
Hollanda Türk toplumu içerisinde değişik iş alanlarında akademik kariyerini tamamlamış kişilerden oluşan bir fikir, düşünce kurumu oluşturmak için start verildi.
Avukatlık, doktorluk, sosyoloji, medya, politoloji v.b alanlarda Hollanda’da eğitimini tamamlamış akademisyenlerle toplantılar yapılarak bir fikir kurumu oluşturulmak isteniyor. Böylece Hollanda’da faaliyet gösteren STK’ları da bünyesine katacak bir çatı örgüt kurularak Hollanda’da yaşayan Türklerin sorunları hem Türkiye’de hem de Hollanda’da dile getirilecek.
Corendon Urban Hotel’de gerçekleşen ve Avukat Eşref Yeniaşçı, Avukat Sinan Beşli ve Yazar Mustafa Özcan’ın organize ettiği programa ilk olarak Türk avukatlar davet edildi. Yaklaşık yirmi avukatın yer aldığı gecede görüş alişverişinde bulunuldu. Beraber iftar yapıldı.
”STK’lar Hollanda toplumu içerisinde istenilen etkiyi gösteremiyorlar”
”Hollanda’da yaşayan Türklerin dertleri ile dertleniyorum” diyerek konuşmasına başlayan Mustafa Özcan şunları söyledi: “Allah Hollanda’ya gelen ilk nesilden razı olsun. Çok büyük zorluklar yaşayarak ikinci ve üçüncü neslin bu seviyelere ulaşmalarına vesile oldular. Günümüzde soyal ve mesleki alanlarda aktif olan çok sayıda STK var ama maalesef Hollanda toplumu içerisinde istenilen etkiyi gösteremiyorlar. Yaklaşık 500 bin Türk bu toplumda yaşıyoruz fakat Hollandalı yetkililer tarafından yok sayılıyoruz. Hollanda hükûmeti bizimle ilgili kararları bizsiz alıyorlar. Burası artık bizim vatanımız. Aklımızı, bilgimizi bu ülkede yetişecek olan gelecek nesillere aktarmak için bir araya geldik. Artık konuşan bir toplum olarak sorunlarımızı dile getirip, Hollanda toplumunda daha etkili olabilmek için arkadaşlarla istişare ettik. Güç ve bilgi birliği yaparak sorunlarımızı aşacağımıza inanıyoruz.”
Eşref Yeniaşçı: “Hollandalıyız!” desek de her adımımız mercek altına alınıyor!”
Türkiye’de olduğu için programa katılamayan ve telefonla davetlilere seslenen Eşref Yeniaşcı da konuşmasında şunlara değindi: “Bildiğiniz gibi avukatlar olarak bize çok fazla görev düşüyor. Hepimiz Hollanda toplumunda Türkiye’yi temsil eden elçileriz. Ama sorumluluklarımız farklı. Önemli olan bu sorumluluklarımızı yüreğimizde taşıyabilmek.
Türk tolumu olarak her ne kadar artık “Hollandalıyız!” desek de her adımımız mercek altına alınıyor. Hangi görüşte olursak olalım, Hollandalı Türkler olarak bir yumruk olmak zorundayız. Hollanda hükûmeti kurban kesmeyi yasaklamak istedi ama Yahudilerin karşı çıkması neticesinde geri adım atmak zorunda kaldılar. Bu noktada kendimize şu soruyu sormamız gerekiyor: “Biz neden Hollanda toplumu içerisinde bu kadar etkili değiliz?” İşte bu etkiyi meydana getirmek için böyle bir grubu bir araya getirerek bir yol haritası oluşturmak istiyoruz.” dedi.
Son olarak teknik konulara açıklık getirmek için kısa bir konuşma yapan Sinan Beşli özetle şunları dile getirdi: ‘Hollanda toplumunda çok sayıda Sivil Toplum Kuruluşu (STK) var ama maalesef sesimizi duyurmakta yetersiz kalıyorlar. Amacımız; Hollandalı Türklerin sesini profesyonel bir şekilde yetki sahiplerine, ilgililere duyurmaktır. İnşallah başarılı oluruz” dedi.
İki hafta sonra Türk kökenli doktorların davet edileceği bir program daha organize edilecek.
Savaş Büyük Tipi / Amsterdam/Platform dergisi