Her Daim Ümitvarız Biz

İnsan olmak yetmiyor…. Habil misin Kabil misin?

İnsanlık, tarih boyunca kişinin iyi ya da kötü olarak sınıflandırılması toplumsal normlar ve değerler çerçevesinde şekillenmiştir. Bu sınıflandırma, sadece ahlâkî yargılarla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda kişisel özellikler, davranış kalıpları ve niyetler doğrultusunda belirlenir. İyi ve kötü insanlar arasındaki farkları anlamak, toplumsal huzuru ve bireysel mutluluğu sağlamak açısından önemlidir. Musalla taşına konulup cenaze namazınız kılındıktan sonra dünya hayatından geriye kalan ve sorulan son soru bu değil mi zaten ‘Mevtayı nasıl bilirdiniz?

Her Daim Ümitvarız Biz

İnsanlar tesadüfen karşılaşmazlar, onları buluşturan Allah’tır.

İyi insanlar, başkalarının duygularını anlama ve onlara karşı duyarlı olma yeteneğine sahiptir. Empati kurmak, bir başkasının yaşadığı duygusal durumu anlamayı ve onlara destek olmayı içerir. İyi insanların dürüstlük ilkesine bağlı kalmaları, onları güvenilir kılar. Dürüstlük, söz ve davranışlarda tutarlılık ve doğruluk demektir. İyi insanlar, ihtiyaç sahiplerine yardım etmeye gönüllüdür. Yardımseverlik, sadece maddî yardım değil, zaman ve emek harcamayı da kapsar. Birçok sivil toplum kuruluşu ve gönüllü organizasyonlar, bu erdemin canlı örnekleridir. İyi insanlar, adil ve eşitlikçi bir dünya için çaba gösterir. İnsanların haklarını savunur ve haksızlığa karşı çıkarlar.

Kötü insanların en belirgin özelliklerinden biri bencilliktir. Kendi çıkarlarını başkalarının üzerinde tutar ve başkalarına zarar vermekten çekinmezler. Bu tür bireyler, toplumsal bağları zayıflatır ve güven ortamını bozar. Kötü insanlar, yalan söylemek ve hile yapmakta beis görmezler. Gerçekleri çarpıtmak, çıkar elde etmek için etik dışı davranışlarda bulunmak, onları tanımlar. Bu tür davranışlar, ilişkilerde güveni sarsar ve toplumsal düzende bozulmalara yol açar. Kötü insanlar, başkalarına kasıtlı olarak zarar verme eğilimindedir. Fiziksel, psikolojik veya duygusal zararlar vermek, onların davranış kalıplarının bir parçasıdır. Kötü insanlar, adaletsizliği ve ayrımcılığı körükler. Başkalarının haklarını çiğnemekten çekinmez ve eşitlik ilkesine aykırı davranışlarda bulunurlar.

Her Daim Ümitvarız Biz

Bu yazımı kaleme almadan bir kaç gün önce, geçtiğimiz hafta sonu, Almanya’nın Münster şehrini ziyaret ettim. Evet, daha önceki yazımda bahsettiğim Hanse Birliği (Hanzesteden) şehirlerinden biri Münster şehri. 793 yılından itibaren kendinden bahsettiren bu şehir, büyük ticaret yollarının kavşak noktasında yer alması ve İngiltere’yle yaptığı yün ticaretinin yardımıyla hızla zenginleşen kent. 13. ve 14. yüzyıllarda Hansa Birliği’nde güçlü bir konuma sahipti. Ticaretin getirmiş olduğu yüksek refahtan dolayı Münster şehri Batı Avrupa bölgesine asırlardır barış, huzur ve gelişim sağlamıştır. Münster şehri kendisinden ikinci defa 1648 yılında bahsettirdi. Hollanda’nın 7 eyaletinin ortak hareket ettiği o dönemde, Hollandalıların 80 yıldır içinde oldukları savaşın son bulması için barış görüşmelerinin yapıldığı yer Münster şehri. Uzun görüşmelerin ardından 15 Mayıs 1648 yılında barış imzalanıp ve Hollanda Devletinin bağımsızlığını kazandığı yerdir Münster şehri.

Her Daim Ümitvarız Biz

Dünyada gelişen hızlı değişimler cereyan edip vuku bulurken Avrupa’daki İYİ insanların tekrar yeniden ayağa kalkıp, sorumluluk alıp AKL-I SELÎM davranarak, olası olumsuzluklara hep birlikte karşı durmalıdırlar. Bunu yapmak isterken uzatılan elin tutulup, ortak hareket ederek başarılabileceği bilincinin ve bu inancın tam olması gerekiyor, hatta bunun böyle istenmesi elzemdir.

 

Kalın sağlıcakla,

 

Kaya Turan Koçak