
Amsterdam Başkonsolosluğu, binasında Konsolosluğun tertip ettiği, İstiklal Marşı’nın kabulü, vatan Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u anma programı ile Çanakkale şehitlerini anma töreni birlikte yapıldı.
Söz konusu program çerçevesinde, ülkemizde 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımız için anma töreni de düzenlenerek bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
Ateşe yardımcısı Emine Akyürek tarafından sunulan program, Amsterdam Hacı Bayram Camii din görevlisi Yunus Tamer’in Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. İstiklal Marşı’nın ardından, deprem konulu video gösterimi programa devam edildi.
Anma programına konsolosluk personelinin yanı sıra, kurum ve kuruluşların temsilcileri de katıldı.
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”
Programda Amsterdam Başkonsolosu M. Burak Ersoy, günün manasını ve ehemmiyetini anlatan bir konuşma yaptı. Ersoy, konuşmasında şunları söyledi:
“Hollanda Türk toplumunun temsilcileri,
Sözlerime Çanakkale, I. Dünya Savaşı cephelerinde, Kore’de, Kıbrıs’ta ve terörle mücadelede şehit düşen kahramanlarımızı rahmet ve minnetle yad ederek başlamak istiyorum. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının, tüm şehitlerimizin aziz hatıraları önünde bir kez daha saygı ve minnetle eğiliyorum.
Dışişleri Bakanlığımızın bir mensubuyum. Biz 18 Mart tarihinde, yurt dışında görev yaparken Ermeni terör örgütü ASALA ve diğer terör örgütlerince katledilen Türk diplomatların hatırasını da yad ediyoruz.
Son olarak ülkemizin yaşadığı deprem felaketlerinde, birisi Büyükelçi iki mensubumuzu kaybetmenin acısını yaşadık. Türkiye olarak şehit olan ecdadımızın hatırasını dünyanın dört bir yanında yaşatıyoruz.
Myanmar’dan Almanya’ya, Yemen’den İtalya’ya, Japonya’dan Mısır’a 33 ülkede 89 şehitliğimiz mevcut. Kıymetli Vatandaşlarımız; Şehitlerimizi anarken şanlı tarihimizden güç alıyoruz.
Şair Mithat Cemal Kuntay’ın dediği gibi “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.” Tarihimizi iyi bilmek ve gençlerimize öğretmek hepimizin aziz şehitlerimize borcu.
Burada doğup büyüyen nesillerimizin de, milli şuur sahibi olmaları, tarihimizi, özellikle de Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerini ve İstiklal Mücadelemizi çok iyi anlamaları elzem. Bu bağlamda, Çanakkale Zaferinin tarihimizdeki özel yeri iyi değerlendirmelerini sağlamalıyız.
Vatandaşlarımızın Türkiye’ye her gittiklerinde memleketlerini, ailelerini, turistik bölgeleri ziyaretleri tabi ki makbul. Ancak özellikle gençlerimizi, çocuklarımızı Çanakkale’ye götürmeniz sizden naçizane ricam. Şahsen ben bunu iki defa yapmış bir kardeşinizim. Daha çok yapmayı da arzu ederim.
Gelibolu’da yaşanan hayat memat mücadelesini gerçek manada anlamak için, o siperlerin kazıldığı yerlerde dolaşmanın, kabirlerde yazan şehitlerin isim ve memleketlerini görmenin, dua okumanın yerini kitaplardan okumak tutmuyor. Çanakkale savaşında en büyük başarıları gösteren;
– 33. Piyade alayını ve Yarbay Ahmet Şevki Bey’i,
– Nusret Mayın Gemisi’nin mayın döşeme seferini planlayan ve icra eden askerlerimizi,
– Seyit Onbaşı’yı,
– Mehmet Çavuş’u,
– Nezahat ve Halide Onbaşıları,
– Birebir cephede yer almak için erkek kılığına giren Hatice Hanım’ı tanımak lazım.
Çanakkale deniz ve kara savaşlarında elde ettiğimiz zaferler, en zor koşullarda dahi milletimizin azim ve imanla neleri başarabileceğinin en güzel kanıtı. Türk milletinin kararlılığının ne kadar azametli olduğunu gösteren çok anı var. Bir örnek; Savaş sırasında da ön cephelerde yer alan, ayaklarından biri kangren Bekir Çavuş bir vapurda ameliyat edilmişti, hayati riski de devam etmekteydi. Çok kan kaybetmişti ve yaşamasına bir mucize gözüyle bakılıyordu. Aynı günün gecesinde yanına giden Alman hasta bakıcı Bekir Çavuş’un bir türlü yerinde durmadığını üstüne söyledi.
Bekir Çavuş ‘Emir geldi’ diyerek yatağına yatmıyordu. Bulunduğu hastalık durumunda bile savaşı düşünüyor ve yatmak istemiyordu. Sabaha karşı Bekir Çavuş şehit oldu ve ağzından çıkan son sözler de ‘Emri yerine getiremedim’ oldu.
Milletimiz birlik olup, dirilişin, Çanakkale’de şahlanışın destanını yazdı. Dönemin tüm savaş yöntemlerinin en üst düzeyde kullanıldığı, askerlerin binlerce kilometre öteden gelip, düşman ordularına katıldığı bir savaştı Çanakkale.250 bin şehit verdik. Türk, Kürt, Çerkez, Arap, Laz oradaydı. Çanakkale’de sadece Türkiye’nin dört bir köşesinden kahramanların kabirleri yok. Aynı zamanda bu gönül coğrafyamızdan gelen, Çanakkale’de toprağa düşen şehitlerin mezarları da var.
Tuna ve Meriç boylarından, Rodoplar’dan, Gümülcine’den, Üsküp’ten, Kırcaali’den, Bakü’den, Batum’dan, Şam’dan, Halep’ten, Deyrüzzor’dan, Filistin’den, Basra’dan geldiler. Çanakkale’de “istiklal uğrunda, namus yolunda” koyun koyuna yatıyorlar
Bu diyarlarla o yüzden gönül bağımız hiç kopmaz, her birini minnetle anıyoruz.Çanakkale’de eğitimli nesillerimizi kaybettik ve ama Çanakkale Zaferi milli bilincimizi ateşledi.Kurtuluş Savaşını kazanacak güç ve morali bulmamızı sağladı.Orada yükselen mücadeleci “Çanakkale Ruhu” bizi Kurtuluş Savaşımızda zafere ulaştırdı.Çanakkale muharebeleri sayesinde milletimiz Gazi Mustafa Kemal’i “Anafartalar kahramanı” olarak tanıdı ve bu sayede onun önderliğine güvenerek etrafında kenetlendi.
Mustafa Kemal, Çanakkale savaşlarında milletin iman gücüne ve azmine yakından tanıklık ettiği için İstiklal Savaşımızın da zaferle sonuçlanacağına kesin inanç duydu ve o güvenle yola çıktı.
12 Mart’ta bu mücadeleyi geçmişte ve bugün de zihinlerimize nakşeden İstiklal Marşımızın kabulünün 102. Yıldönümünü kutladık ve müellifi Mehmet Akif Ersoy’u andık. Mehmet Akif’in benim için özel anlamı var.
Büyüklerimiz Ersoy soyadını Mehmet Akif’e sevgileri nedeniyle ailemizin soyadı olarak seçmişler.
Son bir asırda topraklarımızın yetiştirdiği büyük şahsiyetlerin başında hiç şüphesiz İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif Ersoy vardır. İstiklal mücadelemizin ve ilim irfan geleneğimizin sembollerinden biridir. Mehmet Akif, edebileşen eserleri, mücadeleci kişiliği, derin ilmi ve örnek ahlakı ile milletimizin gönlünde müstesna bir yer edinmiştir.
Milletimize İstiklal Marşı gibi bir bağımsızlık beyannamesi kazandırmıştır. Akif, yaşantısıyla, duruşuyla, vakarıyla, Safahat gibi hâlâ aşılamamış eseriyle gerçek bir aydındır. Savaşlar, işgaller ve göçlerden yorgun düşmüş bir milletin çektiği ıstırapları yüreğinde hissederek kaleme aldığı şiirleriyle, milli mücadelemizin manevi ve fikri cephesini inşa etmiştir.
Milletimizin karakterini ve ruh dünyasını, hürriyet ve özgürlük tutkusunu en güzel şekilde ifade ettiği İstiklal Marşı ile o karanlık günlerde insanımıza moral, cesaret ve umut aşılamıştır.
İstiklal Marşı bizim aidiyetimizin, istiklal ve istikbal anlayışımızın sözleridir. Bizim millî mutabakat metnimizdir.İçinde bulunduğumuz deprem sonrası dönemi millet olarak ebedi ve ezeli kardeşliğimizi güçlendirdiğimiz bir fırsata dönüştürmemiz büyük önem arz ediyor. Hiç şüphesiz bunun yolu da öncelikle “korkma” diye başlayan o muhteşem dizeleri hatırda tutmaktan geçiyor. İstiklal Marşımızın bize vazettiği değerlere ne kadar sıkı sarılırsak geleceğimize de o güvenle bakabileceğimize inanıyorum. Birlik ve beraberlik içinde daha çok şeyler başaracağız. Sizleri en kalbi duygularla selamlıyorum”
Programın ikinci bölümünde Çanakkale konulu video gösterisi yapıldı.
18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ’NİN 108. YIL DÖNÜMÜ KUTLU OLSUN, ŞEHİTLERİMİZİ RAHMET, SAYGI VE MİNNETLE ANIYORUZ.
Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde 18 Mart 1915’te kazanılan Çanakkale Zaferinin 108. yıldönümünü büyük bir coşku ile kutluyoruz. Türk ordusunun İngiliz ve Fransız emperyalizmine karşı kazandığı Çanakkale Zaferi tarihin akışını değiştirmiş büyük bir kahramanlık destanıdır.
Çanakkale Zaferi, Kurtuluş Savaşımızın ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun yolunu açmış ve savaşa sürüklenen Avustralya ve Yeni Zelanda halklarını derinden etkileyerek onların İngiliz emperyalizmi karşısında ulusal bilinç kazanmalarını sağlamıştır.
Avustralya’nın başkenti Canberra’da “Kemal Atatürk Memorial” ve Yeni Zelanda’nın başkenti Wellington’da “Atatürk Memorial” adında anıtlar dikilmiş olması; Çanakkale Zaferinin sadece askeri değil aynı zamanda siyasi bir zafer olduğunu da göstermektedir.
On binlerce şehit vererek “Çanakkale Geçilmez” sözünü tüm dünyaya ezberleten Türk ordusunun bu büyük zafer gününde, emperyalizme karşı askeri ve siyasi zaferler kazanan önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile aziz şehitlerimizi rahmet, saygı ve minnetle anıyoruz.
Programda, Ela Türkü, Zeynep Demirel, Ceylin Nida Kırp da birer şiir okudular.
Hollanda Diyanet Vakfı’nın düzenlemiş olduğu İstiklal Marşı’nın güzel okuma yarışmasında dereceye giren çocukların okuduğu İstiklal Marşı ile program sonlandırıldı.
…