Resmi olmayan sonuçlara göre, Dearborn’da seçmenlerin yüzde 42,48’i Donald Trump’a, yüzde 36,26’sı Kamala Harris’e ve yüzde 18,37’si Yeşil Parti adayı Jill Stein’a oy verdi. Katılım oranı ise yüzde 54,72 olarak kaydedildi.

2020 seçimlerinde Joe Biden’a yaklaşık 150 bin oy farkıyla üstünlük sağlayan Michigan eyaletinde, bu seçimde Trump’ın önde olması Demokrat Parti için önemli bir oy kaybına işaret ediyor.

Arap-Amerikan toplumu, Gazze politikasına tepki olarak Demokrat Parti yönetimine sırtını çevirip alternatif adaylara yönelerek net bir mesaj iletti.

ABD’deki Arap-Amerikan toplumunun başkenti

Dearborn, ABD’de “Arap-Amerikan toplumunun başkenti” olarak biliniyor ve yaklaşık 250 bin Müslüman seçmen bulunuyor.

Arap-Amerikan Ulusal Müzesi ile Kuzey Amerika’nın en büyük camisine ev sahipliği yapan şehirde, 2020 nüfus sayımına göre nüfusun yüzde 54,5’inin Orta Doğu veya Kuzey Afrika kökenli olduğu biliniyor.

Öte yandan Dearborn, ABD’de Ramazan Bayramı’nı resmi tatil ilan eden ilk kent olarak öne çıkıyor. Dearborn Belediyesi, 2023 Nisan’da aldığı kararla, Ramazan Bayramı’nın birinci gününü resmi tatil ilan etti.

Bu seçimde, Gazze politikasına karşı tepkilerini güçlü şekilde ifade eden Arap-Amerikan toplumu, Demokrat Parti yönetimine karşı alternatif adaylara yönelerek mesaj verdi.

Müslüman gruplar son ana kadar seçim çalışmalarını sürdürdü

Gazze politikası nedeniyle Demokrat Partiyi protesto eden Müslüman aktivistler, Dearborn’da Demokrat Parti aleyhinde yoğun seçim çalışmaları gerçekleştirdi.

Mason Street, Arap Amerikalılara ait iş yerleriyle Müslüman toplumuna yönelik seçim çalışmalarının odaklandığı alanlardan biri olarak öne çıktı.

Michigan’da Demokrat Parti karşıtı “Harris’i Terk Et” hareketi gibi gruplar, Harris’in başkanlığına karşı çıkmanın “Soykırıma karşı oy kullanma” anlamına geldiğini savundu.

Örgütlü hareketlerde, Trump’ın desteklenmesinden çok, Gazze’deki soykırıma siyasi, ekonomik ve askeri destek veren Demokrat yönetimi, başkan adayı Kamala Harris’in seçimi kaybetmesini sağlayarak cezalandırma eğilimine girdi.

Arap Amerikan toplumu tepkisini belli etti

Arap-Amerikan toplumu, İsrail’in Gazze’ye saldırılarını destekleyen Biden yönetimine tepkilerini birçok şekilde dile getirdi.

Müslüman toplum, şubatta eyalette yapılan ön seçimlerde yaklaşık 100 bin “kararsız” oy kullanarak tepkilerini gösterdi.

Bununla birlikte, Michigan’daki “Listen to Michigan” (Michigan’ı Duyun) kampanyası ise Arap ve Müslüman gençler başta olmak üzere Demokrat seçmenleri, Gazze politikasına tepki olarak “kararsız” oy kullanmaya çağırdı.

Bu çağrı, Arap ve Müslüman seçmenlerin Biden yönetimine tepkilerini güçlü bir biçimde ifade etmesiyle karşılık buldu.

Arap-Amerikan seçmenlerin tercihindeki ortak endişe

Dearborn’da seçmenler, Gazze’deki trajediyi ve ABD’nin politikalarına yönelik derin eleştirilerini göz önünde bulundurarak zorlu bir tercih yapmak durumunda kaldı ya da seçimlere katılmadı.

Birçok Arap Amerikalı, Biden yönetiminin İsrail’e verdiği desteğe tepki göstererek yaklaşan başkanlık seçimlerine katılmayacağını bildirdi.

Söz konusu seçmenlerin ortak kaygıları arasında, İsrail’in Gazze’deki soykırımı ve başkan adaylarının buna yönelik taahhütleri ön plana çıktı.

Dearborn Belediye Başkanı Abdullah Hammoud, Biden yönetiminin Arap Amerikalılara yönelik seçim çalışmalarını eleştirerek, yönetimin Arap toplumunu yalnızca bir oy deposu olarak gördüğünü belirtti.

Benzer şekilde, Trump’ı destekleyen Dearborn Heights Belediye Başkanı Bill Bazzi de önceki yönetim döneminde ABD’nin yeni savaşlara girmediğini savundu.

Harris için oy çağrısı yapan bazı Arap ve Müslüman Amerikalılar da İsrail’e desteğine rağmen demokrat Harris’i desteklemenin stratejik bir adım olduğunu belirtti.

Emgage Action grubu ise Harris’i destekleyerek Trump’ın yeniden başkan seçilmesinin önüne geçilmesi gerektiğini savundu.

ABD Başkanlığına Donald Trump’ın yeniden seçilmesi, Gazze meselesi ve ABD’nin dış politikalarına dair endişeler taşıyan Arap Amerikalı seçmenler arasında yeni bir dönemin işaret fişeği olarak değerlendiriliyor.