Her Daim Ümitvarız Biz.

Bu ayki köşe yazıma başladığım an, Merkez üssü Kahramanmaraş olan 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde, bir günde art arda gerçekleşen iki depremde Türkiye’de 40.000 ve Suriye’de 3.500 olmak üzere toplam 24 bin 543 İNSAN hayatını kaybetti. Vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânları cennet olsun, Amin. 100.000’den fazla yaralı kardeşlerimize Rabbimden acil şifalar diliyorum, Amin. Aradan 5 gün geçmesine rağmen üzüntümü kelimeler ile ifade edemiyorum. Arama kurtarma çalışmaları 6 Şubat’tan bu yana aralıksız sürüyor, aklım kabul etmese de, hayatını kaybedenlerin sayısında daha da artış olmamasını, Cuma günü hürmetine ümit ediyor, Rabbimden niyaz ediyorum. Allah’ım günahlarımızı affeyle ve kullarına bir daha böyle bir acı yaşatma, Amin.

 

Her Daim Ümitvarız Biz

Avrupa Türklerinin ilk refleksleri takdire şayan

Pazartesi 6 Şubat sabahı uyanan Avrupalı Türkler, deprem ile ilgili acı haberi alır almaz, takdire şayan bir şekilde harekete geçme becerisini göstermiştir. Avrupa’nın 100’den fazla şehirlerinde bir yandan nakdî kampanyalar başlatmış diğer yandan da kıyafet ve ihtiyaç malzemeleri toplama çalışmalarını organize etmiştir. Örneğin Hollanda genelinde Türk toplumu tarafından başlatılan çalışmalarda nakdî yardımların 10 milyon avroyu geçtiğini ve deprem bölgesine doğru yola çıkan tırların sayısının da 50’ye yaklaştığını biliyoruz. İlk yaralar sarıldıktan ve cenazelerimiz kaldırıldıktan sonra, sıra aklıselim ile orta ve uzun vadeli yapılacaklara gelecek elbette. Çünkü hem deprem bölgesi çok geniş hem de deprem bölgesindeki yıkım çok şiddetli. Yaraları sardıktan sonra bölgeyi tekrar ayağa kaldırmak için bir ‘seferberlik’ çalışması başlatılmalı ve bu çalışmaların da projelendirilmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Belirlenen kalkınma projelerini Avrupa’da Türklerin yoğun yaşadıkları bölgeler ile eşleştirilip, o bölgede yaşayan insanların nereye ve ne için yardım ettiklerini bilmeleri gerekiyor diye düşünüyorum.

Örneğin, depremden etkilen bir bölgede 200 kişi kapasiteli hastane ihtiyacı var ise, bunu Amsterdam bölgesinde yaşayanlar sahiplensin ve orada kurulacak koordinasyon merkezinden yardım çalışması başlatılsın ve süreci takip etsin. Paylaşarak ve projelendirerek yükler hafifler ve hayaller gerçekleşir.

 

Her Daim Ümitvarız Biz…

Devlet ve Halk birlik ve dayanışma içinde çalışıyor

Henüz birkaç gün önce Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi olarak atanan Sayın Selçuk Ünal yardım kampanyası düzenleyen Hollanda’daki Türk vatandaşlardan bilgi aldı ve gösterdikleri dayanışma için teşekkür ederek şu açıklamayı yaptı: “THY ve yola çıkan tırlarımızla sevkiyatımız sürüyor. Yarım milyonluk toplumumuzla müşterek çalışmalarımız devam edecek. Memleketimizdeki elim deprem felaketinde ülkemizin yardımına süratle ve fedakârca koşan, nakdî yardımlarını esirgemeyen tüm toplumumuza şükranlarımızı arz ediyoruz. Moralimiz bozulmayacak. Yaralarımızı sarmak için tüm olanaklar seferber edilmiş durumda”, diye konuştu.

Ocak ayında yeni görev yerlerine atanan T.C. Amsterdam Başkonsolosu Sayın Mahmut Burak Ersoy, T.C. Deventer Başkonsolosu Sayın Muammer Hakan Coşkun ve T.C. Rotterdam Başkonsolosu Sayın Sevgi Kısacık sahaya inerek, yardım çalışmalarını yerinde takip ettiler ve onlarca gönüllüye destek oldular. Başkonsoloslarımızın Hollanda’nın bazı Belediye Başkanları ile beraber yardım toplanan merkezleri ziyaret etmeleri halk tarafından takdir edildi.

Ben buradan Hollanda’daki Türk girişimcilere ayrı ayrı teşekkür etmek istiyorum. Baktığımda her yardım toplama çalışmalarında o şehirde girişimci olan esnafımızın mutlaka öncülük yaptığını görmekteyim. Ne kadar girişimci ruhlu bir millet olduğumuzu tekrar göstermiş olduk. Hollanda’da transport sektöründe aktif girişimcilerimiz olmasaydı, o tırları deprem bölgelerine anında nasıl yollayacaktık? Girişimcilerimizin o geniş depo yerleri olmasaydı, kıyafet ve ihtiyaç malzemelerini nasıl seçecektik ve ambalaj edecektik. Tabii ki bir de o camilerimiz, derneklerimiz, vakıflarımız ve teşkilatlarımız olmasaydı, nasıl o birlik ruhunu yakalayacaktık?

 

Her Daim Ümitvarız Biz

Hollanda Devleti ve Halkından duyarlı yaklaşım

Bir önceki yazımda Hollanda ile Osmanlı İmparatorluğu (Türkiye) ticari ve siyasi ilişkilerinin çok eski ve derin olduğundan bahsetmiştim. Bu depremdeki süreçte de aynı duyarlığı gördük. Başta Kraliyet Ailesi’nden Kral Willem-Alexander ve Kraliçe Maxima’nın yayınladığı taziye bildirisi olmak üzere, Hollanda hükûmeti yardım elini uzatarak arama kurtarma ekibini Türkiye’ye yolladı.

 

Başbakan Sayın Mark Rutte, yapılan yardımları yerinde görmek ve insanlarımızın çalışmalarına destek olmak için Rotterdam Mevlânâ Camii’ni ziyaret etti. Başbakan Sayın Mark Rutte, ziyaret sonrasında şu düşünceleri paylaştı: “Türkiye ve Suriye’de yaşanan korkunç depremlerin sonuçları Hollanda’yı da sert vurdu. Birçok insan, afet bölgesinde yaşayan sevdikleri için çok endişeli. Şehirler tamamen yıkıldı, ölü ve yaralı sayısı şaşırtıcı derecede yüksek. İnsanlarla kederleri ve belirsizlikleri hakkında sohbetler yaptım. Aynı zamanda kısa sürede kurulan tüm bağış toplama kampanyalarından çok etkilendim. Bu zor zamanda umut ve moral veren bir durum. Tekrar geçmiş olsun dileklerimizi bildiriyor, daha ağırlarını yaşamamayı diliyorum” dedi.

Hollanda Dışişleri Bakanı Sayın Wopke Hoekstra ise T.C. Lahey Büyükelçiliğini ziyaret ederek Büyükelçi Sayın Selçuk Ünal’a geçmiş olsun dileklerini iletti ve açılan taziye defterini imzaladı. Dışişleri Bakanı Sayın Wopke Hoekstra taziye defterine şunları yazdı: “Bu hafta Türkiye’yi vuran ve böylesine büyük acılara neden olan korkunç felaketin neden olduğu acı ve kederi tarif etmede kelimeler her zaman yetersiz kalacaktır. Hollanda’da birçok kişinin hissettiği şok ve üzüntü, iki ülke arasındaki yakınlığı yeniden hissettiriyor.”

 

Çalışma ve Sosyal İşleri Bakanı Sayın Karin van Gennip ise Hollanda’daki Türk STK temsilcileri ile bakanlıkta bir araya gelerek taziyede bulundu ve daha nasıl ortak yardım çalışmalar yapılabilir hakkında görüş alışverişinde bulundu.

Rotterdam Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb, Zoetemeer Belediye Başkan Vekili Jan Iedama, Schiedam Belediye Başkanı Cor Lamers, meydana gelen deprem felaketinde hayatını kaybedenler anısına T.C. Rotterdam Başkonsolosluğunda açılan taziye defterini imzaladılar.

 

Hollanda’nın Kızılay’ı Het Rode Kruis ve Giro 555 nakdî yardımda şimdiye kadar yaklaşık 10 milyon avro toplandığını, 50’den fazla Hollanda Belediyeleri tarafından da 4 milyon avro yardım yapıldığı açıklandı. 15 Şubat Çarşamba günüde Ulusal Televizyon kanalları tarafından canlı yayın yapılarak Giro 555 tarafından nakdî kampanya olacağını açıkladı. Tabii ki sosyal medyada ve ulusal haber sitelerinde paylaşılan binlerce taziye ve duygu yüklü mesajları unutmamak lazım. Acımızı paylaşan herkese teşekkürü bir borç biliriz.

 

Her Daim Ümitvarız Biz

MÜSİAD Nederland Başkanı Ali Köklü ezberleri bozdu

26 Ocak Perşembe akşamı MÜSİAD Nederland’ın Scheveningen kentindeki harika mekânlardan Grand Hotel Amrâth Kurhaus’da organize ettiği yeni yıl resepsiyonuna katıldım. Türk, Hollandalı, Faslı, Bosnalı, Azerbaycanlı ve Surinamlı katılımcılar başta olmak üzere, iş dünyasının yoğun katılımı ile âdeta ekonomik zirveye dönüştü.

Ünlü Alman mimarlarından Johansn Friedrich Henkenhaf ve Friedrich Ebert tarafından tasarlanan hotel 1885 yılında hizmete sunularak açılışını gerçekleşmişti. Hollanda Kraliçelerinin yazlık sarayı olarak kullandıkları Kurhaus aynı zamanda birçok Avrupa Kraliyet Aileleri tarafından da tatillerini geçirmek için tercih ettikleri mekândır. Dönemin Devlet Başkanları Winstron Churcill ve Michael Gorbatsjov gibi siyasetçilerin de konaklamak için tercihleri burası olmuştur.

Resepsiyona Azerbaycan Hollanda Büyükelçisi Sayın Rahman Mustafayev, Bosna-Hersek Hollanda Büyükelçi-Yardımcısı Sayın Aleksandar Dragičević, T.C. Amsterdam Başkonsolosu Sayın Mahmut Burak Ersoy, T.C. Rotterdam Başkonsolosu Sayın Sevgi Kısacık, T.C. Deventer Başkonsolosu Sayın Muammer Hakan Cengiz, Fas, Surinam ve Ürdün Büyükelçiliklerinden temsilciler katılarak güzel bir mozaik oluşturdular.

HOTİAD Başkanı Sayın Hikmet Gürcüoğlu, TNOP Başkanı Sayın Durmuş Doğan, EUBA Hollanda Başkanı Sayın Hasan Aras, UID Hollanda Başkanı Sayın Hasan Tekten ve Hollanda Türk Federasyon Başkanı Sayın Murat Gedik de katıldılar.

Açılışa, Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan ve program sunuculuğunu MÜSİAD Nederland Genel Sekreteri Sayın Özlem Şahin’in yaptığı resepsiyonda açılış konuşmasını MÜSİAD Nederland Başkanı Sayın Ali Köklü davetlilere hoş geldiniz dedikten sonra Regaip Kandilini kutladı.

MÜSİAD Nederland Başkanı Ali KÖKLÜ yaptığı konuşmasında şunlara değindi:  “Hollanda Ticaret Odasından (Kamer van Koophandel) bize ulaşan verilere göre, girişimci olarak Ticaret Odasında kayıtlı ve Türkiye doğumlu girişimci sayısı 33.746, Surinam doğumlu girişimci sayısı 22.882, Fas doğumlu girişimci sayısı ise 18.720 olarak açıkladı. Bu girişimciler ana vatanlarında doğmuş ve Hollanda’da ticaret yapan kişilerdir. Bu rakamların üzerine bir de burada doğup yetişen üçüncü nesli eklersek, sayıların nerelere çıktığını açık şekilde hesaplayabiliriz.

Hollanda Ticaret Odası’nın açıkladığı raporda Hollanda’da kadın girişimci sayısında artış gözlemlendiğini, bu rakamın 2013 yılında %33,7 iken 2022 yılında %37,3 oranına yükseldiğini görüyoruz. Özellikle e-ticaretin bu artışta önemli faktör sağladığı biliniyor.

Hollanda ile yapılan ticaretlerin yanı sıra, geldiğimiz ülkelerimiz arasındaki ticari işbirliklerinin daha da artmasına vesile olarak, işbirliklerinin geniş kapsamlı olmasını sağlayabiliriz. Dünya ticaretinde önemli söz sahibi olan Hollanda’da yaşamamızın avantajlarını değerlendirerek uluslararası ticaretimizi daha da geliştirelim. Tatil öncesi Karma bir Network Programı organize etmeyi planlıyoruz. Genel merkezimizin de önemsediği ve Türkiye’den de firmaların katılmak arzusunda olduğu bu karma iş programında bizler gibi Hollanda’da yaşayan ve ticaret yapan diğer ülke iş insanlarımız ile bir araya gelerek tanışarak, doğduğumuz ve doyduğumuz ülkelerimiz arasındaki ticari ve dostluk köprülerini çoğaltmak amacındayız.

MÜSİAD Hollanda olarak bizler bu gelişmenin lokomotif rolünü üstlenmeye hazırız ve bu gelişmeyi sizler ile birlikte çalışarak yürütmek istiyoruz. Gelin hep beraber bu potansiyelimizi daha da verimli kılmak için ortak çalışmalara imza atalım.”

Bende şahsen MÜSİAD Nederland’ın bu misyonunu destekliyor ve çalışmalarında başarılar diliyorum.

 

Her Daim Ümitvarız Biz

‘Rabbim, benim ilmimi artır’ de…

Hollanda’da tanınan ve sevilen şair, yazar ve gazeteci Yavuz Nufel’in bir ifadesi vardır: ‘Bunu yazmazsam olmaz’ diye.

Şimdiki yazacaklarım da bunun gibi bir şey. Sene 2002 ve CDA Partisi’nin ve Eindhoven Türk toplumunun desteği ile Eindhoven Belediyesi Meclis üyeliğine seçildim. Mecliste üç farklı komisyonda yer aldım ve ekonomi komisyonunda da partimin sözcülüğünü yaptım. 2004 senesinde dünya markası olan Philips bir karar alır ve High Tech Campus Eindhoven adı altında bir Teknokent kurar. Eindhoven’de kurulacak olan bu Teknokent bir çok yabancı ülkelerden teknoloji şirketleri ile birlikte çalışmayı ve bunlara Teknokent’te yer vermeyi kararlaştırır (Ecosystem). Ben de “ekonomi komisyonunda Türkiye’den de bir şirket kabul eder misiniz?” diye teklifte bulundum ve bu teklifim kabul edildi.

Dönemin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına resmî websitesinden kendilerine ulaştım ve Eindhoven Belediyesine sunmuş olduğum teklifi ilettim. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Beyefendi konunun önemini benimsediği için Lahey Büyükelçiliği ve Rotterdam Başkonsolosluğu aracılıyla konu ile ilgili geniş rapor istedi. Ben de bu raporu her iki temsilciliklere ilettim. Türkiye’de Teknokentler ODTÜ ve TÜBİTAK dışında daha yeni yeni kurulmaya başlamıştı o tarihte. Aradan kısa bir dönem geçtikten sonra, o sene Teknokent’in kurulması kararlaştırılmış bir ilden gelen cevap ise manidardı ve beni derinden üzmüştü: ‘Biz Belediyeler olarak Teknokentler ile ilgilenmiyoruz’. Hâlbuki High Tech Campus Eindhoven ‘The Triple Helix Model of Innovation’ modelini baz alarak kurulmuştu ve bu yenilikçi model sayesinde tüm Avrupa’nın en önemli Teknokenti hâline geldi. Geçen ayki yazımda belirttiğim gibi nitelikli insana değer veren Hollanda, dünyanın dört bir yanından gelen ve sayıları 12.500’ü aşan çalışanları ile, son bir kaç sene içerisinde 200’e yakın Türk olmak üzere, muazzam bir Teknokent olarak konumunu koruyor. Olan, geçen 20 seneye oldu maalesef. Demem o ki, depremin üzerinden 5 gün geçmesine rağmen içimdeki acı hâlen taze iken, Cumhurun başı olarak vizyon, teknolojiyi benimseyen ve sorumluluk sahibi olursunuz, ama yerel yönetimdekiler aynı sorumluluk duygusunda değilse yine olmuyor, yine de olmuyor.

Deprem bölgelerini ziyaret ederek bilgi alan Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayip Erdoğan Beyefendinin içindeki acıyı yüzünden okuyorum. Nerede o yıkılan binalara yapım onayı veren ve yapım sonu bunları denetlemeden sorumlu seçilmiş Belediye Başkanları?

Kalın sağlıcakla…         Kaya Turan Koçak                      —◄◄                 …