
Hatırlarsınız, yıllarca SSK-Bağkur bünyesinde, Avrupa’da yaşayan hanımlar en az 5300 gün prim ödeyerek emekli olabiliyordu. Belli şartları yerine getirdiğiniz takdirde de emekli aylığı bağlatabiliyordunuz. Bunun üzerine yüzlerce binlercesi gibi biz de bir zamanlar başvuruda bulunmuş ve maaş bağlanması için şartların oluşmasını bekliyorduk. Üstelik ödenen miktarlar da küçümsenecek miktarlar değil, ortalama 25.000 euro civarı bir rakamdı.
Öğrendiğimize göre, bir gecede bu yasa iptal edilmiş. Yani eğer emekli olmanız gerekiyorsa hem 7000 güne tamamlamanız hem de ise başlangıç tarihine bakılması gerekiyor. Sonuç; hem 13.000 euro civarında ek ödeme, hem de emeklilik yaşınızın ise başlama
tarihine göre belirlenmesi, yani evlilik tarihinize göre artık olmaması. ‘Ben bu işten vazgeçtim, ödediğim miktarı geri almak istiyorum’ diyebilirsiniz ama ödediğiniz tarihte hangi miktar TL ödediyseniz o miktarı geri alabilirsiniz. Yani o zaman 25.000 euro ödediyseniz şimdi 2500 euro alabilirsiniz. Çok trajikomik değil mi?
Hani bir futbol maçı oynarsınız da oyun esnasında birilerinin kafalarına göre kuralları değiştirmesine benziyor bu iş. Ödediğiniz miktarı alamıyorsunuz ama geriye bir de daha fazla miktar ödemeniz gerekiyor. Efendim, ‘avukat tutun’ diyebilirsiniz. Zaten külli zarar olmuş olan bu emeklilik meselesinde biraz daha zarara girmek içimize sinmiyor. O yüzden sessiz kalıp son ana kadar beklemeye karar verdik.
Avrupa’ da Yaşayan Gurbetçiler
Dikkat ederseniz Avrupa’ da yaşayan gurbetçilerin hali, yükselen sağın etkisiyle günden güne daha da zorlaşıyor. Daha aşırı sağdan bahsetmiyoruz bile, sadece Hollanda’ da parlamenter düzeyde yapılan son değişikliklere bile bakmanız yeterli. Peki buna karşın Türkiye’deki bu akıl almaz uygulamalara neler demek lazım? Yukarıda at üstündeyken yapılan oyun değişikliğinden bahsettim. Başka neler var neler? Yurtdışında yerleşiklerin telefon kullanması bir problem, araç kullanabilmesi ise tam bir fiyasko.
Bakın bir aracınız var, zor güç 2 yıl kullanma hakkı getirdiler, sonra hem araç hem de siz yurt dışında en az 6 ay kalmanız gerekiyor ki sonra bir daha bu hakkı elde edin. Sebep; sadece araç ve telefon girişlerini çekici hâle getirmemek.
Soru şu: Neden bu vatandaşlar ister emekli olsun ister olmasın her 5 yılda bir araç getirme hakkı yok? Emin olun Faslılar bizden bu konuda çok daha lüks konumdalar. Soru hâlâ devam ediyor? Neden bu işler zorlaştırılıyor? Efendim ‘ bunun devlete belli bir maliyeti var’ diye ucuz bir açıklama yapılacaktır. Dilerseniz bu vatandaşların Türkiye’ ye yaptığı yatırımların bilançosunu 60’li yıllardan itibaren bir çıkarmayı deneyelim. Milyarlarca euro değerinde gayri menkul, iş yeri, alış-veriş vs. vs. hesaplamalarını yapalım. Ortaya gerçekten devasa bir rakam çıkacaktır.
Bazı emekli yazarların da yazılarını okuyorum, bu araç meselesinde avazları çıktığı kadar bağırmalarına rağmen bir karşılık bulamadılar şu zamana kadar. Her seçim döneminde azar azar iyileştirmeler yapıldı ama gurbetçilerin istediğini tam olarak vermediler.
Evet bu yazı benim komple serzenişim oldu. Devlet tarafından üvey evlat muamelesine maruz kalmayı kimse istemez, ama görünen o ki önümüzdeki süreçte yine seçim zamanı beklenecek. Ha çok bir şey bekliyor muyum? Tabii ki hayır.
Ha bu satırlardan bencilce bir yaklaşım sonucu çıkaranlar olabilir. Baştan beri şöyle düşünüyorum:
– Eğer bir mevzuat değişikliği yapacaksanız, bu geriye dönük ve kazanılmış haklar üzerinden olması adil değildir.
– Türkiye’ ye 70 yıla yakın gönülden ve ekonomik bağlı olan bu insanlara sanki bir jest yapılıyormuş muamelesini kadirşinas bulmuyorum.
Konun özeti bu.
Ergün Madak —◄◄