Hem rahmetli Cem Karaca’nın hem de Kıraç’ın yüreklerini de ortaya koyup içli bir şekilde dile getirdiği ‘Kerkük Zindanı’ şarkısının sözleri ne acıklı, ne anlamlıdır.

‘Kerkük Zindanı’ zindana atılmış bir mazlumun feryadını dile getirir…

Bakalım isterseniz bu sözlere..

“Kerkük’ün zindanına attılar beni

Mazlumlar sürüsüne kattılar beni

Bir yanımı dağladılar ateşle annem

Ne suçum ne günahım var da yaktılar beni

Türkmen obalarından göçen anneler

Ne yuvalar kalmış ne de haneler

Gök kubbeyi sarsar mazlum feryadım

Elbette bir gün güler bize de seneler,

bize de seneler”

Türküde geçen “Kerkük Zindanı” şu günlerdeki Gazze veya Doğu Türkistan’daki esir kampları değil mi?

Ramazan ayında Gazze’de veya Doğu Türkistan’da tecavüze uğrayan Müslüman kadınların feryatları gök kubbeyi sarsmıyor mu.. Çocukları öldürülmüş annelerin feryadı, ailesini tamamen kaybetmiş ve tek başına kalmış babaların feryatları, gök kubbeyi sarsıp yüreklerimizi yakmıyor mu?

Şu anda Gazze’de insanlar sadece bombalarla ölmüyor, yiyecek yemek bulamadıkları için açlıktan ölüyor, ya da yardım malzemesi atıyoruz diye atılan paraşütlerin kafalarına düşmesi ile ölüyorlar.

Türküde geçen sözlerde olduğu gibi “Bir yanımızı ateşle dağlıyorlar” biz yine de bir türlü uyanmıyoruz, uyanamıyoruz..

İçimizde hainler var, din hâline getirilmiş partiler, o parti dininin âdeta nebisi, peygamberi hâline getirilmiş liderleri var. Fanatikler, parti liderinin yaptığı her hatayı sahiplenip bir savunulacak tarafını buluyorlar. “Gemilerle silah mühimmatı gönderiyor” diyoruz, “önceden yapılmış anlaşmalar var” diyorlar. Bir yanımızı düşman dağlıyor öteki yanımızı da hainler dağlıyor…

İki açıklama ile bu bölümü sonlandırayım. Birincisi Gazzeli gazeteci Tevfik Elhams’ın açıklaması:

“Tarih Gazze’de kadınların Ramazan ayında oruçluyken dünyanın gelmiş geçmiş en alçak yaratıkları tarafından tecavüze uğradığını yazacak.

57 İslam ülkesinin de buna sessiz kaldığını asla unutmayacağız. Tüm Müslüman yöneticileri Allah’a havale ediyoruz”

Diğeri ise Libya Baş Müftüsü Şeyh Sadık Giryani’nin yaptığı açıklama. Şöyle diyor başmüftü; “Gazze’de Filistin halkı yok edilirken Müslümanların birden fazla kez umre yapmak için kalabalıklar oluşturması en önemli ibadet şekli değil, gaflet ve yanlış bir davranıştır. Gazze halkına destek olmak her şeyden önceliklidir.”

====

Bereketli, feyzi bol mübarek Ramazan ayındayız. Bu yazıyı kaleme aldığım şu anlarda yarısına gelmiş bulunuyoruz bu mübarek ayın. 11-12 gün sonra bin yıldan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ni idrak edeceğiz, ondan birkaç gün sonra da Ramazan bayramının güzel havasını koklayacağız.

Yazımı İsrail cumhurbaşkanı Herzog’un Hollanda ziyareti ve Arnhem’de uçan tekme yiyip elleri titrediği için Kur’an-ı Kerim’i yakamayan Pegida Liderinden bahsedip sonlandırmak istiyorum.

Hollanda ekonomisinde küresel güçlerin çok fazla etkisi var. İş sadece ekonomi ile de sınırlı değil. Siyonistler politikada da çok güçlü. 22 Kasım 2023 genel seçimlerinde 2,5 milyon oy alıp Hollanda’nın en büyük partisi olan Özgürlük Partisi (PVV) maddî ve manevî olarak açıktan İsrail tarafından destekleniyor. Amsterdam’da 10 Mart 2024 tarihinde soykırım müzesi açılışına katılan Herzog’u Hollanda Kralı Willem-Alexander, Yahudi kepi takarak karşıladı. Bu bile Hollanda’nın İsrail’e verdiği değeri göstermek için yeterlidir herhâlde.

Bu ziyarette öne çıkan bir başka konu da Herzog’un Özgürlk Partisi (PVV) liderii Wilders ile baş başa görüşmesi idi…

Ocak ayında Arnhem’de Kur’an-ı Kerim yakma girişiminde bulunan ve uçan tekme yedikten sonra ellerinin titremesinden dolayı yüce kitabımızı yakamayan Edwin Wagensveld polis korumasında sahayı terk etmek zorunda kalmıştı. Bu olaydan bir hafta sonra Müslümanlar yakılmak istenen Kur’an-ı Kerim’in daha iyi anlaşılması için aynı yerde 1000 adet Hollandaca Kur’an-ı Kerim’i bedava dağıttı. Aynı gün birkaç kişi Müslüman oldu. Kur’an dağıtan Müslümanlar devamla, Kur’an’ı Kerim yakmak için yapılan her girişim sonrası bedava 1000 kitap dağıtacaklarını ilan ettiler.

2 aylık bir sessizlikten sonra ırkçı Pegida Lideri yine ortaya çıktı ve 23 Mart Cumartesi günü tekrar aynı yerde Kur’an yakmak istediğini açıkladı. Arnhem valisi karışıklıklar çıkması ihtimaline karşı Pegida Lideri Edwin Wagensveld’e 6 ay boyunca Arnhem’e giriş yasağı koydu.

Yasağı dinlemeyeceğini ve deleceğini açıklayan Wagensveld cumartesi Arnhem’e gitmedi fakat hem geniş güvenlik önlemleri alan polis teşkilatını yordu hem de karşı protesto yapmak için hazırlık yapan Müslümanların huzurunu kaçırdı.

Şimdi soru şu: Hollanda halkından kesilen vergilerden, bunun içinde Müslümanlar da dâhil olmak üzere, bir deli için bu kadar masraf yapılması normal mi?

Her Kur’an-ı Kerim yakma girişiminde Polis Teşkilatı, Belediye aşırı masraflar yaparak önlem almak zorunda kalıyor, bu masraflar da hâliyle halkın vergisinden karşılanıyor. Bu duruma göz yumanlar da en az cürmü işleyenler kadar suçlu değiller mi?

Recep Soysal —◄◄