Bu köşede alışık olduğunuz gibi SGK ve BES gibi hukuksal haklarınızla ilgili yazılar yazarken izin dönemi ve içinde bulunduğumuz pandemi nedeniyle tarihsel bilgileri paylaşacağım.

Önümüzdeki izin dönemine girerken  hepimizin doğru bilgilere ihtiyaç duyduğu günlerdeyiz. Gündemimize davetsiz olarak giren Korona ile ilgili bazı tarihsel ve bilimsel bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum.

U.S. National Institute of Allergy and Infectious Diseases (NIAD) Direktörü Dr. Anthony Fauci, Center for Disease (CDC) Başkanı Dr. Robert Redfield ve US Food and Drug Administration (FDA) Başkanı Dr. Stephen Hahn Amerikan Meclisi Senatosu’nda Koronavirüs Pandemisi konusunda senatörlerin  sorularını yanıtladılar.  TV ve tüm medya kanallarına açık gerçekleşen bu toplantı 3,5 saat sürdü ve YouTube’a da konuldu.  İsterseniz bu konuşmaları YouTube kanalından “Senate Hearing on Coronavirus” başlığı altında sizler de izleyebilirsiniz.

Konuşmacılar, giriş sunumlarında pandeminin henüz bitmediğini, devam kesin bir tedavisinin olmadığını, halen uygulanan tedavi yöntemlerinin etkili aşı bulunana kadar sadece geçici köprü görevini göreceğini ifade ettiler.

Kısacası sorulan sorulara verdikleri cevaplardan şu sonucu çıkarmak mümkündür:

CoV-2’nin çok bulaşıcı ve tehlikeli yeni bir virüs olduğunu, arada bir kaybolsa da kısa zaman sonra geri gelebileceğini ve daha uzun zaman (36 aya kadar) dünya üzerinde kalabileceğini hesaba katmalıyız.

Önümüzdeki aylarda özellikle izin döneminde sosyal mesafeye çok dikkat edilmesi, maske kullanımı, el yıkama gibi tedbirlerin gevşetilmemesi gerekiyor.

Buna dikkat edilmezse, önce küçük zirvelerin sonra da salgının tekrar başlayabileceğini lütfen unutmayalım. Bunu yaparken de bir yük olarak değil de; temizlik alışkanlığımızı süreklilik hâline getirmiş gibi görürsek hiç de sorun olmaz kanaatindeyim.

Virüsün özelliklerine bakacak olursak, mutasyonları ve  çok tehlikeli bulaşıcı olduğunu, bulaşma yollarının özellikle temizlik ve mesafe ile engellenebilir olduğunu, immünolojisini incelediğimizde de  ne kadar öldürücü olduğunu dikkate almamız gerekiyor.

Bu pandemiyi 1918 İspanyol Gribi salgınıyla mukayese etmemiz gerekiyor. O salgının da sonbahar aylarında kontrol edilemez bir şekilde yayıldığını ve ölümlerin arttığını unutmayalım. Koronavirüsün de benzer şekilde bu yıl sonbahar aylarında yayılacağını kuvvetle tahmin etmek hiçte zor değil.

Çünkü yazık ki o zamana kadar etkili bir aşının bulunup uygulamaya geçirilmesi mümkün görünmüyor.

İspanyol Gribinde de aynı olay yaşanmıştı derken bu tarihî olayı bir daha hatırlatmakta fayda görüyorum:  1918 – 1920 yılları arasında H1N1 virüsünün ölümcül bir alt türünün yol açtığı  bir salgın oldu.

İspanyol Gribi, 500 milyondan fazla kişiye bulaşmış  ve 18 ay içinde de 50 milyon dolayında insanın ölümüne sebep olarak insanlık tarihinde bilinen en büyük salgınlardan biri olmuştur.

Salgın, ılımlı birinci dalga, şiddetli ikinci dalga ve artçı üçüncü dalga olmak üzere üç dalga hâlinde seyretmişti ve toplamda 50 milyon insan bu gripten ölmüştü. Yani  bu salgın 1918 Eylül-Kasım aylarında zirve noktasına ulaşmış ve Osmanlı dahil tüm dünya ülkelerini etkilemişti.

Burada dikkat edilmesi gereken konu; ilk dalgalarda 200 ile 500 bin kişiye bulaşan virüs ikinci ve üçüncü dalganın sonunda 50 milyon insanın ölmesine sebep olmasıdır.

Sağlık ve afiyette kalmamız dileklerimle, yazdıklarımla sadece tedbiri elden bırakmamız gerektiğini vurgulamak ve temizliğe daha fazla dikkat etmemiz gerektiğini vurgulamak istedim. Unutmayalım ki temizlik imanın yarısıdır!

Her zaman olduğu gibi isterseniz SGK gibi konularda yine bana yazarak bilgi alabilirsiniz. Ama unutmayın son dönemlerdeki kanun değişiklikleri nedeniyle ve hazır izine gitmişken elbette SGK müdürlüklerinden doğrudan bilgi almanız mümkündür.

Emeklilik Uzmanı-Konsoloslukta kayıtlı yeminli tercüman

Doç. Mehmet Yamaç  06 222 056 33 —◄◄