Müslüman karşıtlığı (İslamofobi) üzerine araştırmalar yürüten Williams College Uluslararası Çalışmalar Bölümü Misafir Öğretim Üyesi Prof. Dr. Farid Hafez, Batı’nın Filistin karşıtı politikalarının, İslamofobi ile yakından ilişkili olduğunu söyledi.

Batılı ülkelerin, Filistin-İsrail meselesine yaklaşımı hakkında AA muhabirine konuşan Avusturyalı siyaset bilimci Hafez, “Bu konunun önemli bir jeopolitik yönü var. Eğer Müslümanların kurumlarını ve dirençlerini zayıflatırsanız, Filistin’e verilen destek de azalacaktır.” dedi.

 

Hafez, “Batı’daki İsrail yanlısı siyonist oluşum, kayda değer bir bölümü Hristiyanlar ve sekülerlerden oluşan Filistin nüfusunu İslam üzerinden aşırıcılıkla özdeşleştirerek medya, iş dünyası ve üniversite kampüslerinde Filistin’i destekleyen sesleri baskılamaya çalışıyor.” ifadesini kullandı.

İsrail’in Orta Doğu’daki tek demokrasi ve Avrupa’nın bir uzantısı olarak betimlenmesini “kasıtlı ve kötü niyetli bir girişim” olarak nitelendiren Hafez, “Siyasi bir konu olan (Filistinlilerin) toprak mücadelesi, İslamofobi aracılığıyla kültürel ve dini bir medeniyet meselesi olarak yeniden çerçevelenmeye çalışılıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Hafez, Avrupa’da dışlanan Müslüman ve Yahudi toplulukların 15. yüzyılda nüfusun önemli bir bölümünü oluşturdukları İber Yarımadası’ndan sürüldüğünü hatırlatarak, “Beyaz Hristiyan Avrupa, ırkçı bakış açısıyla Doğu’nun bir uzantısı olarak gördüğü Yahudilere karşı zulmünü yüzlerce yıl sürdürdü. Ancak 1948’den sonra Avrupa emperyalizminin bir uzantısı olarak Doğu’da İsrail kurulduğunda, Yahudilerin statüsü yükseltildi ve böylelikle Müslümanlar başlıca yabancılar oldu.” diye konuştu.

İslamofobi Avrupa’nın yüzleştiği merkez sorunlardan biri oldu

Hafez, Avrupa’da bazı büyük siyasi aktörlerin “İslamofobik söylemleri benimseyerek uygulamaya koyduğunu” belirterek, bir zamanlar aşırılıkçı bir eğilim olarak görülen İslamofobi’nin bugün Avrupa’nın yüzleştiği merkez sorunlardan birine dönüştüğünü dile getirdi.

Batı’daki siyasi partilerin politikalarındaki temel farklılığın, “Müslüman sorununa yaklaşımları” olduğuna dikkati çeken Hafez, aşırı sağcıların Müslümanlardan tamamen kurtulmayı hedeflediğini, öte yandan merkezi görüşün konu üzerine daha uzun vadeli bir strateji benimsediğini söyledi.

Hafez, “(Merkez görüşteki partiler,) önce sadece tehdit olarak gördükleri bazı Müslümanlardan kurtulmayı sonra da kalan Müslümanların tamamını, devlete tamamen itaat etmeleri, boyun eğmeleri ve hiçbir şekilde direnmemeleri için tamamen asimile etmeyi hedefliyor.” dedi.