İtalya Başbakanı Meloni, ekonomik durumun büyük savaştan bu yana en zor döneminden geçtiğini, önceliklerini, yüksek enerji maliyetleriyle karşı karşıya kalan aile ve işletmeleri destekleyecek tedbirlerin güçlendirilmesine vereceklerini bildirdi.

Barış Seçkin   |25.10.2022 Roma

Ülkede 25 Eylül’deki genel seçimlerden zaferle çıkan sağ ittifakın Giorgia Meloni liderliğinde kurduğu sağ koalisyon hükümeti, bugün parlamentonun alt kanadı Temsilciler Meclisinde, yarın da üst kanat Senatoda güvenoyu arayacak.

Güven oylaması öncesinde Başbakan Meloni, hükümetinin programını açıklamak üzere Temsilciler Meclisi Genel Kurulu’na hitap etti.

Meloni, bugün İtalya’nın ilk kadın başbakanı olarak çıktığı bu yeni yolculukta omuzlarında hissettiği sorumluluk yükünün biraz daha arttığını ifade ederek, bu noktaya torpil ya da kollanarak gelmediğini söyledi.

İtalya’nın içinde bulunduğu durumun zaman kaybedilmesine izin vermediğini ve hükümet olarak hemen 2023 bütçesi üzerinde çalışmaya başladıklarını aktaran Meloni, “Ekonomik durum, (İkinci Dünya Savaşı) savaş sonrası dönemden bu yana en zor dönemden geçiyor. 2023 resesyon yılı olacak.” dedi.

Vergi barışı

Başbakan, zor durumdaki vatandaşların ve KOBİ’lerin vergi durumlarını düzene sokmalarına izin verecek şekilde vergi barışı önermeye hazır olduklarını kaydetti.

Yüksek enerji maliyetleri sorununa da değinen Başbakan Meloni, “Önceliğimizi, yüksek enerji maliyetleriyle karşı karşıya kalan aile ve işletmeleri destekleyecek tedbirlerin güçlendirilmesine vereceğiz. Enerji krizi, 2023 bütçesinde isteyeceğimiz diğer önlemleri ertelemeye zorlayacak.” diye konuştu.

Meloni, İtalya’nın kıyısı bulunduğu denizlerde de faydalanmaları gereken gaz sahaları olduğuna dikkati çekerek, buralara yönelmeleri gerektiğine işaret etti.

AB ile ilişkiler

AB ile ilişkilere ilişkin Meloni, “İtalya, tamamen Batı’nın ve onun ittifak sistemlerinin bir parçasıdır. Avrupa Birliğinin (AB) ve Atlantik İttifakının kurucusu (NATO), G7’nin üyesi ve Yunanistan ile Batı medeniyetinin ve onun değerler sisteminin beşiğidir.” değerlendirmesini yaptı.

Meloni, şöyle devam etti:

“AB kurumlarında, sesimizi büyük kurucu bir millete yakışır, yüksek şekilde duyuracağız. Bunu, son haftalarda duyduğumuz üzere Avrupa entegrasyonunu yavaşlatmak veya sabote etmek için değil, aksine Avrupa’nın krizlere ve dış tehditlere yanıt vermede, vatandaşlara ve işletmelere daha yakın olmasına katkıda bulunmak üzere yapacağız.”

AB ile yürürlükte olan taahhütlerine uyacaklarını, ancak bütçe de olmak üzere işlemeyen noktalara dair katkı vereceklerini dile getiren Meloni, “Sadece taahhütlerine uyan bir İtalya, Avrupa ve Batı’da uluslararası krizlerin getirdiği yüklerin daha dengeli bir şekilde paylaşılmasını talep etme yetkisine sahip olabilir.” diye konuştu.

“Ukrayna’ya destek sürecek”

Başbakan Meloni, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlattığı savaşa değinerek, “Ukrayna’nın ulusal egemenliğinin ve bütünlüğünün ihlal edilmesini, bu saldırgan savaşı kabul edemeyiz. Bu aynı zamanda ulusal çıkarlarımızı savunmanın en iyi yolu.” dedi.

Meloni, Ukrayna halkına destekten başlayarak, İtalya’nın Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütünün (NATO) güvenilir bir ortağı olmaya devam edeceğini ifade etti.

Başkanlık sistemi önerisi

Meloni, reformlar konusunda İtalya’nın karar verici bir demokrasiye geçmesi gerektiğini savunarak, “İtalya’nın, istikrarı garanti eden ve halkın egemenliğini yeniden merkezine alan başkanlık sistemi anlamında bir anayasa reformuna ihtiyacı olduğuna güçlü şekilde inanıyoruz.” yorumunu yaptı.

Başbakan Meloni, başkanlık sistemi konusunda mümkün olan en iyi ve en çok paylaşılan reformu bulmak için, parlamentodaki tüm siyasi partilerle bunu tartışmak istediklerini belirterek, “Ancak ön yargılı muhalefet karşısında İtalya’da reform yapmaktan vazgeçmeyeceğimiz açık. Bu hususta İtalyanlar tarafından bize verilen yetkiye göre ilerleyeceğiz.” dedi.

Meloni, “Geçmişte daha önce merkez soldan da geniş biçimde kabul gören Fransız modeli üzerindeki yarı başkanlık fikrinden başlamak istiyoruz, ancak başka çözümlere de açığız.” şeklinde konuştu.

“1938’deki ırkçı yasalar, tarihimizin en düşük seviyesidir”

İtalya’nın 1922-1943 yıllarındaki faşist döneme ve faşist lider Benito Mussolini’ye sempati duymakla eleştirilen Meloni, hükümet programını açıkladığı konuşmada bu konuya da yer vererek, şunları söyledi:

“1938’deki ırkçı yasalar, tarihimizin en düşük seviyesidir. Bunu, halkımızı sonsuza dek damgalayacak bir utanç olarak gördüm. Özgürlük ve demokrasi, kendimi her zaman içinde gördüğüm çağdaş Avrupa uygarlığının ayırt edici unsurlarıdır. Bu nedenle anti demokratik rejimlere karşı hiçbir zaman sempati ve yakınlık hissetmedim. Faşizm dahil hiçbir rejime…”

Meloni, hükümet olarak vatandaşların ve işletmelerin hiçbir hakkını sınırlamayacaklarını, sivil hakların, kürtajın da buna dahil olduğunu vurguladı.

Başbakan Meloni, hükümetinin, her türlü ayrımcılık, ırkçılık, anti-semitizmle mücadele edeceğini, ülkenin “kansere dönüşen mafya sorunuyla” da başları dik şekilde yüzleşeceklerini aktardı.

İtalya’nın da her egemen ülke gibi yasa dışı kaçak göçe açık olmadığının altını çizen Meloni, “Savaşlardan, zulümlerden kaçanların sığınma hakkı tartışılmıyor ama İtalya’ya kimin gireceğini kaçakçılar belirleyemez.” dedi.

Giorgia Meloni, hükümet olarak niyetlerinin düzensiz göçle mücadele olduğunu aktarırken, “Denizde bir ablukadan söz etmemi istemiyorsanız şöyle belirteyim: AB’nin Sophia Misyonu’nun üçüncü aşamasında öngörülen ama hiç uygulamaya konulmayan Kuzey Afrika’dan gemilerin kalkışının engellenmesini içeren orijinal önerisine geri dönmesi niyetindeyiz.” ifadelerini kullandı.

Başbakanın konuşmasının ardından, Temsilciler Meclisinde hükümete güven oyu üzerinde genel görüşmelere geçildi.

Meloni hükümeti için Temsilciler Meclisi Genel Kurulu’nda akşam saatlerinde güven oylaması yapılacak.