11. Boğaziçi Film Festivali için İstanbul’a gelen Filistin asıllı İngiliz yönetmen Farah Nabulsi, “17 yıldır devam eden Gazze ablukası ahlâk dışı bir durumdur. Dünya unuttu ve Gazze’deki Filistinliler çürümeye terk edildi.” dedi.
Anadolu Ajansının Global İletişim Ortağı olduğu 11. Boğaziçi Film Festivali için İstanbul’a gelen Filistin asıllı İngiliz yönetmen Farah Nabulsi, “17 yıldır devam eden Gazze ablukası ahlak dışı bir durumdur. Dünya unuttu ve Gazze’deki Filistinliler çürümeye terk edildi.” dedi.
Kızıldeniz Uluslararası Film Festivali’nin ödül töreninde, törene katılamayan Filistinli oyuncu Saleh Bakri yerine yaptığı konuşmada söylediği “Gazze’deki katliamı durdurun” sözleriyle dikkati çeken başarılı yönetmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sinemaya yönelme sebeplerini ve İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırılara ilişkin düşüncelerini dile getirdi.
Son filmi “The Teacher” ile festivalde izleyiciyle buluşan Nabulsi, “Önceki kısa filmim ‘The Present’ (Hediye) 50’den fazla uluslararası jüri ve izleyici ödülü ile BAFTA ödülü kazandı ve Oscar’a aday gösterildi. En son yönettiğim uzun metrajlı filmim ‘The Teacher’ da Toronto Uluslararası Film Festivali’nde prömiyer yaptı. Ayrıca Boğaziçi Film Festivali’nde açılış filmi olarak gösterildi.” açıklamasını yaptı.
“Genç film yapımcılarını desteklemek çok önemli”
Boğaziçi Film Festivali gibi film yapımcılarına, bağımsız sinemaya ve hikayelere sahip çıkan film festivallerini sevdiğini dile getiren Nabulsi, şunları kaydetti:
“Sinemayı ve genç film yapımcılarını desteklemek çok önemli. Bu festivale keyifle katılıyorum. Ayrıca İstanbul daha önce ziyaret ettiğim güzel bir şehir. Burada olmaktan mutluyum. Filmimiz ‘The Teacher’ın açılış filmi seçilmesi, Gazze’de devam eden soykırımı gündeme getirmesi bakımından beni çok onurlandırdı ve duygulandırdı. Bu yıl özellikle Filistin filmlerine kucak açmak istemeleri bence harika bir şey.”
Filistin’de yaşananların insanlık adına kara bir leke olduğunun altını çizen ödüllü yönetmen, “Bugün 21. yüzyılda İsrail’in uyguladığı yerleşimci kolonizasyon beni şok ediyor. Aslında 1948’den itibaren İsrail’in ideolojik temelli yerleşimci kolonizasyonu da ırkçılığa dayanmaktadır. Sadece geçmişte yaşanan bir şey değil, bugün de hala devam ediyor. Bu, mümkün olduğunca çok toprak edinme süreci, etnik temizliği içeren süreçle birleştiğinde ortaya çıkıyor. Dünyanın en güvenilir insan hakları kuruluşları da bu apartheid (ayrılık) sistemini doğruluyor. Birleşmiş Milletler dahil önde gelen insan hakları kuruluşları da bunu soykırım olarak tanımlıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“Gazze’deki Filistinliler çürümeye terk edildi”
Farah Nabulsi, Filistin halkının başına gelenleri ve onlarca yıldır yaşadıklarını tarif edecek kelime bulamadığını vurgulayarak, “Askeri işgal, yerleşimcilik, etnik temizlik ve artan soykırım gibi kavramları düşündüğümüzde, 17 yıldır devam eden Gazze ablukası ahlak dışı bir durumdur. Dünya unuttu ve Gazze’deki Filistinliler çürümeye terk edildi.” şeklinde konuştu.
Demokrasi, adalet, özgürlük ve eşitlik kavramlarını savunan hükumetlerin savaşı desteklediğinin altını çizen Nabulsi, Birleşik Krallık ve ABD’nin de destekçi ülkeler arasında yer aldığını kaydetti.
Nabulsi, Kızıldeniz Uluslararası Film Festivali ödül töreninde yaptığı konuşmanın ardından olumlu tepkiler aldığının altını çizerek, şunları söyledi:
“Konuşmamda da söylediğim gibi, tabii ki Saleh Bakri’nin işinin ve sanatının takdir edilerek en iyi oyuncu ödülü alması beni çok mutlu etti. Diğer yandan her zaman diyorum ki, Saleh Bakri eğer Filistin’de doğmamış olsaydı, o kadar parlak bir oyuncuydu ki, belki de dünyanın ona sunabileceği fırsatlara sahip olacak, dünyanın her yerinde büyük ekranları süsleyecekti.”
“Herkesin bir şekilde sesini yükseltmesi gerektiğini düşünüyorum”
Gazze’deki soykırıma değinmeden ödülü kabul etmesinin imkansız olduğunu vurgulayan yönetmen, “Bu nasıl mümkün olabilirdi? Söylememek beni utandırırdı. Konuşmam böyle oldu ve bundan bir an bile pişman olmadım. Bir platform bulan herkesin bir şekilde sesini yükseltmesi gerektiğini düşünüyorum. Binlerce insan, binlerce çocuk katlediliyor. İnsanların evleri tamamen yok ediliyor. Evlerinden zorla çıkarılıyorlar.” dedi.
Farah Nabulsi, “The Teacher” filminin festival yolculuğuna devam edeceğini çeşitli ülkelerdeki festivallerde gösterileceğini sözlerine ekledi.
“Önemli olan insan hikayeleridir”
Sinemanın dünyadaki en güçlü iletişim araçlarından biri olduğunu vurgulayan Nabulsi, şunları söyledi:
“Sinemanın dünyanın şimdiye kadar tanıdığı en güçlü anlamlı insani iletişim araçlarından biri olduğuna inanıyorum. Gerçekten de klişelere, yanlış anlama ve algılamalara meydan okuma gücüne sahip. Aynı zamanda anlayış köprüleri de kuruyor. Sinemanın gerçekten çok önemli olduğunu düşünüyorum ve aslında bu bir hikaye anlatma sürecidir. Sonuçta önemli olan insan hikayeleridir. Bunun ne kadar önemli olduğuna inandığımı anlatamam. İşte tam da bu nedenle yönetmen oldum çünkü insan hikayelerini anlatmak istedim. Sinemanın gerçekten insanlığın vicdanını ve bilincini yükseltecek güce sahip olduğunu düşünüyorum.”
Gazze’de yaşananlar karşısında tepki vermenin en etkili yöntemlerinden birinin de boykot olduğunun altını çizen Nabulsi, bu konuda çalışma yapan sivil toplum kuruluşlarının duyurularının takip edilerek İsrail’e destek veren markaların tercih edilmemesinin Filistin’in işgaline son verilmesi için baskı oluşturacağını sözlerine ekledi.
İsrail işgalini sinemaya taşıdı
Farah Nabulsi, 2015’ten bu yana sinema alanında çalışmalar yapıyor.
İsrail’in Filistin’deki askeri işgalini beyazperdeye taşıyan Nabulsi’nin yapımcılığını üstlendiği Today They Took My Son (2016) ve Oceans of Injustice (2017) ile yapımcı, yönetmen ve senarist olarak imza attığı The Present (2020) ve The Teacher (2023) adlı filmleri bulunuyor.