“Anne ölünce çocuk
Bahçenin en yalnız köşesinde
Elinde bir siyah çubuk
Ağzında küçük bir leke
Çocuk öldü mü güneş
Simsiyah görünür gözüne
Elinde bir ip nereye
Bilmez bağlayacağını anne
Kaçar herkesten
Durmaz bir yerde
Anne ölünce çocuk
Çocuk ölünce anne” (SEZAİ KARAKOÇ)
ANNE HATUN MELİHA
Sırtında görünen yükünden başka, hayatın belini çatırdatan yüküyle yol alırken, elini sıkıca tuttuğu evladından güç alan bir anne düşünün… Yolun sonunda, karşılarına çıkan coşkun akan bir nehir. Korkunun kalbine gelip yerleştiği çocuğun aradığı iki göz annenin gözleridir. Anne aşınca zorlu ve tehlikeli nehri, çocuğa ümit ve cesaret gelir. ‘Annem yapıyorsa bende yaparım’ duygusu ama güvenli ve merhametli. Büyük mutluluklar annelerin ellerinden gelir insana. Ilık bir bahar meltemi gibi yüzümüzden ve saçlarımızdan eksik olmayan annemizdir. Ölene kadar insanın en derininde duran annemizdir.
Anneler yaşlanmaz. Bembeyaz saçlar ve yorgun yüz, bükülmüş beliyle bizi sarıp sarmalayan sadece bir resimdir. Bizim için anneler hep genç kalan bir safiyettir. Evlat kocar ama anneler hep diridirler. Efendimiz (AS), Allah’ın merhametini nazarlarımıza verirken annelerin merhametinden misal verir. İnsanı var eden merhamettir ve onu diri tutacak olan her zaman merhamet olacaktır. ‘Anneler insandır, biz insanoğlu’ derdi halk aşığımız.
Dünyanın en yorgun ve çileli anneleri bizim annelerimizdir. Hayatın yükü, yokluk, yoksunluk, dili lal eden kahırlar bizim annelerimizin yazgısı gibidir. Bu gurbet ellerini yurt tutan o mübarek ilk nesil, yuvası vatanından ayrılıp, bilmediği yerlerde ailesine kol kanat geren, mesafeli adımlar, merhametli yakınlıklar ile ailesine çeki düzen veren annelerimizdir. Destan görmek dileyen, çileli gurbetin, o ilk neslin hatunlarına, annelerimize bakabiliriz. Ne acılar, ne kahırlar çekilmiş… Ne ümitler ne sevinçler yaşanmış… Ve anneler orada en baş köşedeydiler.
Bakın kimse kalmadı… Annelerimiz o mübarek kadınlar yavaş yavaş aramızda çekiliyorlar. Sofrada kırıntı bırakmayan, çöpe yemek atmayan, kapısına geleni asla boş çevirmeyen, sofrası bereketli, ağzı dualı kalbi gökçe çiçekli o anneler gidiyorlar. Nasıl anlatmalı, gidiyorlar. Ve bize kapanmayacak büyük bir boşluk bırakıyorlar. Her şeyi içine çeken ve öğüten büyük bir boşluk. İnsan yaşayınca bilir…
Dünyanın hayhuyu arasında geçip gidiyoruz. Anneler bizim içimizde durgun dururlar. Yanı başımızda onlarla pek fazla zaman geçirmesek de – hayhuy dedik ya – anneler bizim içimizde deveran ediyor. Ama perdeler var… kalın perdeler, güneş giremiyor.
‘Anneler ölünce’ desem insanın içi darlanır, burnu sızlar. Koşup sarılmak isteği gelir. Anneler ölümü bile güzelleştiriyorlar. Anneler güzel ölüyorlar ve ölümü güzelleştiriyorlar. Ölüm bir muamma. Kitaplarda bilgi var demeyin. Yaşamayınca bazı şeyler anlaşılmıyor. Anneler ölünce, ölüm bize tanış oluyor, iş kolay kılınıyor. Ama ya orda ayrı düşersek, en kötüsü bu… Allah ahiret yurdunda ayrılık vermesin.
İtiraf etmeliyim, aklıma gelen onca şey varken yazı yazamıyorum. Anne deyince her şey bitiyor.
Kardeşim Mahmut’un annesi Meliha Hatun vefat etti. Meliha; ‘Gündoğusundan esen hafif rüzgâr. Sevimli, güzel, şirin’. Bir ünsiyet kurmak için bu yazı. İnsan, insan ile yeniden doğar. Ünsiyet olmayınca her şey kof…
Ölüm, âlem-i cemal’e doğum hâli. Bizi doğuran ve sonra en ince kıvrımlarıyla şekil vermek için yoğuran anne cemal alemine doğuyor. Evladın kalbinde bir tufan bırakıyor. Rahim ismi onlarda tecelli eder. Meliha Hatun gurbet içinde gurbeti yaşayan, o ilk neslin asil ve onurlu annelerindendi.
İlk nesil benim nazarımda kahraman bir nesildir. Çünkü, o büyük dönüşümün, o çok ağır hercümercin içinde müşahhas olarak İslamlığı ve Türklüğü taşıyan son nesildi. Onlardan sonra işler yavaş yavaş seyrelerek ve değişerek bugünlere geldi. Bu günden sonra ne olur bilemem…
Bugün, yurt tuttuğumuz buralarda gündemimizin ne olduğuna, nasıl yaşadığımıza, mesuliyet duygumuza, dilimize, varlığımıza dönüp bir baktığımızda içimizi kaplayacak duygunun, zihnimizi meşgul edecek soruların pek çok cevabını annelerimizde ve en önemlisi ilk neslin hatun annelerinde bulabiliriz.
Meliha annenin vefatı ile içimde bunlar sökün etti.
Rahmet dua ederim…
Behçet Ali Şeker —◄◄