
Lahey Mahkemesi’nin, Kraliyet Özel Birlikleri’nin ülkeye giren yolcuları etnik köken temelinde seçim yapmasının ayrımcılık olmayacağına hükmetmesi “skandal” bir karar olarak yorumlandı ve temyizde reddedileceği görüşü savunuldu.
Hollanda’nın sağduyulu sesi olan Avukat İbrahim Yıldırım, konuyla alakalı paylaştığı bildiride “kararın, dünyada trend hâle gelmiş ‘sağcılığın’ sadece toplum nezdinde değil aynı zamanda hukuk nezdinde de olduğunu bizlere göstermiştir” ifadesini kullanarak şu görüşlere yer verdi:
“Hollanda’da Lahey Mahkemesi, havaalanı ve sınır güvenliğinden sorumlu Kraliyet Özel Birlikleri’nin (Marechaussee), ülkeye giren yolcuları kontrol etmek için etnik köken temelinde seçim yapmasının ayrımcılık sayılamayacağına yönelik skandal bir karara imza attı.
Kararı okuduğumda bende âdeta şok etkisi oluşturmuştur. Zira Hollanda, dünyada hukukun yanı sıra aynı zamanda özgürlüğün ve sözde medeniyetin amfolusu (!) mesabesinde bir ülkedir.
Yine Birleşmiş Milletlerin mahkemesi sayılan Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin, kararı veren Lahey kentinde bulunması vaziyetin oksimoronluğunu ortaya koyan somut bir örnektir.
Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme’ye ek 12 Numaralı Protokolun -Ayrımcılığın genel olarak yasaklanması- başlıklı 1. Maddesi göre: Hukuken temin edilmiş olan tüm haklardan yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya diğer kanaatler, ulusal ve sosyal köken, ulusal bir azınlığa mensup olma, servet, doğum veya herhangi bir diğer statü bakımından hiçbir ayrımcılık yapılmadan sağlanır.
Bağlayıcılığı tartışılmaz böyle bir maddenin varlığının yanında, bu şekilde bir kararın verilmesi sadece Hollanda için talihsiz bir karar olmamış aynı zamanda Avrupa Birliği, medya ve uluslararası örgütlerinde çifte standartlığını ortaya koymuştur. Zira mesele Türkiye olduğunda hiçbir uluslararası sözleşmeye ve kanuna aykırı olmayan kararlarında dahi açıklama yapmak için âdeta zamanla yarışan bu kuruluşların, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne açıkça aykırı bu karar karşısında âdeta 3 maymunu oynuyor oluşu ne ilktir ne son olacaktır.
Temyizde reddedileceğini öngörmeme rağmen bu karar, dünyada trend hâle gelmiş ‘sağcılığın’ sadece toplum nezdinde değil aynı zamanda hukuk nezdinde de olduğunu bizlere göstermiştir.
Hiçbir etnik kökene bakmayan, yaratılanı sırf yaratandan ötürü seven bir medeniyete kavuşmak ümidiyle…”
Saygı ve Sevgilerimle,
Av. İbrahim Yıldırım