13 yıldan beri bir türlü siyasal istikrarı tutturamayan Hollanda nihayetinde aşırı sağcı ve İslam düşmanı bir liderin seçimleri kazandığı ülke oldu. Bir zamanların en liberal Avrupa ülkelerinden birisi olan Hollanda’daki bu gelişme Avrupa Birliği’nin ereye doğru yöneldiğinin işaretlerini de vermektedir. Avrupa, artık aşırı sağın tahakkümüne doğru adım adım ilerliyor.

Geert Wilders, Hollanda’da son 13 yılda yürütülen sağ politikaların meyvesini kendi partisine yönlendirmeyi başardı. Böylece, 13 yıllık Mark Rutte iktidarının ekonomik ve sosyal politikalarındaki başarısızlığı Wilders’i zirveye ulaştırdı.

Wilders 150 sandalyeli parlamentoda 37 milletvekili çıkarırken, 13 yıllık iktidarı elinde tutan Mark Rutte’nin partisi ise sadece 24 milletvekili elde edebildi.

Wilders’in iktidara yürüyüşü ile Avrupa sağının iktidara yürümesi arasında bir paralellik olup olmayacağı şimdi tartışmaya açılabilir.

ALMANYA’DA AFD ANKETLERDE ZİRVEYİ ZORLUYOR

Gelinen noktada Avrupa’da aşırı sağın iktidara en yakın olduğu ülkelerden birisinin Almanya olduğu söylenebilir. Zira, son yapılan kamuoyu yoklamaları aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin ikinci parti olduğunu ortaya koydu. Sosyal demokratlarla Yeşiller, AfD’nin gerisinde kalmıştır. AfD’nin oy oranı bu hâliyle yüzde 21’i buldu.

Almanya’da özellikle göçmen ve Müslümanlara karşı en sağ politikaları sosyal demokratlar yürütmüştü. Bir zamanların içişleri bakanı olan Otto Schily sosyal demokrat – Yeşiller iktidarında aşırı sağın bile ummadığı şekilde göçmen ve Müslüman karşıtı politikaların temsilcisi olmuştu.

İTALYA’DA AŞIRI SAĞ İKTİDARDA, FRANSA’DA 13 MİLYON’DAN FAZLA OY ALDI

İtalya’da Giorgia Meloni iktidara gelmiştir. Fransa’da Ulusal Cephe cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci tura katılarak 13 milyon 300 bin oy alabilmişti. Aynı şekilde bir zamanların solcusu Emmanuel Macron’un aşırı sağcı bir politika yürütmediği söylenebilir mi?

Avusturya zaten sağ iktidarın yönetimindedir. Her ne kadar iktidar ortakları sosyal demokratlar veya Yeşiller olsa da Avusturya’da bu son dönemde aşırı sağ politikalar hep öne çıkmış, sosyal demokrat ve yeşiller sadece bir dolgu malzemesi olarak kaldı.

Aynı şekilde Danimarka’da sosyal demokrat yönetim sağ politikalar uyguluyor. Bu ülkenin Etyopya asıllı önce komünist sonra da sosyal demokrat olan göçmen asıllı bir bakanının yürüttüğü aşırı sağ, ırkçı ve göçmen düşmanı uygulamaları aşırı sağcı siyasetçiler dahi yürütmemiştir.

İngiltere’de Rishi Sunak göçmen kökenli bir başbakan olsa da yürütülen politikaların aşırı sağ politikalardan farklı bir yönü yoktur.

Hollanda’da 22 Kasım’daki seçimler, Avrupa’nın geleceği açısından endişeli bir yönü bir kez daha gözler önüne sererken, aşırılık yanlılarının aldığı oy oranları hem göçmenler, hem de sağduyulu Avrupalılar için de gelecekte daha çok endişeyi artıracak gibi gözüküyor.

Camiahaber/İlhan Bilgü