğu çocuk ve kadın yüzlerce kişi hayatını kaybetti, bir o kadarı da yaralandı. Gazzeliler, yaklaşık 2 ay aradan sonra şiddetli saldırıları yeniden yaşadı.

Bombardımanın hedeflerinden biri de kuzeydeki Gazze kentinde bulunan ve daha önce de 2 kez vurulan Et-Tabiin Okulu oldu. 10 Ağustos 2024’teki saldırıda 100’ü aşkın, 27 Kasım’daki saldırıda da 12 kişinin öldüğü okulda son olarak da en az 30 kişi hayatını kaybetti.

Manzara korkunçtu

Saldırının tanıkları korkunç manzarayı gördüklerini ve dehşete düştüklerini anlattı. Tanıklardan küçük çocuk Ahmed Abdulkadir el-Besumi, okulun dördüncü katını hedef alan saldırının şokunu halen üzerinden atamadığını ifade etti:

“Ceset parçaları ve kan her yerdeydi. Manzara çok korkunçtu. Bir bedenin yarısını yerde gördüğümde bir ürperti duydum. Manzara dayanılacak gibi değildi.” diyen Besumi, söz konusu okulun daha önce de bombalandığını, ilk saldırıda babasını ve akrabalarından bazılarını kaybettiğini söyledi.

Birlikte vakit geçirdikleri insanları kaybettiler

Ummu Afife’nin ise sahur vakti gelen saldırıdan duyduğu korku gözlerinden okunuyordu. İnsanların uyurken ya da sahur yaparken saldırıya yakalandığını aktaran Afife, “Bombalama anında anlatması güç hisler içindeydik. Cesetler okulun bahçesine dağılmıştı. Aylardır birlikte olduğumuz insanları kaybettik.” ifadelerini kullandı.

İsrail’in her zaman saldırabildiğini dile getiren Afife, “İsrail verdiği sözleri tutmaz ve yaptığı anlaşmaları bozar. Ondan böyle bir saldırı bekliyorduk.” diye konuştu.

İsrail’in hedefinin siviller ve özellikle de çocuklar olduğunun artık anlaşıldığını vurgulayan Ummu Afife, “Artık yeni bir savaş yeni bir yıkım ve yeni kayıplar istemiyoruz.” şeklinde konuştu.

Ateşkesi bozan İsrail ordusu Gazze’ye şiddetli saldırıları yeniden başlattı

İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nde 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından şiddetli saldırılarına yeniden başladı.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne 18 Mart sabahı düzenlediği hava saldırılarında, çoğunluğu kadın ve çocuk, 400’den fazla kişi hayatını kaybetti, 500’ün üzerinde Filistinli yaralandı.

İsrail Başbakanlık Ofisinden yapılan açıklamada, saldırıların Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın talimatlarıyla başlatıldığı ifade edildi.

Ateşkesi bozan İsrail, Hamas’a karşı “gittikçe artan askeri güçle” hareket edeceğini duyurdu.

Hamas ise “İsrail’in verdiği sözlere uymadığını ve ateşkese arabulucu ülkelerin gözü önünde sorumluluklarını yerine getirmeyerek Gazze Şeridi’nde Filistin halkına karşı soykırımını yeniden başlattığını” açıkladı.

Gazze Şeridi’ndeki İsrailli esirlerin aileleri, ateşkesi bozan Netanyahu hükümetini “esirlerden vazgeçmekle” suçlayarak hükümetin savaşı yeniden başlatmasına esirleri geri getirmeyi gerekçe göstermesinin “tam bir aldatmaca olduğunu” belirtti.

İsrail’deki muhalefet partileri de Başbakan Netanyahu’nun iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet Direktörünü görevden alma gibi tartışmalı siyasi adımlarının gölgesinde saldırıların yeniden başladığına dikkati çekti