– Ohio Devlet Üniversitesinde Uluslararası ve Karşılaştırmalı Hukuk Profesörü John Quigley ile röportaj
– Quigley, İsrail’in, Gazze’ye yönelik askeri operasyonlarının UAD’nin kararına rağmen devam etmesi durumunda, bunun ABD ve İsrail’e destek veren diğer ülkeler için gerçek bir sınav olacağı uyarısına bulundu
– Quigley, İsrail’in mahkeme kararlarına uymaması durumunda uluslararası toplumun tepkisinin önemine işaret ederek bu durumun İsrail’in meşruiyeti üzerinde etkili olabileceğini ifade etti

ABD’nin Columbus kentindeki Ohio Devlet Üniversitesinde Uluslararası ve Karşılaştırmalı Hukuk Profesörü John Quigley, Güney Afrika Cumhuriyeti’nın İsrail’e karşı, Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) açtığı soykırım davasında tedbir kararına hükmedilmesinin muhtemel olduğunu, bununla da İsrail’e verilen askeri ve siyasi desteğin azalabileceğini belirtti.
Ohio Devlet Üniversitesi Uluslararası ve Karşılaştırmalı Hukuk Profesörü Quigley, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin, İsrail’e karşı açtığı soykırım davasının duruşmalarının ardından UAD’nin ihtiyati tedbir kararlarının beklendiğini kaydetti.
Quigley, davanın taraflarının iddialarını, muhtemel tedbir kararlarını, kararların diğer devletlere etkisini ve dava duruşmalarında Anadolu Ajansı’nın (AA) fotoğraflarının kullanılmasını AA muhabirine değerlendirdi.

– İsrail’in savunması, hukuken elinin zayıf olduğunu gösteriyor
Quigley, İsrail’in savunmasının önemli bir kısmının hukuki meselelerle ilgisi olmayan ve Gazze’deki savaşın 7 Ekim’deki olaylardan kaynaklandığı şeklindeki konulara gereğinden fazla odaklandığını ifade etti.
Devletlerin genellikle hukuki açıdan güçlü iddiası olmadığında bu tür bir yola başvurduğunu kaydeden Quigley, “Güney Afrikalı avukatlar da bu ihtimali öngörerek, bir saldırıya karşılık vermenin, soykırımın gerekçesi olamayacağını ilk günkü duruşmada dile getirmişti.” dedi.
Güney Afrika’nın soykırım tehlikesinin varlığını makul şekilde ispatladığını belirten Quigley, “Divan, dava sonlanana kadar İsrail’in soykırımdan kaçınmasına karar verebilir. İkinci soru ise Divan’ın ihtiyati kararında İsrail’in ordusunu Gazze’den çekmesini emredip emretmeyeceğidir. Ukrayna’nın Rusya’ya karşı açtığını davada Divan, Rusya’nın Ukrayna’dan askerlerini çekmesini emretti. Dolayısıyla Divan’ın benzer bir karar vermesi mümkün.” diye konuştu.-

“Konu Güvenlik Konseyi’ne gidebilir”
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, UAD’deki davanın Gazze’ye saldırıları durduramayacağı yönündeki açıklamasının uluslararası hukuka aykırı olduğunu dile getiren Quigley, “Netanyahu geçici tedbirler alınmadan önce, yani geçici tedbirler alınsa bile buna uymayacaklarını söyledi. Bir başbakanın, böyle bir açıklama yaptığını ilk kez görüyorum.” diyerek şaşkınlığını ifade etti.
Quigley, İsrail’in Divan kararlarına uymaması durumunda üçüncü ülkelerin tepkisinin önemli olduğunu ve bu durumun İsrail’in Birleşmiş Milletler (BM) organlarındaki durumunu ve meşruiyeti üzerinde etkili olabileceğini söyledi.

Quigley, İsrail’in geçici tedbir kararlarına uymaması halinde BM Güvenlik Konseyi’ne başvurulabileceğini, ancak bu durumda ABD’nin vetosunu kullanma olasılığının bulunduğunu belirtti.
ABD’nin ciddi bir baskı altında olduğuna vurgulayan Quigley, “ABD, İsrail’in Gazze’de yaptıkları sebebiyle suç ortağı olarak görülüyor ve dolayısıyla ABD’nin veto etmek yerine kararda çekimser kalması da mümkün.” değerlendirmesinde bulundu.
Quigley; “Güvenlik Konseyi harekete geçmezse, konu Genel Kurul’a gidebilir. Genel Kurul kararı, devletlere, İsrail’e karşı diplomatik girişimde bulunmalarını tavsiye edebilir. Yani, İsrail’deki büyükelçilerini geri çekmelerini, İsrail’e karşı ekonomik yaptırımlar uygulanmasını veya İsrail ile ticaret yapmaktan kaçınmasını tavsiye edebilir.” dedi.

– İsrail’e destek azalabilir
ABD’nin bu süreçte ciddi bir sınavla karşılaşacağını ve İsrail’e olan desteğinin sorgulanabileceğini aktaran Quigley, “Soykırım Sözleşmesine taraf devletlerin soykırımı önleme yükümlülüğü vardır ve bu da soykırım gerçekleştiğinde soykırımı durdurmak için ellerinden geleni yapmaları anlamına gelir. ABD gibi İsrail’e doğrudan destek veren devletler, soykırımda kullanılan askeri yardımda bulunmamalıdır. İsrail’e aktif desteği olmayan devletler her türlü eylemi gerçekleştirebilir. Birçok devletin İsrail ile diplomatik ilişkileri var, bu nedenle diplomatik ilişkileri askıya alabilirler veya İsrail’deki büyükelçilerini geri çağırabilirler.” diye konuştu.
Quigley, tedbir kararlarının, bu durumun diğer ülkeleri kendi iç hukuklarında İsrailli yetkililer hakkında dava açmaya teşvik edebileceğini UAD’nin soykırım ve savaş suçları konusundaki kararlarının Uluslararası Ceza Mahkemesi’ndeki (UCM) süreci etkileyebileceğini söyledi.

“Uluslararası toplum, İsrail’in karara uymamasını ciddiye almalı”
Daha önce de UAD’nin verdiği kararlara devletlerin uyulmadığının görüldüğünü anlatan Quigley, “Bu kesinlikle UAD için bir darbe olur, ancak karara uyulmamasının ortaya çıkaracağı sorumluluk UAD’den çok İsrail’e düşeceğini düşünüyorum.” dedi.
Quigley, tedbir kararını UAD vermesine rağmen, uygulattırma görevinin BM Güvenlik Konseyi’nde olduğunu belirterek, “Uluslararası toplum, İsrail’in karara uymamasını ciddiye almalı ve böylece uluslararası hukukun meşruiyetini yeniden tesis etmeli veya güçlendirmelidir.” dedi.
İsrail’in karara uymaması durumunda küresel çapta bir kınama beklediğini kaydeden Quigley, “Bu durum, ABD’nin, İsrail’e verdiği destek konusunda oldukça yalnız kalacağı daha ciddi eylemlere yol açabilir ve İsrail’e karşı daha ciddi ciddi önlemler alabilir.” diye konuştu.

– İsraili destekleyen ülkeler için de bir sınav
İsrail’in, Gazze’ye yönelik askeri operasyonlarının UAD’nin kararına rağmen devam etmesi durumunda, bunun ABD ve İsrail’e destek veren diğer ülkeler için gerçek bir sınav olacağı uyarısına bulunan Quigley, “Özellikle Almanya, İsrail’i desteklemek için davaya müdahil olma planları olduğunu ima etti. İsrail’e olan güçlü desteği sebebiyle, Almanya’da ABD gibi baskıya uğrayabilir.” dedi.
Gazze’deki duruma yönelik insanların tepki verdiğine değinen Qiugley, Batı’daki hükümetlerin, İsrail’e verdikleri desteği vatandaşlarına açıklamakta zorlandığına dikkati çekti.

– “Yaşanan acılara dair elimizde çok fazla kanıt var”
Duruşmalar sırasında AA muhabirleri tarafından çekilen ve Güney Afrika Cumhuriyeti heyeti tarafından kullanılan fotoğraflara da değinen Quigley, bu tür kanıtların mahkeme tarafından değerlendirilmesinin önemli olduğunu ancak aşırıya kaçılmaması gerektiğini belirtti.
Quigley, “Güney Afrikalı avukatlar, İsrail saldırısının Gazze’ye getirdiği acının boyutunu hakimlere anlatmak için bu fotoğraflardan yararlandı. Bu fotoğraflar yardımcı olur, hepsi olmasa da bazıları çok yararlı.” dedi.
İsrail’in Gazze’deki nüfusun yok edilmesine yol açacak yaşam koşulları oluşturmayı amaçladığını ifade eden Quigley “Yaşanan acılara dair elimizde çok fazla kanıt var.” ifadesini kullandı.