Bir ülkeyi nasıl yok edersin? Türlü türlü bahanelerle tarımını, hayvancılığını, üretimini bitirip, dış ülkelere bağımlı kalmasını sağlarsan…

Belki de yeni kanunlara ihtiyacımız yok, sadece var olan kanunların üzerinde düzenlemeler yapılması gerekiyor…

Neden mi? İnsanları, hayvanları, bitkileri kısacası dünyayı birbirine katan, etrafa milyonlarca zehirli maddeler saçan, kirleten, hatta yok eden, insanları evinden yurdundan eden, onca silah fabrikaları ve insanların fıtratını bozan bir sürü ne olduğu bilinmeyen besinler üretiliyor. Kimsenin bu gidişata ses çıkartmadığı gibi ha bire sosyal medya aracılığı ile, nesillere enjekte ediliyor.

Silahlar çok değişti, kanunlardaki silah tanımlamaları değişmesi gerekiyor. Asıl dünyanın düzenini bozanlar, dünyayı korumak adı altında bin bir türlü entrikalar çeviriyor. İklim sorunu günümüzün en büyük sorunuymuş gibi kamuoyunun gündemine getirildiğini ve yanlış bilgilerle meşgul edildiğini düşünüyorum. Tarımı, bitkileri, inekleri, çiftlik hayvanlarını yok etmek için savaş açtılar, “dünyayı kirletiyor” diye. İklim kanunu ile dünyada tarım ve hayvancılık yok olacak. Günlerdir Hollanda’daki çiftçiler bunun olmaması için birçok eylemde bulundu, bunu kaçımız biliyor ve destek olduk?  En büyük sorunumuz: Neslin fıtratı ile oynayıp, bozanlar, silah üretip ülkelerin arasında bozgunluk, savaş çıkaranlar, her türlü doğal kaynaklarımızı israf edenler vs. liste uzayıp gider. İklim krizi ne kadar bilimsel ne kadar ideolojik?!…

“Siz öyle kimselersiniz ki, bütün bunlardan sonra hâlâ birbirinizi öldürüyor, içinizden bir kısmını yurtlarından çıkarıyor, onlara karşı kötülük yapmada ve düşmanlık etmede birbirinizi destekliyorsunuz. Düşman elinden size esir olarak geldiklerinde ise fidye verip onları kurtarmaya kalkıyorsunuz. Hâlbuki onları yurtlarından çıkarmak size baştan haram kılınmıştı. Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden öyle davrananların cezası dünya hayatında ancak rezillik. Kıyamet gününde ise en şiddetli azaba uğratılmaktır. Allah yaptıklarınızdan asla habersiz değildir.” Bakara 87

……

Haddini bil Fransa

İnsana bazen en iyi gelen şey “Meryem suskunluğu” diyor ve kendimi teselli ediyorum, haksızlıklarla karşı karşıya kaldığımda. Zaman zaman iş ortamında, dışarda aile ortamlarında, kısaca insana dair her ortamda tatsız olaylar yaşayabiliriz. Bu tip durumlarda, size bu yöntemi tavsiye ederim. Bana göre insanlar çoğu zaman yaptıkları hataları karşı taraf sessiz kaldığında daha iyi anlıyorlar. Minimum beyinler anlamaz belki ama küçük beyinler anlar büyük beyinler ise anlayıp özür diler hatta telafi etmek için çaba gösterirler.

Hani “yasaklı zihniyet Fransa’da hortladı” diye yazacağım lakin ne zaman kayboldu ki, tekrar yüzüstüne çıkmış olsun. Fransa’da kızların okullarda giydiği uzun elbise dini bir kıyafet olduğu gerekçesiyle yasaklandı. Bir insan kendi için istediği özgürlüğü neden bir başkası için istemez? Sen nasıl istediğin gibi giyinmek istiyorsan, bir başkası da kendi istediği gibi giyinebilmeli. Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz hâlâ yasaklamalar ile gündeme gelen geçmişi karanlık bir Fransa var önümüzde. Fransa’ya Meryem suskunluğu değil Hz. Aişe gibi bilge kadın, karşısında dimdik durup cevaplar verebilecek nesiller gerekiyor.

……

Irkçılık bitmedi, gitmedi ırkçılar kıtalar dolaşıyor. Geçtiğimiz gün bir video izledim. İrlanda’da 9-10 yaşlarında ilkokul öğrencileri jimnastik dalında yarışmışlar ve sırası ile madalyaları görevli tarafından boyunlarına takılıyor. Görevli itina ile sıra sıra madalyaları takarken, bir kızı es geçiyor. Kız görevliyi gözü ile takip ediyor “acaba benim yanıma tekrar gelip madalyamı boynuma takacak mı?” diye. Ama görevli onca insan içinde tüm çocukların madalyasını takıyor, lakin o küçük ZENCİ kızın madalyasını takmıyor.

……

Neden sizce?

Malcolm X’in güzel bir tesbiti var: “Irkçılık ideolojik bir düşünce değil aksine psikolojik bir hastalıktır.”

Bu satırları kaleme alırken aklıma uzun zaman önce izlediğim “Green Book” film aklıma geldi. Çok ünlü zenci bir piyanist ülkenin her yerinde beyazlara konser veriyor insanlar onu dinlemek için para harcıyorlar lakin aynı oteli aynı restoranları kullanmıyorlar. Piyanistin şoförlüğünü yapan kişi bile beyazların (!) kullandığı tüm imkânları kullanabiliyor lakin zenci piyanistin kullanması yasak. Bu zihniyet hastalıklı değil de ne?

……

Seçenek sana kalmış;

İbadetlerin meşakkatleri gider sevabı kalır,

Günahların lezzeti gider, azabı kalır…       —◄◄