Almanya’da 175 bin ila 225 bin arasında Filistinlinin yaşadığı tahmin ediliyor. Gazze’de sürmekte olan İsrail bombardımanı bölgedeki Filistinlilerin yanı sıra Almanya’daki Filistin diasporası üzerinde de yıkıcı etkilere sahip. Frankfurt yakınlarında yaşayan Filistinli Dana ile ailesini ve yaşadıklarını konuştuk.
İsrail-Filistin Savaşı, Filistin topraklarında çok büyük bir yıkım oluşturdu. Almanya’da yaşayan Filistinli genç bir Müslüman olarak kendini nasıl hissediyorsun?
Aklıma ilk gelen kelime, çaresizlik. Filistin’deki akrabalarımızdan çok uzaktayız. Yakınlarımıza sabit hattan ulaşmaya çalışıyoruz; eğer bir sabit hatları kaldıysa… En kötüsü de telefonla ulaşmaya çalıştığımız akrabalarımız Gazze’de neler yaşandığından tam anlamıyla haberdar değiller, çünkü internetleri yok. Biz telefon ettiğimizde neresinin ne şekilde bombalandığını soruyorlar. Biz de onlara Almanya’daki haberlerden öğrenebildiğimiz kadarıyla anlatıyoruz. Onlar bombaları duymuş oluyorlar ve “Yakınlarda bir yerde patlama oldu, nerede olduğunu biliyor musunuz?” diye bizden bilgi almaya çalışıyorlar.
Annem dün kız kardeşiyle telefonda konuşabildi. Teyzeme bir hafta boyunca ulaşamamıştık. Annem kız kardeşi için elinden hiçbir şey gelmediği için saatlerce ağladı. Teyzem annemi sakinleştirmeye çalıştı.
“Yaşadığımız Yalnızlık Çok Büyük”
Kendimizi çaresiz hissediyoruz. Olayların en başında Almanya’da Filistin’le dayanışma protestoların yasaklanması ve Filistin bayraklarının Hamas’a destekle eşdeğer görülmesi bu çaresizliği derinleştirdi.
Almanya’da, yaşadığım yerde sokakta yürürken başörtülü bir kadın olarak bana ters baktıklarını hissediyorum. Bunu daha önce hiç yaşamamıştım. Burada bir “sorun” olarak görülmek hiç de hoş olmayan bir şey.
Dün üniversitede kendi bölümümde bir sunum yaptım. Konuşurken, “Acaba öğrenciler benim Hamas yanlısı olduğumu mu düşünüyor?” diye düşündüm durdum.
Düğünümü iptal ettik. Böyle bir ortamda kutlama ya da düğün yapamazdık. Şimdilerde birisinin bize yardım ve destek olabileceğine inanamıyorum. Geçenlerde birileri Çin’in Filistinlilere yardım etmeye hazır olduğunu söylediğinde bize yardım etmek isteyen birilerinin hâlâ var olabileceğine inanamadım. Yaşadığımız yalnızlık çok büyük.
7 Ekim’deki Hamas saldırılarından sonraki süreci Almanya’daki Müslümanlar açısından nasıl değerlendiriyorsun?
7 Ekim’de kına gecem vardı. Kutlamanın ortasında müziği kapattık. Bir yandan da hayat devam ediyor, Almanya’da yaşayan Filistinli bir aile olarak sanki orada, Filistin’deymişiz gibi yaşayamayız diye düşünüyorsun. Ama duyduğumuz acı o kadar büyük ki, felç ediyor. Akrabalarım Almanya’daki düğünümüzü iptal ettiğimize şaşırdılar. Almanya’da yaşayan Filistinlilerin ne kadar büyük bir acı içerisinde olduğunu bence onlar da anlayamıyor.
Kendimizi çaresiz, köşeye sıkıştırılmış ve büyük bir yük altında hissediyoruz. Sanki hayatımız askıya alınmış gibi.
” Her Telefon Çaldığında Çok Kötü Bir Şey Olduğunu Düşünüyoruz”
Bu süreçte yaşadığın olumsuz bir tecrübe oldu mu?
Erkek kardeşim 9. Sınıfta. Son zamanlarda sınıfında hep kendisini savunmak zorunda kaldı. Eve geldiğinde okulda sanki bir suçluymuş gibi muamele gördüğünü anlattı. Ben de bunun üzerine okul müdürüne gidip konuştum. Müdüre şu an ailemizin, Filistinlilerin nasıl bir duygu durumu içerisinde olduğunu, kardeşimin sanki İsrail-Filistin Savaşı onun suçuymuş gibi bir muameleyle karşı karşıya kalmasının doğru olmadığını anlattım.
Şu sıralar telefon aramaları bizim için katlanılmaz bir zorluk teşkil ediyor. Birbirimizi aramadan önce haber veriyoruz ve arama nedenimizi önden bildiriyoruz. Çünkü eğer böyle yapmazsak telefon çaldığında çok kötü bir şey olduğunu düşünüyoruz. Bir de aradığımız kişiye ulaşamamışsak, o zaman aklımıza bin bir türlü korkunç şey geliyor.
“Almanca Haber İzleyemiyoruz”
İlk günlere kıyasla medyanın durumu konusunda kendimi daha iyi hissediyorum. Tüm dünya genelinde birçok insanın Filistinlilerin hayatı için inisiyatif alması, protestolar düzenlemesi, bazı medya organlarının aşırı derecede taraflı olmaması ve Filistin’de insanların yaşadığı şeylerin ne kadar kötü olduğunu göstermeleri beni az da olsa rahatlatıyor.
Yine de Alman medyasına ve buradaki siyasetçilerin açıklamalarına uzak durmaya çalışıyorum. Bunları duydukça, gördükçe canım yanıyor. Normalde hep Almanca haber izleyen babam da artık bu içeriklere dayanamıyor. Almanya’daki insanların bu tek taraflı haberlere maruz kaldığını ve olaylardan yalnızca bu şekilde haberdar olduğunu düşünmeye dayanamıyorum.
4 ay önce Filistin’deydim. Kuzenimle birlikte bir düğüne gitmiştik. Düğünde gelinle sohbet ettim, arkadaş olduk, sonradan onu ziyarete gittim. Onun da ismi Dana’ydı, adaştık. Eşiyle oturduğu ev bombalandığı için kayınvalidesinin yanına sığınmışlardı. Dana hamileydi. Sonra kayınvalidesinin evinin de bombalandığını öğrendim. Kayınvalidesi hayatını kurtarmış, eşi ise enkaz altında kalmıştı. Dana ise hayatını kaybetmişti. Tüm bunlar karşısında ne söyleyebileceğimi bilemiyorum.