İSO’nun hazırladığı Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2022 Araştırması’na göre, TÜPRAŞ, üretimden satışlarda 418,4 milyar lirayla en büyük sanayi kuruluşu olma unvanını korudu.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, düzenlediği basın toplantısında, İSO’nun Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasının sonuçlarını açıkladı.

Araştırmaya göre, Türkiye Petrol Rafinerileri AŞ (TÜPRAŞ) üretimden satışlarda 418,4 milyar lirayla listede ilk sırayı alırken, 2021’de üçüncü sırada olan Star Rafineri 189,2 milyar lirayla ikinciliğe yükseldi. Geçen yıl ikinci sırada bulunan Ford Otomotiv ise 140,1 milyar liralık üretimden satışla 3’üncü oldu.

İstanbul Altın Rafinerisi (İAR) 87,8 milyar liralık üretimden satışla 4’üncü sırada yer alırken, İAR’ı, 69,5 milyar lirayla Ereğli Demir ve Çelik, 66,9 milyar lirayla İskenderun Demir ve Çelik izledi. İAR ile Ereğli Demir ve Çelik’in ikişer basamak yükselmesi dikkat çekti.

Toyota Otomotiv 65,9 milyar lirayla 7’nci, Arçelik 64,1 milyar lirayla 8’inci, Oyak-Renault 62,7 milyar lirayla 9’uncu, Tofaş 59,8 milyar lirayla 10’uncu sırada yer aldı. Toyota 3 basamak birden gerilerken, Arçelik, Oyak-Renault ve Tofaş’ın sıralamadaki yeri değişmedi.

İSO 500’ün üretimden satışları 4,5 trilyon liraya yükseldi

Toplantıda araştırmaya ilişkin açıklamalarda bulunan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, İSO 500 çalışmasının açıklanma tarihini son yıllarda mayıs ayına çekmeyi başardıklarını, bu yıl Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle çalışmanın sonuçlarını gecikmeli olarak açıkladıklarını söyledi.

Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşunun üretimden satışlarının geçen yıl, 2021’e göre yüzde 119 artarak 4 trilyon 485 milyar liraya yükseldiğini dile getiren Bahçıvan, “Bu yüksek oranlı artışta, ihracattaki güçlü performansın yanı sıra canlı yurt içi talep, yükselen kur ve fiyatlar ile ihracat gelirlerinin TL karşılıklarındaki artışın belirleyici rol oynadığını söyleyebiliriz. 2022 yılının verileri yıl sonu tüketici enflasyonu ile arındırıldığında üretimden satışların reel olarak 2021 yılına göre yüzde 33,3 ile oldukça yüksek bir artış sergilediği görülüyor.” dedi.

Bahçıvan, reel değişimleri hesaplarken yıl sonu TÜFE enflasyonunu kullandıklarını kaydederek, “Fakat diğer taraftan biliyoruz ki 2022 sonunda TÜFE enflasyonu yüzde 64,27 iken ÜFE enflasyonu yüzde 97,72’ye ulaşmıştı. Bu noktada sanayicinin ekonomik gerçeklerini yansıtan asıl enflasyonun ÜFE olduğunu hatırlatarak, ÜFE’nin çok daha hızlı arttığını ve üretici ile tüketici enflasyonu arasındaki makasın oldukça geniş olduğunu vurgulamak istiyorum. Nitekim yıl sonu ÜFE enflasyonu kullanıldığında, üretimden satışlardaki reel artış yüzde 10,8’e iniyor.” açıklamasında bulundu.

500 büyük sanayi kuruluşundan 98 milyar dolarlık ihracat

Erdal Bahçıvan, üretimden satışların 50’lik gruplara göre dağılımına bakıldığında; ilk 50 kuruluşun uzun yıllardır yüzde 50 bandında seyreden ağırlığının bu yıl biraz daha arttığını ve yüzde 52’ye çıktığını, ilk 100 firmanın ise payının ise yüzde 65’lere ulaştığını bildirdi.

Türkiye’nin ihracatının 2022’de yüzde 12,9 artarak 254 milyar doları aştığını anımsatan Bahçıvan, “İSO 500’ün ihracatı ise yüzde 14,1’lik artışla 98 milyar dolara yaklaştı. İSO 500’ün ihracat artışı, Türkiye genelinin 1,2 puan üzerinde gerçekleşti. Böylece hem Türkiye hem de İSO 500 tarihindeki en yüksek ihracat rakamına ulaşılmış oldu. İSO 500’ün Türkiye sanayi ihracatı içindeki payına baktığımızda bu oranın yüzde 40’lar civarında olduğunu görüyoruz.” şeklinde konuştu.

Bahçıvan, 500 büyük sanayi kuruluşunun 2022’de faaliyet karının yüzde 96 artarak 671 milyar liraya çıktığını belirterek, buna karşılık faaliyet karlılığı oranının yüzde 14,8’den yüzde 12,8’e gerilediğini bildirdi.

Erdal Bahçıvan, “Faiz, amortisman ve vergi öncesi karın yüzde 100’e yakın bir artışla 808 milyar liraya yükseldiğini görüyoruz. Aynı yılda FAVÖK karlılığı oranı, aynen faaliyet karlılığında olduğu gibi 2,1 puan düşüşle yüzde 17,5’ten yüzde 15,4’e geriledi. Yine vergi öncesi kar ve zarar toplamı yüzde 121 artarak 485 milyar liraya yükseldi. Ancak satış karlılığı oranı 0,2 puan düşüşle yüzde 9,3’e indi. Bu da bize tüm karlılık rasyolarında geçen yıla göre daha düşük bir kar yılı geçirildiğini gösteriyor.” açıklamasında bulundu.

Sanayi şirketlerinin son 10 yıldaki üretim faaliyeti dışı gelirlerinin toplam içerisindeki payında yaşanan düşüşe işaret eden Bahçıvan, “Görüldüğü üzere söz konusu bu oran, son 5 yılda yüzde 88 düzeyinden yüzde 23’lere kadar gerilemiş durumda. Bu da bize sanayicinin son yıllarda giderek daha fazla esas faaliyetlerine odaklandığını ve karını gerçek işinden elde ettiğini gösteriyor.” diye konuştu.

Finansman giderlerindeki azalış dikkati çekti

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, finansman giderlerinin uzun yıllardan beri İSO 500’ün en dikkat edilen unsurlarından olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:

“İSO 500’ün finansman giderlerinin 2022’de yüzde 32,6 artarak 277 milyar liraya yükseldiğini görüyoruz. Böylece finansman giderlerinin faaliyet karına oranı belirgin bir düşüş göstererek yüzde 61,1’den yüzde 41,3’e inmiş durumda. Yıllardan beri hep işaret ettiğimiz ve 2018’de yüzde 89’lara kadar çıkan bu oranın yüzde 40’lara gerilemiş olması dikkat çekiyor. Görüldüğü üzere 2022’de finansman giderleri işletmelere çok daha az yük olmuş. Ancak burada 2022’nin düşük faiz ortamı ve kredi kullanımını sıkı şartlara bağlayan düzenlemelerin de etkili olduğunu unutmamak gerekiyor. O günkü finansal koşullar, bugünkü faiz ve krediye erişim koşullarıyla karşılaştırıldığında aradaki makasın ne kadar yüksek olduğu biliniyor. Dolayısıyla finansman giderlerinin faaliyet karına oranındaki görece iyileşmenin, ne kadar sürdürülebilir olduğunu gelecek yıl açıklayacağımız 2023 yılı İSO 500 verilerinde daha net bir şekilde göreceğiz.”

İSO 500’ün aktif toplamı 3,9 trilyon liraya, toplam borcu 2,5 trilyon liraya yükseldi

Erdal Bahçıvan, 2022’de İSO 500’ün aktif toplamının yüzde 83 artarak 3,9 trilyon liraya yükseldiğini belirterek, “Aktifler içerisinde ana kalemler incelendiğinde, dönen varlıklar yüzde 78 artışla 1,4 trilyon liradan 2,5 trilyon liraya; duran varlıklar ise yüzde 95 artışla 706 milyar liradan 1,4 trilyon liraya yükselmiş durumda. 2022’de özkaynaklar 624 milyar liradan 1,4 trilyon liraya yükselerek yüzde 124 artarken; toplam borçlar 1,5 trilyon liradan 2,5 trilyon liraya çıkarak yüzde 67 büyüdü.” diye konuştu.

İSO 500 kuruluşlarında borçların payının yüzde 70,7’den yüzde 64,3’e gerilediğini, öz kaynakların payının yüzde 29,3’ten yüzde 35,7’ye çıktığını vurgulayan Bahçıvan, mali borçların yüzde 64 artışla 1,3 trilyon liraya, diğer borçların da yüzde 70’e yakın yükselişle 1,2 trilyon liraya yükseldiği anlattı.

Bahçıvan, “Ticari borç kullanımının artmasından, firmaların kaynak ihtiyacını finans kuruluşları dışında, kendi içlerinde borçlanarak çözmeye çalıştıklarını anlıyoruz.” şeklinde konuştu.

En büyük 500 kuruluşun kısa vadeli mali borçlarındaki artışın yüzde 99, uzun vadeli borçlarındaki yükselişin ise yüzde 37 olduğunu aktaran Bahçıvan, kısa vadeli mali borçların toplam mali borçlar içindeki payının ilk kez yüzde 50 bandını aşarak yüzde 52,1’e ulaştığını söyledi.

Devreden KDV’nin çözümü için çağrı

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, her fırsatta dile getirdikleri devreden KDV sorununun 2022’de çok daha belirgin bir hale geldiğini kaydederek, İSO 500’ün devreden KDV yükünün yüzde 107 artarak 49 milyar liraya yaklaştığını bildirdi.

Bu sorunun çözümü için çağrıda bulunan Bahçıvan, “Sanayiciyi en çok rahatlatacak çözüm, devreden KDV alacaklarının banka teminatı haline getirilmesidir. Özellikle Eximbank kredilerine dönük bir teminat aracına dönüştürülmesi, bu sorunun en rasyonel çözümü olacaktır.” diye konuştu.

Bahçıvan, 2022 yılında yaratılan katma değer içerisinde en yüksek payı yüzde 37,7 ile orta-düşük teknoloji yoğunluklu sektörlerin aldığını belirterek, “Bu grubun payı 5,3 puan artmış. Buna karşılık düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerin payı 4,4 puan düşüşle yüzde 28,9’a, orta-yüksek teknolojili sanayiler grubunun payı 1,1 puan düşüşle yüzde 27,2’ye gerilemiş durumda. Yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun payı ise 0,1 puan artışla yüzde 6,2 olsa da yapısal bir değişime işaret etmekten henüz uzak bir görünüm sergiliyor.” açıklamasında bulundu.

İSO 500’deki AR-GE harcaması yapan kuruluşların sayısının 265’ten 260’a gerilediğini dile getiren Bahçıvan, “Bu şirketlerimizin 2022’de yaptıkları AR-GE harcamalarının 16 milyar TL’yi aştığını görüyoruz. Bu durum 2021’e göre yüzde 80’nin üzerinde bir artışa işaret etse de sanayi kuruluşlarımızın satışlarının giderek daha küçük bir bölümünü AR-GE harcamalarına ayırmaları düşündürücü.” ifadelerini kullandı.

Halka açık kuruluşlar sayısı bugüne kadarki en yüksek düzeyine çıktı

İSO 500 içinde halka açık kuruluşlar sayısı ise 73 adetle bugüne kadarki en yüksek düzeyine çıktı.

Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2022 Araştırması’nın sonuçlarını açıklayan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, en büyük 500’ün istihdamının 2022’de yüzde 4,1 artarak yaklaşık 800 bin kişiye ulaştığını, aynı yılda ödenen maaş ve ücretlerdeki yükselişin de yüzde 86 civarında gerçekleştiğini kaydetti.

Sermayenin tabana yayılması ve özellikle sanayi kuruluşlarının kaliteli finansal kaynağa erişimi açısından şirketlerin halka açılmalarının önemli olduğunu vurgulayan Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Son yıllarda bu yönde şirketlerin oldukça istekli olduklarını görüyoruz. Bu eğilim, İSO 500 verilerine de yansımış bulunuyor. İSO 500 içinde halka açık kuruluşların sayısı, 2017-2021 döneminde 65-69 bandında seyrettikten sonra 2022’de 8 adet artarak 73’e yükseldi. Böylece İSO 500 içinde halka açık kuruluşlar sayısı bugüne kadarki en yüksek düzeyine ulaştı. Sanayi şirketlerimizin halka açılmaya olan ilgisinin 2023’te de sürdüğünü görüyoruz ve bu süreci sanayi firmalarımızın sermaye piyasası araçlarını daha fazla kullanması açısından olumlu buluyoruz.”

Anadolu lehine değişim sürüyor

Erdal Bahçıvan, İSO 500’de yer alan kuruluşların bağlı olduğu odaların Anadolu lehine değişmeye devam ettiğini belirterek, “Son yıllarda sayısal olarak düşüş eğiliminde olmasına karşın en büyük pay 152 firmayla halen İSO’ya ait. İstanbul’u, 40 kuruluşla Kocaeli Sanayi Odası izliyor. Bu odalarımızın ardından Ankara Sanayi Odası 39, Ege Bölgesi Sanayi Odası 38 kuruluşla sıralamada yer alıyor. Sonrasında 28 kuruluşla Gaziantep Sanayi Odası, 17 kuruluşla Kayseri Sanayi Odası ve 15 kuruluşla Bursa Ticaret ve Sanayi Odası geliyor.” dedi.

Bahçıvan, 2022’de üretimden satışlara göre en yüksek paya sahip sektörün yüzde 23,4 ile ana metaller ve makine imalatı sanayinin olduğunu, bu sektörü, yüzde 23,3 ile kimyasal ürünler, plastik ve kauçuk ürünlerinin, yüzde 14 ile kara, deniz taşıtları ve yan sanayinin izlediğini bildirdi.

Bahçıvan, “2022’ye ait İSO 500 sonuçları, Türk sanayisinin zorlu bir yılı güçlü bir performansla tamamladığının bir kanıtı niteliğindedir. Zira sanayi devlerimizin birçok temel göstergede azımsanmayacak iyileşmelere imza attığı görülüyor.” diye konuştu.

2023 için beklentiler aynı iyimserlikte değil

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, küresel ve yerel ölçekteki birçok makro göstergenin ve gelişmenin 2023’ün sanayicilere çok daha zorlu koşullar sunduğunu gösterdiğini aktararak, “Bu sürecin etkilerini önümüzdeki yıl açıklayacağımız sonuçlarda görmemiz şaşırtıcı olmayacaktır. Çünkü küresel ekonomide sıkılaşan para politikalarının etkilerini gecikmeli olarak görmeye başladık. Nitekim gerek dünya üretiminin seyri gerekse Avro Bölgesi, ABD ve İngiltere gibi ana ihracat pazarlarımıza ilişkin beklentiler, 2023’te daha düşük büyüme temposuna işaret ediyor.” ifadelerini kullandı.

Farklı araştırmalar ile İSO Türkiye İmalat PMI gibi çalışmaların geleceğe dair iyimserliği sınırlandırdığını ifade eden Bahçıvan, faizlerdeki artışlara değindi.

İhracatın geriye çekildiği bir dönemde sanayi üretimini destekleyen güçlü iç talebin de bir miktar zayıflamasının kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Bahçıvan, “Faiz artırım sürecinin bir başka çıktısı ise etkilerini bir süredir görmeye başladığımız üzere, sanayicimizin finansman maliyetlerindeki belirgin artış olacak. Tekrar etmek gerekirse tüm bu unsurların 2023 İSO 500 araştırma sonuçlarında satış performansı, finansman maliyetleri, ihracat ve kaynak yapısı gibi göstergelere olumsuz yansıması şaşırtmayacak.” değerlendirmesinde bulundu.

İSO 500 verilerini, “sanayicilerin Türkiye’nin geleceğine olan inancının bir göstergesi” olarak da kabul etmeleri gerektiğini belirten Bahçıvan, “Bu inancın ve azmin azalmadan devam edebilmesi için sanayicimizin, üretim hayatımızın en büyük ihtiyacı; finansal istikrardır. Bu bağlamda, her fırsatta dile getirdiğimiz sürdürülebilir ve nitelikli büyüme için gerekli olan finansal istikrarın yeniden tesisi doğrultusunda ekonomi yönetimi tarafından atılan adımları önemli buluyoruz.” diye konuştu.

Bahçıvan, üzerinde özenli bir çalışma yapılarak kısa süre önce açıklanan Orta Vadeli Program’ı çok önemsediklerini, bu programın başarısının ülkenin uzun süredir ihtiyaç duyduğu dış kaynak akışını da sağlayacağına inandıklarını vurguladı.

“Karlılık ve ücretler arasındaki makas yeni yılla birlikte kapandı”

Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bahçıvan, verilere göre karlılıkların yeterince ücretlere yansımadığının görüldüğüne ilişkin bir yorum üzerine, karlılığın ücretlere de yansıdığını ancak bu tablonun aralık itibarıyla sona ermesi nedeniyle ocakta yapılan zamların kapsam dışı kaldığını, bu nedenle karlılık ile ücretler arasındaki makasın açık göründüğünü söyledi.

Bahçıvan, “2023’e geçerken ücretlerde yapılan bir artış var. Bu tabloya 12 aylık değil de 15-16 aylık baktığımızda, o rakam bu tabloda olduğu gibi çalışanlarımız açısından olumsuz gözükmeyecek. Çalışanlarımızın 2023 başında aldığı artışla makasın önemli ölçüde kapandığını düşünüyorum.” diye konuştu.

Bahçıvan’dan yabancı çalışan değerlendirmesi

Erdal Bahçıvan, mültecilerin istihdamının sanayiciler açısından önemine ilişkin bir soru üzerine, Türkiye’nin üretimine nitelik, akıl ve değer katacak yerli veya yabancı herkese ihtiyaç olduğunu vurguladı.

“Ancak sadece ve sadece nitelik getirmeden emeğe dönük boyutuyla yabancıların ülke ekonomisine ve üretimine destek katma noktasına bakacak olursak bu bizi maalesef sonu olmayan bir yolculuğa doğru götürür” diyen Bahçıvan, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Türkiye’nin sadece emekten rekabet gücü yaratma adına sosyolojik ve demografik yapısını sıkıntıya sokacak, tehdit altına alacak olan bir nüfuslaşma yapısına İSO olarak karşı olduğumuzu, net bir şekilde karşı olduğumuzu söylemek istiyorum. Böylesine bir gidişatın bizi sonu olmayan bir dehlize götürme riski var. Sadece ve sadece emeğe dayalı bir rekabet unsuru olarak biz sanayideki istihdamın önünü sınırsız bir şekilde açarsak yarınki nesillerimize vereceğimiz toplumsal sorun adına bizi ciddi anlamda yük altında bırakır. Ancak tekrar söylüyorum; değer, birikim ve tecrübe kazandıracak boyutta seçilmiş bir iş gücünün yabancılarla da desteklenmesi noktasında hiç itirazımız yok. Bunun ölçüsünü kaçırma noktasında hiçbirimiz mesuliyet alamayız.”

“Uzun vadeli borç bulamama gerçeğiyle karşı karşıyayız”

Erdal Bahçıvan, uzun vadeli borçlanmada karşılaşılan sorunlara ilişkin bir soru üzerine, “Yatırıma dönük uzun vadeli kredilerin düşük olduğunu zaten uzun vadeli yatırım borçlarının oransal artışının düşük olmasından görüyoruz. Arzu ederdik ki geçen yıl uygulanan politika; biraz daha kalkınma ve yatırım amaçlı krediler noktasında güçlü bir destek olması, uzun vadeli yatırımlar konusunda destek sağlanmasıydı. Ancak bunun yeterince gerçekleşmediğini görüyoruz. Uzun vadeli borçların önemi çok net. Geçen yıldan bu yıla geldiğimizde firmalarımızın uzun vadeli borç kaynaklarını bulamadığı gerçeğiyle karşı karşıyayız.” ifadelerini kullandı.

Bahçıvan, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen 11 ilden çok sayıda sanayi kuruluşunun İSO 500 Büyük listesi içinde her yıl yer aldığını hatırlatarak, “2021 listemizde bu rakam 72’ydi. 2022 yılında ise bu sayının 66 olduğunu görüyoruz.” dedi.