( Commissariaat voor de Media) Media Monitor 2024 raporu, Hollanda’da medya kullanımının uluslararası platformlara kaymasının vatandaşların bilgilendirilmesi ve toplum bağlarının korunması açısından risk oluşturduğunu vurguluyor. Sosyal medya ve uluslararası yayın hizmetlerinin artan kullanımı, Hollanda televizyon kanalları ve yerel medya üzerindeki baskıyı artırıyor. Bu platformlar, yerel medyanın aksine haber ve güncel olaylar sunmada yetersiz kalıyor.

Öne çıkan başlıklar:
1. Hollanda Medyasının Rolü: Hollanda televizyon kanalları, yalnızca bilgi sunmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumda bağlayıcı bir rol oynuyor. Ancak, bu rollerin uluslararası platformlar tarafından devralınması mümkün değil.
2. Güvenilir Gazetecilik: Sosyal medya platformları, gelecekte bilgilendirme rolünü üstlenebilir, ancak bunun için güvenilir gazeteciliğin daha görünür ve erişilebilir hâle getirilmesi gerekiyor.
3. Dijital Reklam Gelirleri: Dijital reklam gelirlerinin %80’i Google ve Meta gibi büyük uluslararası oyunculara gidiyor. Bu durum, Hollanda medya pazarını ekonomik açıdan zorluyor.
4. Avrupa Düzenlemeleri: Medya Otoritesi Başkanı Amma Asante, Avrupa düzenlemelerinin yerel medyayı destekleyerek vatandaşların güvenilir bilgiye erişimini sağlamada kritik bir rol oynayacağını belirtti. Çeşitli ve bağımsız bir medya ortamının demokrasinin temeli olduğu vurgulandı.
5. Konsolidasyon ve Çoğulculuk Riski: Büyük medya şirketlerinin uluslararası platformlara direnmek için birleşme ve satın almalarla pazar gücünü artırması, medya çoğulculuğu ve bağımsızlık açısından risk oluşturuyor. DPG Media’nın RTL Hollanda’yı satın alma girişimi, bu eğilimin bir örneği.
6. Haber Tüketimi Alışkanlıkları: Çevrimiçi platformlara geçiş, yalnızca gençleri değil, tüm Hollanda toplumunu etkiliyor. Gençler haberlerini ağırlıklı olarak sosyal medyadan alıyor ve bu trend, genel nüfusa yayılıyor.

Sonuç:
Medya Monitörü, güvenilir bilgiye erişimi artırmak ve Hollanda medyasının bilgilendirici ve bağlayıcı rolünü korumak için hem yasa koyuculara hem de medya şirketlerine çağrıda bulunuyor. Avrupa düzenlemelerinin ve yerel medya girişimlerinin desteklenmesi, medya çoğulculuğu ve bağımsızlık açısından hayati önem taşıyor.