Hollanda Türk Girişimci Dernekleri Platformu (TNOP)’un Kadir Gecesinde verdiği iftar yemeğine Hollanda Sosyal İşler ve İstihdam Bakanı Karien Van Gennip, T.C. Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal, T.C. Rotterdam Başkonsolosu Sevgi Kısacık, TNOP Başkanı Durmuş Doğan, MÜSİAD Hollanda Başkanı Ali Köklü, EUBA Başkanı Hasan Aras, HOTİAD Başkan Yardımcısı Faruk Halıcı ve TNOP’a üye girişimci derneklerin başkanları katıldılar. Hollanda Türk Sivil Toplum Kuruluşlardan IGMG Güney Hollanda, Hollanda Türk Federasyon’u, UID Hollanda, TIKDF, IOT, HTKB ve HORECA Bond gibi dernek başkanların yanı sıra girişimcilerden oluşan 150 davetli iştirak etti.

MÜSİAD Hollanda üyesi Laila Den Haag Restoran’ın sponsorluğunda gerçekleşen programda bakan Karien van Gennip, TNOP’a üye dernek yöneticileri tarafından kapıda karşılanarak Türk misafirperverliklerini gösterdiler. Kaya Turan Koçak’ın sunduğu program Hollanda Diyanet Vakfı Leiden Mimar Sinan Camii din görevlisi Mehmet Oğuz tarafından okunan Kur’an-ı Kerim tilaveti ve Hollandaca meali ile başladı. Hollandaca devam eden programda TNOP Başkanı Durmuş Doğan davetlileri selamlayıp, hoş geldiniz dedikten sonra konuşmasında şunları dile getirdi:

Durmuş Doğan: “Bu acı bizi birbirimize bağladı. Hiç tanımadıklarımızla bağımızı güçlendirdi”

(İftara ev sahipliği Yapan TNOP Başkanı Durmuş Doğan, selamlama konuşmasında, acıların, felaketlerin bizi birleştiriğine dikkat çekti ve katılımcılarla TNOP olarak yaptıkları çalışmaları paylaştı...)

“Bugün burada Müslümanların kutsal ayı Ramazan’ın bize verdiği dayanışma duygusu ile bir aradayız. Öncelikle Ramazan ayınızı ve Kadir gecenizi tebrik eder hayırlara vesile olmasını dilerim. Türkiye’nin Güneydoğusunda 6 Şubat ’ta meydana gelen deprem felaketi hepimizi derinden üzdü. 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiği, binlerce insanın yaralandığı, binlerce km kare yaşam alanının yok olduğu bir felaket yaşandı. Çok büyük bir acı ve üzüntü meydana getirdi. Bu acı bizi birbirimize bağladı.

Depremin duyulduğu ilk saatlerde harekete geçen Türk kökenli Hollandalılar yardım kampanyaları başlattılar. Bu kampanyalar o kadar etkiliydi ki belediyelerden, özel kuruluşlara, okullara kadar herkes, bu acıya merhem olmak için çırpındı. Bu dayanışma bizi çok etkilemişti.

Depremzedelere yardım etmek için annesi ile beraber sabah 09:30’da toplama merkezi olarak kullandığımız iş yerimize gelen ve elinde çocuk bezleri olan 4 yaşlarındaki Hollandalı kız çocuğunun bu davranışı nasıl unutulabilir.

Okuldaki öğrencilerin kendi aralarında topladıkları yardımlar nasıl unutulabilir?

Toplanan yardımları bir araya getirerek, onları seçen ve güzel bir şekilde kutulayan, gecenin geç vakitlerine kadar çalışan bayanlar, genç kızlar, genç erkekler nasıl unutulabilir?

Hollandalıların ve farklı etnik kökenli Hollandalıların yardım kampanyaları nasıl unutulabilir. Toplanan yardımları en hızlı şekilde felaket bölgesine ulaştırmak için, uçarcasına giden TIR şoförleri nasıl unutulabilir.

Bu nedenle depremzedelere yardım için emeği geçen herkese, her kuruma sonsuz teşekkür ediyorum.

Bu acı bizi birbirimize bağladı. Hiç tanımadıklarımızla bağımızı güçlendirdi. Müslümanlar olarak Ramazan ayında hem fiziksel anlamda hem de manevî anlamda kendimizi yenileriz. Evet, gün doğumundan gün batımına kadar oruç tutarız, bu sadece aç kalmak değildir. Bu ay, bizi kendimize ve birbirimize daha kuvvetli şekilde bağlar. Bu ay, aç olanı anlamaktır, elindekini paylaşmaktadır, kendini kontrol etmektir. Yaşadığımız sokakta, şehirde, ülkede, senden farklı olanlarla köprü kurmaktır. Onlara kapını açmaktır. Açlığa sabrettiğin gibi diğer duygulara da sabretmektir. Yaşadığımız ülkenin sorunlarına alaka duymaktır. Hızla artan yoksulluğa karşı yardım etmektir. Gıda bankalarına ve muhtaç olan insanlara destek olmaktır. Bizi birbirimize bağlayan Ramazan ayı bu manada yaşandığında bir anlam ifade eder.

“TNOP kimdir?” diye sorarsanız, farklı şehirlerde kurulmuş Türk kökenli girişimcilerin oluşturduğu girişimci derneklerin bir araya gelerek oluşturduğu platformdur.

Bu dernekler bulundukları şehirlerde faaliyet gösteren ağırlıklı olarak MKB düzeyinde işletmelerdir. Hollanda’da 40 bine yakın faaliyet gösteren, 125 binin üzerinde kişilere istihdam oluşturan Türk kökenli Hollandalı işletmeler bulunmaktadır. Bu işletmeler hem bulundukları şehirlerin ekonomisine katkı sağlamakta, hem de o şehirde yaşayan insanların arasında köprü olmaktadır. MKB işletmeleri ekonominin dönmesi için çok önemli olduğu kadar, toplumsal yaşamın refahı içinde çok önemlidir. Bu işletmeler, alışveriş yapanlar arasında bağ oluşmasına, hayatın daha da yaşanabilir olmasına katkı sağlamaktadırlar.

Hızla artan teknolojinin verdiği imkânlar nedeniyle bir alışveriş sokağında bu tür işletmelerin hiç olmadığını düşünün, insanların bütün ihtiyaçlarını evlerden sipariş verdiklerini, sokağa hiç çıkmadıklarını düşünün. Daha üç sene önce, Corona’dan dolayı zorunlu sokağa çıkma yasağı dönemini bir hatırlayalım. Bu durum sosyal yaşam için ne kadar rahatsız edici bir durumdur. İnsanların yaşamının ne kadar monotonlaştığını, insanların birbirleri ile olan bağının hızla azaldığını görüyorduk. Bu durum huzursuzluğa, birbirinden uzaklaşmaya ve bireyselliğin tavan yapmasına neden oluyordu.. Bunun böyle olmaması için esnaf işletmelerinin olması gerekiyor. İnsanların alışveriş bahanesi ile sokağa çıkarak birbirlerini görmesi, konuşması ve kaynaşması gerekiyor. İşte bu işletmeler insanlara bu imkanı sağlar. İnsanların sosyal ilişkilerine destek olur, birbirleri ile bağlanmasına vesile olur.

Özellikle bu nedenle MKB işletmeleri çok önemlidir. Yaşatılmalıdır.

Burada 3 önemli ana başlığın ortak özelliği, bizi birbirimize bağlıyor olmasıdır.

  • Deprem acısı bizi birbirimize bağlar.
  • Ramazan ayı bizi birbirimize bağlar.
  • MKB işletmeleri alışveriş imkânı verirken, bizi birbirimize bağlar.

Her ne olursa olsun, hayatımız daha yaşanabilir olması, bizi birbirimize bağlayan etkenlerden geçer.
Tekrar katılımınızdan dolayı teşekkür eder, şimdiden gelen Ramazan Bayramınızı tebrik eder, hayırlı iftarlar dilerim.”

Selçuk Ünal: “Bu türlü buluşmalar iki ülke arasındaki var olan dostluğu daha da pekiştiriyor”

(Türkiye Cumhuriyeti Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal konuşmasına, kısa dönemde Hollanda Türk Toplumunun girişimci ve dayanışmacı ruhuna şahit olduğunu ve bundan büyük bir onur duyduğunu dile getirdi)

Türkiye Cumhuriyeti Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal kısaca selamlama konuşmasını gerçekleştirerek iftar programına katılan Hollandalı bakana katılımından dolayı teşekkür etti. Bir çok toplantılarda olduğu gibi böyle buluşmalarda da, her iki toplum adına birleştirici rol oynadığını belirtti. Depremden sonra Hollanda hükûmeti ve halkı tarafından gösterilen ilgi ve sergilenen yardımseverlikten dolayı çok memnun olduklarını ve bunun içinde teşekkür ettiklerini belirtti. Bu türlü buluşmaların iki ülke arasındaki var olan dostluğu daha da pekiştirdiğini ve bu sebepten dolayı organizede emeği geçenlere çok teşekkür etti.

Karien van Gennip : “İnanç, çoğu zaman bir ilham kaynağı olarak direnç ve merhamete vesile oluyor”

(Hollanda Sosyal İşler ve İstihdam Bakanı Karien Van Gennip yaptığı konuşmada “Hollanda’da herkese yer olduğunu  bunu da Anayasa’da da sabitleştirdiklerinin altını çizdi. Ve  ülke olarak, inanç, ırk, köken veya herhangi bir ayırt edici “özellik” ne olursa olsun, herkese yer olan “kapsayıcı” bir toplum olduğuna vurgu yaptı.)

Daha sonra konuşmalarını yapması için kürsüye davet edilen bakan Karien van Gennip şunları ifade etti:

“İyi akşamlar, Selamün Aleyküm, davetiyeniz için sizlere çok teşekkür ederim.

Nasıl ki ebeveynler çocukları için en iyisini istiyorsa, biz de toplum olarak ülkemizin geleceği için en iyisini istiyoruz. Bu, burada yaşayan tüm insanlar için en iyisini verme anlamına gelir. Ancak herkes iyiye giderse o zaman Hollanda’da iyiye gider. Bir toplumda bu böyle işler. Herkes ortak geleceğimizin bir parçası olarak kendisini hissedebilmelidir. Esnekliğin temeli budur ve birlikte olmanın temeli de budur. İşte bu yüzden bu akşam iftarı sizinle birlikte açmak için bu nazik davetiyenizi memnuniyetle kabul ettim. Ramazan ayının oruç ayı olduğunu ve dolayısıyla iftar programlarını artık Hollanda iyice bilmektedir. Ülke genelinde insanlar iftarlarını buluşma havasında açıyor. Sadece Müslüman kökenli insanlar değil, aynı zamanda sizin davet ettiğiniz bizim gibi misafirleriniz ile birlikte. Benim olumlu olarak gördüğüm başka bir gelişme ise, iftar programlarını artık bakanlığımızda da yapmamız. Birkaç yıldan beri oradaki çalışanlar ile birlikte iftar yemeği yeme fırsatı buluyoruz. Bu yıl iki hafta önceydi, 4 Nisan’da. Yüz elli meslektaşım vardı, salon tamamen doluydu. Maksimum kapasite, bu gece burada da olduğu gibi. Bu da insanların Ramazan’ı birlikte kutlayabilmenin ne kadar önemli olduğunun yeterince bir göstergesidir. İftar, insanlar arasında bağ kuruyor. Bu gecede olduğu gibi, bir bağlantı, yansıma, paylaşma anı. İçinde bulunduğumuz bu zor zamanlarda böyle anlara çok ihtiyacımız var, bu çok önemli, çünkü toplum olarak güvenli bağlantılar arıyoruz ve gerçekten birlikte olduğumuz bir toplum arzuluyoruz. Ve bugünlerde bile, jeopolitik gerilimlerin ve yoksulluğun artan bir dönemde, daha çok insan zor durumda olan insanlara sahip çıkmak istiyor. Bu davranış toplumumuzun gerçek direncidir. Ve benim için, sizin için de olduğu gibi, inanç, çoğu zaman bir ilham kaynağı olarak merhamete vesile oluyor.

Direnç ve merhameti düşündüğümde, doğal olarak depremde ortaya sergilenen tüm yardımları düşünüyorum. Türkiye’deki ve Suriye’deki bu büyük yıkımdan etkilenen insanlar, eşi benzeri görülmemiş bir felaket. İfade edebilmek için kelime bulamıyorum, görüntüler hâlâ aklımızda taze. Bu yüzden bu gece size veya sevdiklerini kaybeden tanıdıklarınıza başsağlığı dileklerimi sunuyorum. Çok güzel yardım girişimlerini Türk-Hollanda toplumunda gördük. Türk kökenli girişimciler olarak sizlerde burada çok önemli bir rol oynadınız; lojistik destekten tutun, nakdi desteğe kadar, az önce bahsedildi. Ve bu ‘kolları sıvayıp mücadele etme’ zihniyetidir.

Hollanda olarak acılarınızı paylaştık. Hükûmet olarak acil yardım olarak 20 milyon Avro yardım etme kararı aldık. Giro 555 kampanyasında Hollanda halkı olarak 100 milyon Avro bağış toplandı. Hâlen bağış çalışmaları devam ediyor ve buradan yardım etmeye davet etmek istiyorum. İhtiyaç hâlen büyük. Kısa dönemde yeniden inşa etmek mümkün değil, bu yıllar sürecek. Bu da herkesin katılımını gerektirir. Bu çok azim gerektirecek, ama orada da yan yana duruyoruz. Ve inanıyorum ki böyle anlarda, bunun gibi dramatik anlarda, inanç sizin için, benim için ve çoğumuz için bir ilham, güç ve birliktelik kaynağıdır.

Ve inanç kimliğimizin bir parçasıdır. Kim olduğumuzdandır. Eylemlerimiz için önemli bir rehber; insanlık için, cömertlik için, diğerine değer vermek, olduğu gibi kabul etmek istediğimizdendir. Diğer insanların başka ilham kaynakları olabilir. Neyse ki, Hollanda’da bunun için herkese yer var. Bunu Anayasa’da da sabitleştirdik. İnanç, ırk, köken veya herhangi bir ayırt edici “özellik” ne olursa olsun, herkese yer olan “kapsayıcı” bir toplumuz biz.

Bu, Hollanda’da kim olduğunuz, istediğiniz şeyi düşünüp inanabileceğiniz ve başkalarından farklı olabileceğiniz anlamına gelir. Ve bu aynı zamanda ve bence bu çok önemli, sabah evden çıkarken kimliğinizi evde bırakmak zorunda olmadığınız anlamına geliyor. Kim olduğunuzun tüm yönleriyle birlikte görülebilmeniz ve duyulabilmeniz için. Sokağa çıktığınızda kimseden korkmanıza gerek olmadığını, sadece kendiniz olabileceğinizi bilmenizi istiyorum. Bu özgürlük büyük bir kazançtır. Bu özgürlüğü sizinle birlikte beslemek istiyorum, buna sahip çıkmalıyız ve bunun için hep beraber mücadele etmeliyiz. Bu hepimizin görevidir, Hollanda’da kendimiz olabilmemiz için. Çünkü özgürlük birbirinizle ve birbirleri için yapılır.

Bunun mücadelesini vermek için, fırsat eşitliği inancımdan ve ancak herkes iyiye gidiyorsa Hollanda’nın iyi gideceği inancımdan dolayı siyasete tekrar geri dönme kararı aldım.

Ve sonra tekrar başa dönüyorum: Geleceğe bakıyorum. Babamın bizim için ön gördüğü gelecek, toplumumuz için her gün birlikte ön gördüğümüz ve girişimciler olarak sizlerin de çok önemli bir rol oynadığınız gelecek: Sizler girişimciler olarak Hollanda’nın uyumusunuz, insanlara ilk iş için bir şans veriyorsunuz, para kazanma fırsatlarını veriyorsunuz, insanların gelişmeleri için fırsatlar sunuyorsunuz. Ve bunu yaparken, insanlara umut ve yeni bakış açısı veriyorsunuz.

Umut ve bakış açısı, nihayetinde insanları birbirine bağlayan, toplumu olduğu gibi yapan unsurlardır. Umutsuz toplumlar yaşamaz, perspektifsiz toplumlar tümü için bir şeylerden vazgeçemeyenlerdir, istekli olmayan insanlardır. Bunun için bu akşam çok hoş karşılandığım için sizlere çok teşekkür ederim: bu bana umut ve perspektif veriyor. Her birimiz kendi inancımızdan, her birimiz kendi kimliğimizle ve kim olduğumuzla ve bunu hep beraber konuşuyor olabilmemiz beni mutlu etti. Onun için hayırlı iftar diliyorum, afiyet olsun.”

TNOP Başkanı Durmuş Doğan günün anısına ve bir kahvenin 40 yıl hatırı olur sözüne binaen, misafirlere teşekkür edip, Bakan Gennip, Büyükelçi Ünal ve Başkonsolos Kısacık’a fincan seti armağan etti.

Laila Restoran sahipleri Ubeydullah Yıldırım ve Ali Topal’a mükemmel servis, zengin çeşit ve güler yüzlerinden dolayı teşekkür edilerek birer buket çiçek takdim edildi.

Haber: K. T. K.

(Programın bu denli güzel bir şekilde geçmesinde, altyapı çalışmalarında büyük emeği ve katkısı olan gazetemiz yazarlarından Kaya Turan Koçak’ın başarılı sunumu ile program çok daha verimli bir hâle geldi.)

….