İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron, İsrail’in Gazze’de kıtlıkla karşı karşıya kalınmadığından emin olması gerektiğini belirterek, “İsrail nihayetinde Gazze’de yaşananların sorumluluğunu almak zorunda.” dedi.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron, İsrail’in Gazze’de kıtlıkla karşı karşıya kalınmadığından emin olması gerektiğini belirterek, “İsrail nihayetinde Gazze’de yaşananların sorumluluğunu almak zorunda. Çünkü anlaşılır biçimde Hamas’tan kurtulmak için (Gazze’ye) girdiler, bu da insani krizin ortaya çıkmasına yardımcı oldu.” dedi.
İngiliz Dışişleri Bakanlığının resmi YouTube hesabından paylaşılan videoda, Cameron ve Bakanlığın İşgal Altındaki Filistin Topraklarındaki İnsani İlişkilerden Sorumlu Temsilcisi Mark Bryson-Richardson, Gazze’de yaşananlara ilişkin soruları yanıtladı.
Gazze’deki mevcut duruma ilişkin soruyu yanıtlayan Cameron, “Oldukça korkunç” tanımlamasını yaparken gıda ve ilaç gibi hayati ürünlere ulaşmada zorluk yaşandığını söyledi.
Cameron, “Yeterli miktarda yardım içeriye (Gazze’ye) giremiyor. Şubat ayında, ocak ayının yarısı kadar yardım girdi, martta ise bir iyileşme var.” dedi.
İsrail’in Hamas’ı yok etmek ve esirleri kurtarmak için Gazze’ye girdiğini belirten Cameron, “Bu çatışmaların üzerinden 168 gün geçti ve 168 günde esirler serbest bırakılmadı. Esirlerin sağlığından endişe ediyoruz. Ancak bu sürede Gazze’deki insani kriz de derinleşti. Askeri bir çatışmanın olduğu yerde insanların suya, gıdaya ve ilaca ulaşması zordur.” diye konuştu.
“İsrail nihayetinde Gazze’de yaşananların sorumluluğunu almak zorunda”
Cameron, Gazze’ye günlük 500 tır yardım girmesi gerekirken bugün bu sayının 100 civarında olduğuna dikkati çekti.
Daha fazla yardımın girişi için bölge ülkeleriyle de temasta olduklarını aktaran Cameron, “İsrail’in dostu ve savunucusu olarak Gazze’de yaşananların sorumluluğunun İsrail’den sorulacağını düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
Cameron, İsrail’in yardım girişini sağlaması gerektiğini savunarak, “Girecek yardımlar sadece Gazze için hayati değil aynı zamanda İsrail için de önemli. Çünkü İsrail, bir devlet olarak bir kıtlık veya insani krizle karşı karşıya kalmadığından emin olmalı.” ifadelerini kullandı.
Gazze’ye gönderilen yardımların bölgeye girememesi konusunda söylediği “İngiltere’nin sabrı tükeniyor” ifadelerine de açıklık getiren Cameron, şöyle devam etti:
“İsrail nihayetinde Gazze’de yaşananların sorumluluğunu almak zorunda. Çünkü anlaşılır biçimde Hamas’tan kurtulmak için (Gazze’ye) girdiler, bu da insani krizin ortaya çıkmasına yardımcı oldu. Yardımların girmesi onların çıkarına olur. Sabrımızın tükendiği nokta ise şu, kilit noktalarda daha fazla kontrol noktasının oluşturulması, daha fazla sınır kapısının açılması, yardım tırlarının daha hızlı girişinin sağlanması, daha fazla Birleşmiş Milletler personeline Gazze içinde yardım dağıtımı için vize verilmesi gibi çok sayıda isteğimiz oldu. Bunların hiçbiri hızlıca gerçekleşmedi. Ocak ile mart arasında yardım tırı sayısı yarıya indi. Bu benim en çok hayal kırıklığı yaşadığım andı.”
“İki devletli çözüm Hamas’a bir hediye değil”
Cameron, iki devletli çözüme inandığını yinelerken, “İsrailli dostlarımıza bunun Hamas’a bir hediye olmadığını söylememiz gerek. Hamas iki devletli çözümü desteklemiyor.” dedi.
İsrail’in ancak bu şekilde gerçek bir barış ve istikrara kavuşacağını kaydeden Cameron, ateşkes çağrılarına ise destek vermediğini belirtti.
Hamas’ın Gazze’de bulunduğu sürece ateşkesin yürümeyeceğini savunan Cameron, sürdürülebilir ateşkes için Hamas’ın yok edilmesi ve Gazze’de Filistin hükümetinin kontrolü sağlaması gerektiğini söyledi.
“Gazze’de iki büyük sorunumuz var”
Bryson-Richardson ise Gazze’nin kuzeyinde yaşayanların büyük ölçüde gıdaya ulaşma sıkıntısı yaşadığını aktararak, “Bu da gelecek aylarda açlığın yaşanacağı anlamına geliyor.” dedi.
Kritik ürünlere ulaşmadaki zorluğun yanı sıra askeri saldırılar nedeniyle sağlık hizmetleri ve altyapısının da yok edildiğine işaret eden Bryson-Richardson, “Gazze’de iki büyük sorunumuz var. Birincisi BM personelinin Gazze’de hareket etme güçlüğü. Bu tamamen BM koruması altındaki alanları çatışmasız alan haline getirip yardım konvoylarının güvenli şekilde hareket etmesini sağlayacak İsrail’le işbirliğine bağlı.” ifadelerini kullandı.
Bryson-Richardson, ikinci sorun olarak da İsrail’in yardım tırları üzerindeki uzun süreli incelemelerini göstererek, “Komşu ülkelerden gelen yardımların İsrail kontrolünden geçmesi gerekiyor. İsrail, ikincil kullanımı olan, Hamas’ın askeri amaçlarla kullanmasından endişe ettiği ürünleri inceliyor. Bu sürecin daha hızlı olması gerekiyor.” diye konuştu.
Gazze’ye yardım ulaştırmak için Usdud (Aşdod) limanının kullanılmasına da değinen Bryson-Richardson, bu limanın kapasitesi ve Gazze’ye yakınlığıyla öne çıktığını anlattı.
Bryson-Richardson, bu limanın hala devreye girmemesiyle ilgili ise “Bu konuda İsrail’de bir hassasiyet var. Bu yardımlar Gazze halkına gidecek, Hamas’a değil.” dedi.