Hollanda’da sadece ismi yabancı kökenli diye banka hesabı kapatılan binlerce kişi mağdur edildi. Avukat Ejder Köse’ye göre bu mağduriyet acilen giderilmeli
Hollanda’da yabancıların kara para aklama şüphesiyle banka hesaplarının kapatılması nedeniyle binlerce kişi mağdur oluyor. ABN Amro, ING, Rabobank ve SNS bankalarının uyguladığı bu yöntem, sadece şahısları değil, aynı zamanda işyeri sahiplerini de mağdur ediyor. Bazı işyerleri, bu durum nedeniyle banka hesabı açamadıkları için iflasın eşiğine geliyor

Avukat Ejder Köse, bu sorunla son iki yılda hukuki ve siyasi alanda nasıl mücadele edildiğini ve güncel durumu Sonhaber.eu’ya değerlendirdi.

İlk ABN Amro mercek altına almaya başladı
Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan bir banka CEO’sunun itiraf niteliğindeki açıklamaları, durumun ne kadar ciddi boyutlara ulaştığını gözler önüne serdi.

Rabobank CEO’suna göre, müşterilerinin banka ile olan ilişkileri yalnızca bankanın “iyi bir hisseye sahip olmaması” gerekçesiyle kesiliyor. CEO ayrıca, bankanın iki yıl önce ayda bin müşteriyle yollarını ayırırken, şimdi bu sayının ayda 10 bine çıktığını belirtiyor.

Avukat Ejder Köse, banka müşterilerinin hesaplarının dondurulmasının ilk olarak iki yıl önce ABN Amro’nun “Kara Para Aklama ve Terör Finansmanının Yasaklanması Yasası” çerçevesinde özellikle yabancı isimli müşterilerini mercek altına almasıyla başladığını ifade etti.

Ejder Kose01

Köse, “Bu müşterilerin banka ile ilişkilerini sudan sebepler öne sürerek kestiler, hesaplar donduruldu. ABN Amro’dan sonra diğer üç büyük banka da bu uygulamayı izledi,” dedi.

Hesaptaki para miktarı önemli değil
Köse, banka hesaplarının dondurulmasının hesaba gelen veya hesaptan çıkan büyük rakamlarla ilgili olmadığını vurgulayarak, “Bir vatandaş Hollanda’da bir camiye 30 euro bağış yapmış. Buna dayanarak vatandaşın banka hesabını donduruyorlar ve beş yıl öncesine kadar hesap dökümünü incelemeye alıyorlar, ayrıca kişiyi soru yağmuruna tutuyorlar,” örneğini verdi.

Şirketler de mağdur

Köse, aynı durumun şirketlere ve özellikle Türkiye ile iş yapan şirketlere de uygulandığını belirterek şöyle bir örnek verdi: “Firma Türkiye’ye ihracat yapıyor. Türk firması doğal olarak faturasını kesip buradaki şirkete gönderiyor ve ödemesini yapıyor. Buradaki şirketin hesabını hemen donduruyorlar. Bunun üzerine defalarca e-posta ve yazışmalar sürüyor, bu süreç haftalarca devam ediyor. Bu da yetmezmiş gibi 3-5 yıl öncesine kadar giderek diğer ödemeleri gözden geçiriyorlar. Yine Türk şirketiyle yapılan ödemeler gündeme geliyor; hatta bu parayı nereden aldığını, kaynağını göstermesini talep ediyorlar.”

“Sizinle bir daha iş yapmak istemiyoruz”
Banka hesabı dondurulan ve banka ile ilişkisi kesilen kişilerin banka hesaplarında bulunan paralar iade ediliyor ve kendilerine resmi olarak “sizinle bir daha iş yapmak istemiyoruz” şeklinde bir yazı gönderiliyor. Ejder Köse, bu durumun büyük bir dezavantaj yarattığını şu sözlerle açıkladı: “Banka hesabı kapatılınca başka bir bankada yeni hesap açarım diye düşünülüyor. Ancak durum böyle değil. Bir bankada hesabı kapatılan kişi deyim yerindeyse ‘kırmızı kalem’ yemiş oluyor; yani Hollanda’daki diğer üç büyük bankada hesap açması engelleniyor. Kişi firması adına banka hesabı açamadığında fatura kesemiyor ve sonuç olarak maaş veya kira ödeyemiyor, diğer finansal yükümlülüklerini yerine getiremiyor. Dolayısıyla, şirket kapanmasına kadar gidiyor.”

Bankaya karşı açılan davaların çoğu kazanılıyor

mahkeme tokmağı 01

Hukuki açıdan bu tür durumlarla sık karşılaşıldığını belirten Köse, davaların Amsterdam Mahkemesi’nde görüldüğünü ve bu mahkemenin artık konu üzerinde uzmanlaştığını dile getirdi. Köse, müvekkilleri adına açtığı davaların yüzde 90’ını kazandıklarını, genel olarak ise davaların yüzde 70’inin kazanıldığını belirtti. Bankaların yasadaki boşluklardan yararlanarak dava açtığını, ancak mahkemelerin bu sudan sebepleri kabul etmeyerek davalı lehine kararlar verdiğini de ifade etti.

Bankalar ve Bankalar Birliği dava edilecek
Bankaların uyguladığı bu ayrımcı politikalara karşı hukuki mücadele verilmeye devam edileceğini belirten Köse, bazı sivil toplum kuruluşlarının dört bankaya ve Bankalar Birliği’ne karşı dava açmak için hazırlık yaptığını sözlerine ekledi.

Siyasi baskının devam etmesi gerekiyor
İşin siyasi boyutuna da değinen Köse, DENK partisinin sunduğu “bankaların uyguladığı ayrımcı politikaların araştırılması için bir ihbar hattı kurulması” önergesinin meclis tarafından kabul edildiğini ve açılan bu ihbar hattına gelen başvuruların, konunun ciddiyetini sayılarla da ortaya koyduğunu belirtti.

Ejder Kose 02

Köse, “Bakanlık tarafından yaklaşık bir buçuk yıl önce açılan ihbar hattına gelen şikayetlerin oldukça fazla olduğunu gördük. Bu doğrultuda DENK partisi olarak bakanlık ve hükümete soru önergeleri sunarak bu konuda mücadele edilmesi gereğini gündemde tuttuk. Bunun üzerine Maliye Bakanı bankalarla görüşerek bir memorandum imzalanmasını sağladı. Yaklaşık 4-5 ay önce Bankalar Birliği ile yapılan görüşmeler sonucu, bankalar ayrımcılıkla mücadele konusunda mecbur bırakıldı,” dedi.

Aynı sorun Türkiye’de de yaşanacak
Hem siyasi hem de hukuki açıdan bu konudaki mücadelenin süreceğini belirten Ejder Köse, Hollanda’da yaşanan banka hesaplarının kapatılması sorununun yakında Türkiye’de de yaşanmaya başlayacağına dikkat çekti.

Köse, “Şu anda Hollanda’daki Türkler Sonhaber.eu’yu takip ediyor ama Türkiye’den de okuyucularınız olduğunu biliyorum. Bu nedenle, şimdi bunu okuyan bir okurunuz ‘Türkiye’de böyle bir şey olmaz, böyle saçma şey mi olur?’ diye düşünebilir. Ancak Sayın Mehmet Şimşek, Türkiye’nin kara listeden gri listeye geçişini sağladı. Bu gelişmeler çerçevesinde, uluslararası kara para aklama ile mücadele kapsamında, şu anda Hollanda’da gördüğümüz uygulamaların Türkiye’de de üç ila altı yıl içinde başlaması ve yasalaşması bekleniyor,” dedi.
©Sonhaber.eu