Dünya çapında en önemli Yahudi entelektüellerden biri olarak görülen Stiglitz, ABD’deki üniversite kampüslerinde yaşananlar hakkında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

ABD’nin New York kentindeki Columbia Üniversitesi, iki haftadır süren ve ülkedeki diğer üniversitelere de ilham olan Filistin destekçisi gösterilerden sonra, New York Polis Teşkilatının (NYPD) müdahalesine maruz kaldı.

Stiglitz, “Öğrenciler dünyada neler olup bittiğine kayıtsız kalmadıklarını gösterdi. Dünyada neler olup bittiğine karşı empati duydular. O fotoğrafları, ölen ve yaralanan insanların sayısını gördükten sonra kim tepki göstermez ki?” ifadelerini kullandı.

Durumu politik manevraların tetiklediğinin altını çizen Stiglitz, şöyle devam etti:

“Beni üzen şey, bazı politikacıların, özellikle Cumhuriyetçilerin bu durumu üniversitelere karşı savaşlarını sürdürmek için fırsat olarak kullanmalarıydı. Bu uzun süredir devam eden bir savaş. Örneğin, eski ABD Başkanı Donald Trump üniversitelerin araştırma bütçelerini yüzde 30 azaltmaya çalıştı. Amerika’nın gücü inovasyona, özellikle üniversitelerden gelen araştırmalara dayanıyor. Bunu neden baltalamak istiyorsunuz? Ancak bu, Cumhuriyetçi Parti’deki bazı kişilerin dar görüşlülüğünü ve yüzeyselliğini yansıtıyor. İronik olan durum bize, öğrencilere olayları deşmelerini öğretmemizi seviyorlar. Ama öğrenciler bunu yaptığında genelde muhafazakar politikacıların istediği konumdan farklı bir sonuç ortaya çıkıyor.”

“Akademik özgürlüğe müdahalenin açık bir örneği”

Nobel ödüllü iktisatçı Stiglitz, Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson’ın Columbia Üniversitesi Rektörü Minouche Shafik’in istifasını istemesini ise “akademik özgürlüğe müdahalenin açık bir örneği” olarak niteledi.

Bunun akademik özgürlüğe yapılan büyük müdahale olduğunu vurgulayan Stiglitz, bu durumun 1950’lerden beri görülmediğini söyledi.

Stiglitz bu tür bir müdahalenin, demokratik sistemin işleyebilmesi için gerekli olan denge ve denetimlerden biri olan akademik özgürlüğün altını oyduğunu ifade etti.

“Bu korkmamız gereken bir şey” diye uyarıda bulunan Stiglitz, akademik özgürlüğün demokrasinin temel taşı olarak korunmasının ve bağımsız üniversitelerin hükümetin eylemlerini incelemesindeki hayati rolünün altını çizdi.

Stiglitz, “Hiçbir politikacı denetimden muaf değildir. Bu demokratik sürecimizin bir parçasıdır.” diye konuştu.

“Özgürlüğümüz, demokrasimiz neredeyse her şeyden daha önemlidir”

2001’de ekonomi dalında Nobel Ödülü kazanan Stiglitz, özellikle İsrail’in Gazze’ye yönelik devam eden saldırılarının küresel ekonomik etkileri konusundaki görüşlerini de paylaştı.

Stiglitz, Gazze’deki saldırıların başlarında, 1973’te olduğu gibi, bir petrol krizine neden olacağı konusunda büyük endişeler olduğunu ancak İran, Irak ve Suudi Arabistan gibi kilit aktörlerin sergilediği “muazzam itidal” nedeniyle bunun şu ana kadar gerçekleşmediğini açıkladı.

Stiglitz, “Bu küresel ekonomi için iyi haber ancak çatışma ne kadar sürerse belirsizlik olacaktır.” diye konuştu.

Rusya-Ukrayna Savaşıyla ilgili olarak, Stiglitz, bunun savunma harcamaları üzerindeki algıları değiştiren çok önemli bir gelişme olduğunu söyledi.

Şubat 2022’den önce, devletlerin savunma harcamalarının değerine ilişkin “şüpheciydim” diyen Stiglitz, şunları kaydetti:

“Yeni bir dünya içinde olduğumuzu düşünüyorduk ama aniden Rusya bunu değiştirdi ve kuralların değiştiğini fark ettik. Rusya tüm normları ihlal etti ve daha fazla savunma harcaması yapmamız gerekecek. Bu üzücü. Yaşam standartlarını artırmak için harcanabilecek paralardan alıyor, ama özgürlüğümüz, demokrasimiz neredeyse her şeyden daha önemlidir.”